Ergun KAFTANCI
ÖTEKİ ulusal bayramlarımız gibi bu yıl da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sönük geçti…
Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığının geldiği son çizgi…
……………………
Ulusal bayramların kutlanmasından korkan kafa var ya…
Daha birkaç yıl coşkuyla kutlamaları engelleyecek.
Geldikleri gibi gittikleri zaman, bayramlar bizim!
…………………….
Biz bu bayramı gerektiği gibi yaşayamazken birçok ülke, Atatürk‘ün gelecek kuşaklara armağan ettiği 23 Nisan‘ı resmen bayram kabul etti…
Artık başta Almanya olmak üzere pek çok ülkede kutlanıyor…
Hem de coşkuyla!
…………………….
Bu tablo karşısında yapacağımız tek şey var…
Hem övünelim, hem dövünelim…
Hem de utanalım!
…………………….
23 Nisan 1920 dünya tarihinde de önemli bir gündür.
Atatürk cumhuriyete yürürken padişahın ve hanedanın egemenliğini ortadan kaldırmak düşüncesindeydi…
Bu amaçla Meclis‘i hayata geçirdi…
Cumhuriyet de ardından geldi!
…………………..
Halkın egemenliği çok önemliydi…
Meclis’in açılmasıyla bu sağlandı…
Başka milletlere egemenlik yolunda ivme kazandıran da işte budur!
…………………..
Acı olan, başımızdakilerin ulusal bayramlara bakışları…
Bir de iç düşmanların varlığı…
94 yıl önce Meclis açılırken dış düşmanlarımız vardı ama iç düşmanlarımız yoktu…
Bugün, ikisi de var…
……………………
Ne acı ki bölücüler ulusal bayram günümüzü de kana buladı…
Mardin’de el yapımı bomba patlatarak kanımıza girdiler, canımızı aldılar, bir şehit de orada verdik!
Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığı, milletimize ulusal bayramları zehir etmeye kalkanları helâk eder inşallah!
…………………….
Türkiye partisi olmak yerine bölücülerin partisi olmayı tercih etmek doğru ve akıllı işi değil…
Samimiyetsizlik ve dahi hainlik…
…………………….
HDP‘lilerden bir kişi dahi bayram dolayısıyla Anıtkabir’e gitmedi…
Atatürk‘ün huzuruna çıkamadılar…
Ruhundan korktular…
23 Nisan Ulusal Bayramı’mızı kutlamayanlara bu korku kapak olsun!
…………………..
Anıtkabir’deki kutlama töreninde ilginç bir tablo oluştu…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Karaman’daki taciz olayı üzerine “Bir kereyle bir şey olmaz” dediği ileri sürülen kadın bakanla protokol gereği yan yana düştü…
Çeşitli yorumlar yapıldı…
Yan yana durmakla ne Kılıçdaroğlu AKP’li oldu, ne kadın bakan CHP’li…
Böylece “Bir kereyle bir şey olmaz” iddiası da doğruluk kazandı!
…………………
Coşkuyla kutlayacağımız nice ulusal bayramlara!
* * *
BÜYÜK küçük hemen her kentte gökdelenler yükseliyor…
Hem konut, hem iş yeri olarak…
İtalyancadan dilimize soktuğumuz sözcüklerden biridir plaza…
Bir diğeri de rezidans…
O da pılısını pırtısını toplayıp Fransızcadan dilimize girmiş.
Kısacası…
Toplumsal karmaşadan doğan iki yapı şekli…
…………………
Adam düne kadar üretime katılan koca bir tesisin sahibiydi…
Bugün o alana gökdelenler kuracağını açıklıyor…
Bu nedir diye düşündüm…
Ranta doymamak ve rantiye, yani getiricilik dünyasına dalmak galiba…
Dalana para, iktidara oy getiren durum!
* * *
ACEM Zencani İran’da hapis…
Suçu da çeşitli; en ağırı İran’ı dolandırmak…
…………………..
Demişler ki:
-Bizden götürdüklerini ver, bir de ortaklarını açıkla idamdan kurtul…
Yoksa herifi asacaklar…
Zencani de “Tamam” demiş, “Paranızı ödeyeceğim, ortaklarımdan biri de Zarrab”…
Bakalım bu itirafa koşut gelişme nasıl olacak…
…………………..
Zarrab da ABD’de tutuklu…
Onun suçu ise Amerika’yı dolandırmak…
………………….
Çirkin iddia…
Yargılanmasına başlandığında iddialar sağlıklı mı değil mi ortaya çıkacak…
………………….
Yalnız dünyada dolaşan ve bize kadar gelen bir söylenti var.
Sözde Amerika Zarrab‘ı, İran’ın eline düşmesin diye tutuklamış…
Ben inanmadım…
Sanki Reza acem değil de, Amerikalı birinin oğlu ya da akrabası, ya da Obama‘nın golf arkadaşı…
Bunlar olmadığına göre Birleşik Devletlerin Zarrab‘a gösterdiği bu yakın ilgi neye işaret, anlayamadım!