Kenan EROĞLU
Monşer-Usta(1): Sizler ne kadar çok basit şeylerle mutlu oluyorsunuz bir türlü anlamıyorum. Yok, köprü yapılmış, yok tünel yapılmış, yok tank yapılmış. Boğaza köprü yapmakla, dünyanın en büyük hava limanını yaptık diye ilkokul öğrencileri gibi seviniyorsunuz. Bunları yapmakla milliyetçilik olmuyor. Halkın ihtiyaçlarına bakmak lazım. Boğaz köprüsünden fakir halk tabakaları mı geçiyor ki onunla övünüyor, bununla övünüyorsunuz.
Odgurmuş(2): Bu ve buna benzer konular övünme konusu değilse, Peki siz söyleyin, yapılan boğaz köprüsü, yapılan hava alanını takdir etmek gerekmiyorsa biz neyi takdir edeceğiz. Yapılan her şey sonuçta bu ülkeye yapılıyor ve bu ülkede kalıyor.
Monşer-Usta: Ben sizleri gerçekten pek anlamıyorum. En ufak bir meseleyi sevinme ve mutlu olma konusu yapıyor ve onunla hem övünüyor ve seviniyorsunuz. Hem de mutlu oluyorsunuz. İnsansız hava aracı yaptık diye neredeyse zil takıp oynayanlar var. Bu kadar saçmalık olmaz. Biraz ciddi olsanız daha iyi olur.
Odgurmuş: Milletini seven insanlar, ülke için yapılan her şeye sevinirler ve mutlu olurlar. Çünkü yapılan bir eser sonuçta ülkemize yapılmıştır ve ülkemizin insanları faydalanacaktır. Siz muhalefet hastalığına tutulmuş olduğunuz için yapılan her işe önemsiz şeyler gibi bakıyorsunuz. İnsanımız Ona sevinmesin, buna sevinmesin de neye sevinsin.
Monşer-Usta: Neymiş Dolar 3.98 olmuş, Amerika bize saldırıyormuş. Amerika Almanya’ya saldırıp Euro’nun değerini düşürebiliyor mu? Amerika Japonya’ya saldırıp Japon Yen’inin değerini düşürebiliyor mu? Cevap: Hayır. Neden? Çünkü Almanya ve Japonya’nın ekonomik, hukuksal, ticari anlamda gücü var.
Odgurmuş: Almanya ve Japonya ile Türkiye’nin durumunu kıyaslayamazsınız. Biz neredeyse 70 yıldır kalkınma, ilerleme çabası içerisindeyiz. Bu güne kadar pek bir şey ortaya koyamadık. Almanlar ve Japonlar geçmişte kalkınmayı başarmışlar ve ekonomilerini oturtmuşlar.
Monşer-Usta: “Türkiye 1997 yılında cep telefonu üreten bir ülkeydi. Aselsan’ın üç yıllık çalışması ve 5 milyon dolar harcamayla ortaya çıkan “1919” modeli Danimarka’da test edildi, İngiltere’den “onay” aldı.
Böylece Türkiye, dünyada cep telefonu üreten 9 ülkeden biri oldu”.
Biz %100 Milli Teknoloji böyle mi oluyor. Şimdi dünya çapında telefon üretmiş bir ülke mi oluyoruz.
Odgurmuş: Elbette sadece telefon yapmakla kalkınma olmaz. Topyekûn bir kalkınma gerekir.
Monşer-Usta: O zaman bu cahil gerici halkı yer yer sevince gark eden o başarı dediğin şeyler nedir söyle de biz de bilelim.
Odgurmuş: “Monşer–Usta” siz pek görmek istemiyorsunuz ama internette şöyle bir dolaşmanız yeterlidir. Kısaca söz edecek olursak: Akdeniz’de en büyük filosu olan Türk Deniz Kuvvetleridir.
“Preveze, Ay ve Gür sınıfı 12 denizaltı ile NATO’nun denizdeki en etkin vurucu gücü konumunda. Sadece birkaç ülkenin sahip olduğu su altından uydu telefonuyla görüşme teknolojisi de mevcut. Bu teknolojiyi alana kadar mesaj yoluyla iletişim kurabiliyordu. Böylece aylarca güneş görmeden binlerce mil kat ederek harbe hazırlanan gemi personeli dünya ile irtibat kurabilecek. Dünya’da 5 ülke donanmasında yer alan ve 365 metre derinliğe kadar inebiliyor”.
“2011 verilerine göre; İngilizlerin 10, Fransa’nın 11, İtalya’nın 6, Almanların 4 ve İsrail’in ise 3 denizaltısı mevcut. Elimizdeki 12 DENİZALTI GEMİSİ ile mevcut şartlarda gayet yeterli bir sayı ancak nükleer denizaltılar karşısında durumu tartışılır. Sayı ve teknoloji açısından ise elinde 8 denizaltı bulunan Yunanistan’dan üstünüz.”
