Kenan EROĞLU
Monşer-Usta(1): Demek %11.1 büyümüşüz. Sen onu gel külahıma anlat. Nerdeymiş, ben neden göremiyorum?.
Odgurmuş(2): Neyi göremiyorsunuz. Ülkemiz 11,1 büyümüş onu mu göremiyorsunuz.
Monşer-Usta: Evet kim büyümüş, ne büyümüş, borçlar mı büyümüş, alacaklar mı büyümüş, rüşvet mi büyümüş, ne büyümüş?. Bu büyüme rakamına inanmamı beklemiyorsunuz değil mi? Biz hangi gezegende yaşıyoruz acaba?.
Bu ölçüde büyüme sağlıklı mı? Diye de sorulabilir… Döviz kurları artınca, gizli enflasyon olunca büyüme de fazla gözüküyor olabilir
Bu büyüme bize niye yansımıyor acaba.
Odgurmuş: Bakıyorum da ekonomi profesörü gibi konuştunuz. Bu büyüme rakamları ülkemizin rakamları, başka söze ne hacet.
Monşer-Usta: Üretim artmış olmasını umarım ancak satış fiyatları da artmış… Bu yanıltıcı bir büyüme… Düşünülmesi gerekiyor… Krizin habercisi de olabilir…
Biz iyi gelişmelere sevinmiyoruz gibi algı var sanki sizde. İyi olmayan ne var ki! ülkemizde her şey olumlu zaten!.
Odgurmuş: Siyasi görüş ve düşüncelerimiz saklı kalmak şartıyla. Biz milliyetçiler bazı konuları ve iyi gelişmeleri “ama’sız fakat’sız” görmemiz lazım.
Monşer-Usta: Nereden başlasam bilemiyorum, bu büyüme rakamları falan beni açmaz, madem bu kadar büyüyoruz neden bana yansımıyor, yıllardır enflasyonu düşük gösterip yüzde üç maaş zamlarına mecbur edenler kendi keyiflerinden hiç kısmadılar. O büyüme rakamları gündem, algı oluşturmaya yönelik yiyen yesin ben yemem, bunun milliyetçilikle alakası yok, ülke rakamlarla istediği kadar büyüsün eşit paylaşılıyor mu? Ben ona bakarım. Yapma, sen bari yapma, işçinin, memurun, emeklinin cebine giren bir şey var mı? Bana ne ülke büyümüş ama rakamlar bir Seçkin zümrenin cebine inmiş, size anlatmama gerek yok, tarihte yıkılan büyük devletlerin yıkılış nedeni biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar.
O rakamların öyle çıkmasını sağlamak için, verilerin girişine bakmak gerekli. Belki sen bilmeye bilirsin, ama emeklinin, asgari ücretlinin, memurun cüzdanı hiç büyümeyi 11 olarak göstermiyor. İşsizlik onu göstermiyor, toplumsal huzur onu göstermiyor, millet barut gibi, trafikte yol vermedin diye birbirini öldürüyorlar, Türkiye’nin tek kurtuluşu bence FANATİKLİKTEN kurtulmaktır, senin eleman bir yanlış yapmış yaparsa sen söyleyeceksin, benim eleman bir hata yaparsa ben söyleyeceğim.
Odgurmuş: durum ortada ülke 11.1 büyümüş. Bunu tevil etmenin bir faydası Yok. Görmezden gelmenin de bir anlamı Yok. Durum bu. Kabullenmekten başka bir yol yok. Sonra da daha iyisini nasıl yaparız üzerinde düşünelim. Hani milliyetçiyiz ve milletimizi seviyoruz ya.
Monşer-Usta: Ben anlatamıyorum Türkiye büyümüşte kime göre, nereden nereye büyümüş? Olan şeyin kime faydası olmuş, kendi otomobilini bile üretemeyen bir ülke nasıl büyümüş, benim cebimdeki para 10 lira 11 lira mı olmuş? ben geçen yıl on liraya aldığım malı bu yıl aynı paraya alabilmişim mi?
