Askerin, siyasete son açık müdahalesinin ardından 9 yıl geçti.
2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, 27 Nisan gecesi verilen muhtıra tüm dengeleri alt üst etti. Genelkurmay, AK Parti’nin adayı Abdullah Gül’ü istemiyordu.
Dönemin hükümetinin dik duruşu ve ardından gelen erken seçim, muhtırayı adeta boşa düşürdü. Fakat askeri vesayetin ortadan kalkmasıyla demokrasinin kurumsallaşacağını düşünenler yanıldı. Asker, görece demokratik sınırlarını çekilirken, boşalan vesayet alanını ‘sivil siyaset’ doldurdu.
Özellikle 2011 referandumuyla birlikte, gücünü pekiştiren siyasi iktidar, bambaşka bir yola evrildi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları daraltılırken, tüm muhaliflerin üzerindeki baskı arttırıldı. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle ‘proje’ olarak kurulan sulh ceza hakimlikleriyle adeta muhalif avına çıkıldı. Yani, vesayet sadece gömlek değiştirmiş oldu.
Bir e-muhtıra öyküsü
2007 zor bir yıldı. Türkiye, yeni cumhurbaşkanını seçecekti. 27 Nisan’da cumhurbaşkanlığı seçimin ilk tur oylaması yapıldı. Abdullah Gül, 361 vekilden 357’sinin oyunu alırken, CHP de Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Ana muhalefetin iddiasına göre 367 vekil TBMM’de olmalıydı.
Asıl bomba ise gece yarısı patladı. Genelkurmay Başkanlığı, Türk siyaset tarihine e-muhtıra olarak geçen ve internet sitesinden yayımlanan bildiride, cumhurbaşkanlığı seçimine doğrudan müdahale etti.
Ertesi gün muhtıraya muhtırayla cevap verildi. Hükümet adına Cemil Çiçek konuştu: “Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay’ın hükümete karşı bir ifade kullanması, demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez. Genelkurmay Başkanı, Başbakan’a karşı sorumludur.”
Anayasa Mahkemesi’nin ‘367 kararı’ ile Cumhurbaşkanlığı seçimi iptal edildi. İktidar, erken seçim kozunu oynadı ve kazandı. Gül, yeniden aday oldu, MHP’nin TBMM’deki oylamaya katılmasıyla, Türkiye’nin 11. cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıktı.
Dolmabahçe’de ‘sır’ görüşme
Muhtıra sonrası İstanbul’da yakın tarihin en gizemli görüşmelerinden biri yaşandı. 5 Mayıs 2007’de Büyükanıt ile dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda yaklaşık iki buçuk saat görüşme yaptı. Ancak ikili görüşmenin içeriği ile ilgili hiçbir açıklama yapmadı. Hatta Erdoğan, “Mahrem bir görüşme yaptık. Bu benimle mezara kadar gider, hiçbir zaman açıklamam.” ifadelerini kullandı.
Muhtıraya 8 yıl sonra soruşturma
Aradan yıllar geçti, muhtıra adeta unutulmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu 2015’te muhtırayla ilgili soruşturma başlattı. Savcılık, Genelkurmay Başkanlığı’na söz konusu tarihlerde kurumda herhangi bir toplantının yapılıp yapılmadığını sordu. Ardından 14 Aralık’ta emekli Orgeneral Büyükanıt’ın, ‘şüpheli’ sıfatıyla Fenerbahçe Orduevi’ndeki ikametinde ifadesinin alınması talimatı verildi. Büyükanıt, iki sayfalık yazılı savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Soruşturmayla ilgili genel kanaat ‘göstermelik’ olduğu yönündeydi. Ve bugüne kadar somut bir gelişme olmaması bu kanaati güçlendirdi.
KAYNAK : Yeni Hayat Gazetesi