Monşer-Usta: İşe bak bir gemiyle denizleri mi fethedeceğiz?
Odgurmuş: Elbette sadece bu değil. İnternette her türlü bilgiyi bulma imkânı elbette var demiştim. ASELSAN ve Savunma sanayi sitelerinde ise çok açıklayıcı bilgiler bulunmaktadır. Olaylara sürekli olumsuz bakınca tabii ki bu durum görülmez.
Devam edelim:
“Türkiye’nin uzaya açılan kapısı Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi ilk Yerli Haberleşme Uydusu TÜRKSAT6A’nın üretimine hazırlanıyor.”
“ALTAY Ana Muharebe Tankı Projesi’nde yakında seri üretime geçilmesi hedefleniyor..”
“ATAK Taarruz Helikopterinin üretimleri tamamlandı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.”
“İnsansız Hava Araçları alanında, ANKA Projesi’nin seri üretim çalışmalarına devam ediliyor. ANKA-S Projesi’nde sistem gereksinimleri çalışmaları sürdürülüyor”.
“Taktik İnsansız Hava Araçları şu anda operasyonel hizmet yapıyor”.
“MİLGEM savaş gemileri TCG Heybeliada ve TCG Büyükada donanmanın envanterine girmiş, Üçüncü gemi Burgazada’nın ise inşası devam ediyor”.
“Milli tasarımlı eğitim uçağı Hürkuş Projesi’nde, test uçuşları tamamlanarak ve seri üretim için imzalar atıldı”.
“Askeri ve sivil ihtiyaçlara cevap verecek özgün helikopter geliştirme projesi başladı”.
“Barış Kartalı uçaklarının tamamı envantere alındı”.
“Milli Piyade Tüfeği Projesi’nde seri üretim dönemine geçildi”.
“Milli savaş uçağının ilk kavramsal tasarımları tamamlandı”.
TÜBİTAK tarafından geliştirilen SOM füzesinin menzili 200 kilometreye ulaşıyor.”
“UMTAS öncelikli olarak taarruz helikopterlerinden kullanım için geliştirilen bir tanksavar füze sistemi”
“ROKETSAN UMTAS – TANKSAVAR FÜZE SİSTEMİ”
“T129 ATAK HELİKOPTERİ”
“BORA-12 (JNG-90) Keskin Nişancı Tüfeği”
“T-155 FIRTINA OBÜSÜ”
“AKYA – MİLLİ TORPİDO”
“ATMACA – MİLLİ GEMİSAVAR”
“ARMA – ZIRHLI MUHARABE ARACI”
“BMC KİRPİ”
“Otokar Cobra”
“GÖKTÜRK MİLLİ KEŞİF UYDUSU”
“TAI tarafından tasarımı yapılan yerli uçağımız Hürkuş”
“İNSANSIZ DENİZ ARACI”
“KASIRGA TR-300 FÜZESİ:”
“PARS – ZIRHLI MUHAREBE ARACI”
“TÜBİTAK AKILLI BOMBA”
Monşer-Usta: Amma uzattın ha, başka yok muydu?. Bu dediklerini ben neden göremiyorum. Aynı ülkede yaşamıyor muyum diye şüpheye düşüyorum.
İnternette dolaş bakalım, orada imal edilmiş, toplu iğne, raptiye imalatı gibi haberler varsa onları da sırala istersen. Ayrıca Karadenizli vatandaşların yaptıkları silahları da söyle istersen. Bu sıraladıklarının tamamı Türkiye’de mi yapılıyor veya yapılma yoluna girmiş öyle mi?
Odgurmuş: Monşer-Usta beğenmediniz her halde. Biliyorum siz zaten tüm olaylara politik olarak yaklaşıyorsunuz, karşısında olduğunuz kişiler tarafından yapılan her şeye karşı çıkıyor ve küçümsüyorsunuz. Hâlbuki milli konularda birlik beraberlik içinde kenetlenmek gerekmez mi? Bunlar savunma sanayi konusunda Ülkemizin geldiği yeri göstermesi bakımından elbette önem taşıyor. Silahlı Kuvvetlerimizin elinde en yeni, en modern ve yerli silahların olması bizi sadece memnun eder. Milletini ve memleketini seven herkesin de bu gelişmelerden memnun olması lazımdır.
Ülkenin savunması her türlü siyasi mülahazaların dışındadır. Her kim bu ülke için en ufak bir hizmet ve eser ortaya koyuyorsa o kişiyi sadece takdir etmek gerekir.
(1)- “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.