Milliyetçiyim diyen insanın şimdi ülkenin içinde bulunduğu duruma karalar bağlaması gerekirken, ülkeyi beka sorunuyla karşı karşıya getirenlerin ekmeğine yağ sürüyoruz, bu faydasız durumu artık evirip çevirip ey şu,ey bu diye algı yaratmayalım.
TV’lerde büyümenin sadece inşaat alanında olduğu ve suni ve devam edilebilir olmadığını iktisat ve Ekonomistler parmak basıyor. Makineleşme, üretime yönelik bir büyüme olmadığı için sürdürebilir olmadığı bir gerçek. Et ithalatı, saman ithalatı yapan bir konuma düşmüş bir ülke olarak durum ne kadar iyi olabilir. Ülke geneline bakmak gerek. 10 lira 11 lira mı olmuştu yoksa istihdam mı artmış mutlu insan sayısı sadece yandaşlar değil herkes olduğu zaman ülkemizin başarısından bahsedebiliriz
Odgurmuş: Kardeşim. Bir atasözü var “zenginin malı züğürdün çenesini yorar” diye. İşte biz milliyetçilerin durumu tam da bu. Ülkemiz 11.1 büyüme sağlıyor. Biz züğürt misali çene yarıştırıyoruz.
Çok karamsar olmamak lazım. Türk milletinin büyüklüğüne inanmak ve geleceğimizin de bu günden daha iyi olacağı kanaatini taşımak gerekir.
Bazı yorumlardan çıkardığım sonuç şu… Maalesef büyümeden memnun olmayan arkadaşlar var. Türkiye büyümese idi hem yabancı yatırımları engellemek hem de içeride kaos ortamı yaratmak için FED veya Standart and Poor’s çoktan yaygarayı basarlardı. Krize rağmen Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımın 65% yüzdesi Hollandalılar yapmış. Bu bilgi Hollanda merkez bankasının verileri gazetelerde çıktı.
Hamasetle yapılan muhalefet ülkeye hiç bir şey kazandırmaz aksine çok şey kaybettirir.
Monşer-Usta: lütfen geçen yıl ki döviz kurlarında bakın, bir de bu yıl ki, kriz kavramını nasıl algılıyorsunuz, geçen yıl aralık ayından bu yana yüzde 25 devalüasyon olmuş aynı durumlar 20-25 yıl önce olunca kıyametleri kopuyor TV’ler kapalı çarşıdan naklen yayın yapıyordu.
Petrol fiyatları 6 liraya dayanmış hala pembe tablolar çiziyorsunuz.
Neye rağmen işsizlik çift hanelerde enflasyon çift hanelerde pahalılık almış başını gidiyor ülkede İnşaat sektörü %20 büyüyor amelelerin omzunda ülke %11 buyuyor hayırlı olsun
Hizmet sektöründe kafe ve lokanta benzeri işler sektörü büyümenin ne kadar sağlıklı olduğunu gösteriyor. Her sokakta 3 5 tane cafe ve dönerci açmakla memleket kurtulacaksa ne ala bunlar ne cari açığı düşürüyor nede insanin refahını artırıyor
Sanal büyüme kardeş istihdam nerede
Nerde istihdam. Nedir bu kadar işsizlik rakamları neyi ifade eder milli gelirde dağılım kime yansıyor yapma Odgurmuş bunca esnaf kepenk kapatıyor. Asgari ücretle işte bu yüzden bulamayan milyonlar parça insan var sen11.1 büyüme var diyorsun
Odgurmuş: Ekonomik büyümeyi gelişmiş ülkelerde ki uygulamayı görmezden gelip ucuz ve seri üretim amacıyla otomatize olmuş üretim sektörünü dikkate almaz, sadece işgücü açığını kapatan istihdam aracı olarak açıklarsak yanlış ve hatalı olur. Ekonomik gelişme Refah toplumu olmayı amaçlar, refah toplumunun içerisinde işsizliğin giderilmesi ya da sosyal devlet olmanın gerekleri olan işsizlik ödeneği gibi hizmetler zaten vardır. Petrol ve turizm gelirine sahip Arap ülkelerini dışarıdan işgücü ithal ettikleri için değil gelir payı dağıttıkları için refah devleti statüsünde görmek mümkündür.
