ÜlkücüMilliyetçiTürkçüTürkeşÜlkü OcaklarıdövizakpchpmhpAhmet b.karabacakhasan külünk
DOLAR
27,4138
EURO
28,9551
ALTIN
1.652,65
BIST
8.270,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Cuma Gök Gürültülü
24°C
Cumartesi Gök Gürültülü
23°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
ÜÇ HİLAL'İN HİKAYESİ Ahmet B. Karabacak

Eski Seçimler Ve Ayak Oyunları

Eski Seçimler Ve Ayak Oyunları
24.03.2019
444
A+
A-

 

Eski Seçimler Ve Ayak Oyunları

Kenan EROĞLU 

 

 

1970’li yıllarda gerek Adalet Partisi ve gerekse Cumhuriyet Halk Partisi, Milletvekili ve Senatör adaylarını ön seçim yoluyla tesbit ederlerdi. Daha sonraki dönemlerde ise daha çok merkez yoklaması şeklinde bir yol izlenirdi.

 

Küçük partilerde ise listeler genellikle genel merkezler tarafından uzun istişareler sonucu tesbit edilirdi.

 

…….

 

Eskiden de seçimler olurdu.

 

Yozgat’ta biz o zaman kimin aday olacağı konuları üzerinde pek durmazdık. Çünkü ağabeylerimiz ve büyüklerimiz vardı. Onlar her şeyin en iyisini bilirlerdi.

 

Sonra ağabey ve büyüklerimiz genel merkezimizle ve Genel Başkanla istişare etmeden bir karar vermezlerdi. Bütün bu duygularla bizler aday konusuna pek karışmazdık.

 

Bizler daha çok Milliyetçilik üzerinde durur, büyüklerimizin aldığı kararlar doğrultusunda çalışır, davamız için daha çok neler yapabiliriz diye düşünür ve çaba içine girerdik.

 

Ne zamanki; 1973 Seçimlerinde MHP’den Milletvekili seçilen Fuat Eyüboğlu ağabey 1977 Genel seçimlerinde ikinci kez aday oldu, o zaman biz gençler ya da ocaklarda bulunan arkadaşlar bu duruma tepkili olduk.

 

Biz bu duruma tepkili olduk diyorum ama bu tepki Ocak’tan mı geliyordu, yoksa bazı büyüklerimizin girişimleri sonucunda onların bizi yönlendirmesi sonucu mu biz böyle davranıyorduk bu durumu o gün bizler anlayacak gibi değildik.

 

Hatta “yan kuruluşlar” olarak tabir edilen derneklerin yöneticileri de Ankara’ya giderek Genel Başkanla görüşecekler ve Fuat Eyüboğlu’nu istemediklerini söyleyeceklerdi.

 

 

O gün biz de bazı büyüklerimiz gibi İl Başkanı olan Ruhi Ağabey’in birinci sıradan aday olmasını arzu ediyorduk. Fakat bu durum ve istek gerçekleşmedi, Durumu Genel Başkana götüren ekip Genel Başkan tarafından teklifleri reddedilerek geri gönderilmişti.

 

……….

 

1979 Senato kısmi seçimlerine giderken de, yine Yozgat’ta bulunan ağabeylerin neredeyse tamamı Servet Bora ağabey üzerinde anlaşmış gibiydiler

 

Sanki herkes düşünce ve elbirliği etmişti. Fakat başka bir aday daha vardı merkez valilerinden Fuat Çapanoğlu.

 

Biz Servet Bora ağabeyi kendimize daha yakın hissediyor ve onun aday olmasını istiyorduk.

 

Genel Merkez bizim gibi düşünmemiş olmalı ki iki aday adayı arasında ön seçim yapılmasına karar vermişti.

 

 

O günlerde bir takım toplantılar yapılırdı. İlçelerde bulunan bazı ağabeyler de bu toplantıya katılırlardı.

 

Bir karar verilirdi fakat bu karar çoğunluğun kararı mı yoksa bazı ağabeylerin kararı şeklinde mi olduğu konusunu pek bilme imkânımız yoktu.

 

 

 

…….

 

Derken 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Darbe bizi darmadağın etti. Pek çok genç arkadaşımız karakollara, hapishanelere ve sıkıyönetimlere düştüler ve büyük ıstıraplar çektiler.

