Zulüm ve kıyımlar bir an olsun Türk milletinin peşini bırakmıyor. Türkiye aşağılık bir darbe girişimini yeni atlatmışken, şimdi de Halep Türklüğü feryat ediyor.
Anadolu’nun şehirlerinden hiçbir farkı olmayan İnsanı Türk, özü Türk, mimarisi Türk ve tam anlamıyla “Türk Halep” bugün alçak bir kuşatmanın içerisinde, açlık ve susuzluğa karşı direniyor. Sınırlı sayıda silah ve az miktarda cephane ile Esat rejimine ve onun ortaklarına karşı 5 yıldan beri zulme baş eğmeyen Halep’te maalesef bugün bir matem havası esiyor.
Çünkü uzun bir süredir dış dünyayla tek karayolu bağlantısı olan Kastello yolunun diktatör Esat rejimi ve terör örgütünün Suriye uzantısı tarafından işgaliyle 8 Temmuz 2016’dan beri Halep’e bir şişe su dahi girmiyor. Bununla beraber Rus uçaklarının havadan acımasız bombardımanıyla viraneye dönen şehirde 21 Temmuz 2016’dan itibaren Gıda malzemesi su ve sağlık ekipmanları tükenmiş durumda 200.000 ini Türkmenlerden oluşan 500000 Halepli adeta ölümü bekliyor.
Birleşmiş Milletler ve diğer sivil toplum örgütleri başta olmak üzere yetkililer gerekil adımları atmazsa, kısa bir süre sonra tarihin vakur şehri Halep’te dünyanın en büyük toplu mezarı oluşmuş olacak.
Ecdat yadigârı soydaşlarımızın her zaman yanında olan Anadolu Türklüğünü Halep İçin el ele vermeye çağırıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yöneticilerini ve sivil toplum örgütlerini Halep’in sesini duyurmaya davet ediyoruz. Bu yönde oluşturulacak olan kamuoyu, soydaşlarımızın ayakta kalmasının tek şansıdır.
Ülkü Ocakları olarak bizlerde, her zaman ve her şart altında Halep Türkmenlerinin ve bütün soydaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz.
Ne Antep’ten Kilis’ten Ankara’dan farklı görmediğimiz Halep’in yok olmasına, ne de Anadolu Türklüğünün bir parçası olarak gördüğümüz Türkmen soydaşlarımızın katledilmesine müsaade edemeyiz. Unutulmamalıdır ki Halep Güney hududumuzun kilit taşı, atalarımızın emanetidir.
Olcay KILAVUZ
Ülkü Ocakları Genel Başkanı