Monşer-Usta: 15 yıldır ortalama 4 ile 5 arasında gerçekleşen büyüme hangi yatırımla 11.1 olmuş olabilir? Bence itirazlar büyümeye değil, İktidar iktidarının illüzyonudur.
Odgurmuş: İktidar illüzyonu mu? Monşer-Usta böyle bir şey asla olamaz. Seni dünya takip ediyor. Adamı tefe koyarlar. Ülke 11.1 büyümüş. Gerisinde berisinde bir şey aramaya gerek yok. Ülke bizim ülkemiz. Büyüyen bizim ekonomimiz. Bundan rahatsız olmamak lazım. Hükümet karşıtlığı ayrı bir konu. Ekonomik büyüme ayrı bir konu. Hani biz milletimizi çok seviyoruz ya. Ne oldu şimdi de. Böyle konuşuyorsunuz.
Monşer-Usta: Ülkenin büyümesine milliyetçiyim diyen herkes sevinir. Problem şu ki bahse konu olan büyüme, halka yansımıyor. TUIK nam kurumun bu rakamlarını çok uçuk buluyorum. Tamamen siyasallaşmış bir kurumun algı operasyonu olarak görüyorum. Bir tespitte daha bulunmak istiyorum. Olaylara hükümet gözlüğü ile bakanlar bu rakamları hiç sorgulamadan kabul ediyor. Azıcık sorgulayanlar, ama fakat lakin diyerek söze başlayanlar sanki büyümeyi istemeyen hainler olarak görülüyor Yorumlardan bu intibaı edindim. Herkese safi hayırlı olsun.
Odgurmuş: Bu büyüme reel olarak kimsenin cebine yansımaz.
Monşer-Usta: Milli gelirde ki artış nüfusun artmasından %11,1 olmuşsa bir büyümeden söz edebiliriz. Ama ÖTV ve KDV deki oranları düşürüp tüketimi teşvik ederek büyüme sağlanmıştır. Biz ülkemizi de milletimizi de seviyoruz. Ama bizim aklımızla dalga geçenleri sevmiyoruz
Odgurmuş: kardeşim, hiç kimse kimsenin aklıyla alay ettiği filan yok. Bizim ülkemiz 11.1 büyüme sağlamış. Rakamlar bu. Bu rakamlarda şişirme ve abartma olmaz. Öyle olursa dünya bizi tefe koyar. Bizimle alay eder. Ortada bir gerçek var ve biz bu gerçeği siyasi mülahazalardan dolayı görmezden geliyoruz.
Türkiye’nin tabii olarak gelişen bu seyrinde büyümesi bu gün itibariyle 11.1 e gelmiş. Buna sevinmek lazım. Ülkemiz dünya devletleri arasında Çin’in bile önüne geçmiş. Bunun ne kötülüğü var ki olay başka taraflara çekiliyor. Büyüme deyince bir yerde altın bulundu da yarın herkese dağıtılacak diye bir şey elbette yok. Bir insanın bir iş yeri olabilir ve bu iş yerinde elde edilen kazançla bir takım yatırımlarla üretimi artırabilir, yeni makineler alabilir, yeni elemanlar istihdam edebilirsiniz. Ekonomistler bu duruma büyüme diyor. Burada cebine giren nakit bir para yok ki. Varsa bile yeni yatırımlara gider.