 

12 Eylül askeri darbesinin ardından da hareket olarak birçok seçime girildi. Belediye başkanlığı için Yaşar Erbaz sanki değişmeyen aday gibiydi. Fakat Refah partisi bayrağı altında girilen ilk seçim başarısız olmuştu. Çünkü o günlerde ülkede bir Turgut Özal ve ANAP rüzgârı esiyordu.

 

Anavatan partisinin gerileme ve dağılma sürecine girdiği sıralarda ise şans MHP’den yana dönmüş, gayri memnun kitleler MHP’ye yönelmişti.

 

MHP; 1970’li yıllardan beri yapılan çalışmalar sonucu bünyesinde çok önemli bir potansiyeli barındırıyordu. Yıllardır birikmiş bir işçi memur ve serbest çalışan kitlesi vardı. Bu kitleyi tatmin edecek bir adayla Belediye Başkanlığı alınabilirdi.

 

MHP potansiyeli için, Yozgat’ halkı için pek de bilinmeyen fakat hakkında birçok hayal mahsulü söylenti üretme olgusu da bulunan bir aday bulunmalı ve MHP camiasına sunulmalıydı.

 

MHP den başkaca aday olmak isteyen, ya da aday olma ihtimali olanlar çeşitli şekillerde saf dışı bırakılmalıydı.

 

Nitekim öyle oldu ve hiç kimse pek bir cesaret göstererek ben adayım diyemedi ve kimlerin bulduğu, kimlerin karar verdiği ve kimlerin onayladığı pek de bilinmeyen bir aday çıkartıldı.

 

MHP camiası zaten birlikteliği sağlamış, ilde ne kadar, muhalif ve muvafık varsa MHP geleceği üzerinde birleşmişti. Rüzgâr da MHP den yana esiyordu.

 

Bu birliktelik rüzgârı 3 dönem devam edecek ve MHP 12 Eylül 1980 öncesi birlikteliğini yakalamış olarak görülüyordu.

 

……..

 

Yozgat’ta MHP ve MHP’liler, 1979 kısmi Senato seçimleri hariç tutulacak olursa, hiçbir seçim kendi hür iradeleri ile bir aday belirleme yoluna girmemiştir.

 

Birileri oturur veya ağabeyler karar verir ve tabanın da onaylaması beklenirdi.

 

Yozgat tarihine iz bırakacak bir icraat orta yere konulamazken, çok da başarılı ve hizmete dayanan bir dönem geçiremeyen Yozgat belediyesi 3. dönemin bir yarısında vekâletle idare edilmiş ve daha sonraki seçimlerde ise ne yazık ki önemli bir başarı elde edilememişti. 3 dönemin hâsılatı başarısızlıktı.

 

Bu kez de ülkede başka bir siyasi partinin rüzgârı esti ve belediye Ak partiye geçti. 3 dönemdir de bu partinin Belediye başkanlığı sürüyor.

 

Bu arada MHP yine adaylar çıkarttı fakat ne Mehmet Ali Çakır ve ne de Uğur Bektaş seçilme şansını yakalayamadı.

 

Bu adaylar için teşkilattan gelme-gelmeme gibi kıstaslar ileri sürülmüş olmasına karşın, teşkilatın hiç tanımadığı ve teşkilatın hiçbir yerinde olduğu bilinmeyen adaylar da bir rüzgârla belediye başkanı seçilebilmişti.

 

……..

 

Şimdilerde yapılan seçimlerde, bazı şeyler artık eskisi gibi olmayacak gibi görünüyor, adayların hem medya ve hem de sosyal medya gücü seçimlerde etkili olacağa benziyor.

 

Bize göre önemli olan husus şudur:

 

Seçilsin seçilmesin, kabul edilsin kabul edilmesin her fert inandığı yolda aday olabilir ve de olmalıdır. Bu adaylığın önüne bir takım ayak oyunları koyarak rakipleri alt etme gibi eski alışkanlıkların ne yazık ki terk edilmediği gözleniyor.

 

Eğer partilerde orta yere sandık konulur ve aday belirleme konusu bu şekilde yapılıyor olsa idi herkes boyunun ölçüsünü alır ve dersini alan geriye çekilebilirdi. Fakat sandık konusuna pek de inanmayanlar elbette olacaktır. Bu gibiler ise her türlü ayak oyunlarına her zaman tevessül etmişlerdir, edeceklerdir de.

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.