Ülkem olan Türkiye cumhuriyeti ekonomisi 11.1 büyümüş. Veriler bu. Tevil etmenin bir manası Yok bence.
Tekrar ediyorum. Büyüme insanların cebine yansımaz. Büyüme ile elde edilen gelir hem devletin de eline geçmez. Hem de yatırımlara ve harcamalara gider. Bu yatırımlarda sadece devlet yatırımları olmaz. Özel sektörün yaptığı yatırımlar burada önemli bir yer tutar.
Bu büyüme hizmet ve yatırıma dayalı bir büyüme. Dış yatırımlarda bu büyüme kaleminin içerisinde. Durun hemen kapitülasyon demeyin. Yenidünyanın ekonomik modelinde artık dünyada mal ve ürün değil, sermaye ve marka dolaşımı inovasyon var.
Monşer-Usta: ürettiğiniz mal miktarı artmış mı? Diğer yandan bu yıl ürettiğiniz ürünlerin satış fiyatı da artmış mı? Bu nedenle reel durumu bilmemiz ve ona göre övünmemiz ya da düşünmemiz gerekiyor…
At gözlüğünü çıkardım bakıyorum ülkeme herkes mutlu ve refah içinde yaşıyor.
Odgurmuş: Yanlış yerden bakıyoruz. Büyüme bekleyen hiçbir sorunu çözmez. Büyüme ülke itibarını yükseltir. Turizmi teşvik eder. Derecelendirme kuruluşlarını revize yapmaya zorlar. Vs. Vs. Hiç kimsenin de cebine kuruş girmez.
Monşer-Usta: İşsizliği düşürmeyen, Enflasyonu azaltmayan, Cari açığı düşürülmeyen, Faizi aşağı çekmeyen bir büyümeden kimin ne faydası olur ki.
Şunu da dikkate alırsanız daha sağlıklı bir değerlendirme yapmış olursunuz bu %11 sadece 3. çeyrek bunu yıllık olarak değerlendirirseniz ortalama 6-7civarında çıkar ki oda %12 enflasyonun olduğu bir ülkede fazla etkileyici olmaz.
Odgurmuş: Yani özetleyecek olursak, büyümeyi sıhhatli bir büyüme olarak kabul etmiyorsunuz. Büyümenin içine, hiçbir ekonomik kriterlerde olmaması gereken unsurları da katarak, “şu niye olmadı bu neden gelmedi, benim cebime ne girdi” gibi sözlerle durumu özetliyorsunuz.
Prof. Dr. Erdoğan Alkin büyümenin anlamı ve konusunu nasıl açıklıyor: “” Her ülkede nüfus, işgücü, kaynaklar, sermaye teçhizatı vs. yıldan yıla değişik oranlarda büyümektedir. Üretimi artırmak için yatırım harcamaları yapıldıkça, istihdam seviyesi yükselmekte, sermaye stoku genişlemekte,……….. sonuç olarak milli hasıla çoğalmaktadır……… Büyüme hızı ise, mille gelirdeki artış oranından ibarettir. Örneğin bir ülkenin milli geliri 1969 yılında 100 milyar lira iken, 1970 yılında 107 milyar liraya çıkmışsa büyüme hızı %7 dir. Aynı ülkede yıllık nüfus artış hızı %3 ise, 1969-70 arasında fert başına bili gelir %4 artmış demektir.(1)””
Bu açıklamadan sonra yukarıda söylenen sözlerin pek çoğu boşa çıkmış oldu.
Anlaşılan o ki aslında mesele ülkenin büyümesi meselesi değildir ki. Mesele karşıtlık meselesidir. Büyüme eksi çıksaydı o zamanda “biz demedik mi, işler zaten berbat, yiye yiye bitiremediler vs.” denilirdi.
***************************************
- (Prof. Dr. Erdoğan Alkin.
“İktisat”
Filiz Kitabevi. İstanbul. S:387-388
******************************************
(1)- “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.