Olağandışı Şeyler Oluyor Ve “Odgurmuş” Merak Ediyor
Kenan EROĞLU
Odgurmuş: (1) Monşer-Usta, Söyler misiniz? Neler oluyor? Ne oluyor? Neden oluyor
Olmadık işler oluyor. Alışılagelmişin dışında gelişmeler oluyor.
Monşer-Usta: (2) Anlamadım, neler oluyormuş. Neymiş o olağan dışı gelişmeler.
Odgurmuş: Gelişmeleri ve sorularımı sıralıyorum;
Sözcü gazetesinin bu güne kadar attığı manşetlere bakılırsa bir değişiklik gözleniyor. Şimdi daha yumuşak manşetler atıyor. Cumhurbaşkanı ve ekibini yerden yere vuran Sözcü şimdi övüyor. Cumhurbaşkanı ile ilgili haberde Cumhurbaşkanının eskiye göre daha düzgün bir resmini, miting kalabalığında da en kalabalık görünen başka bir resim kullanıyor.
Neden?
…..
CHP Ankara ve İstanbul belediyelerini kazandı, Ankara’da Ülkücü kökenden gelen bir başkan, İstanbul’da sol gelenekten gelmeyen bir başkan.
Seçim sonuçlarına en az CHP’liler kadar, belki de daha fazla Ülkücü olarak bilinen insanlar sevindiler.
Bu ne iş?
Bu belediyelerle ilgili
Atamalar, görevden almalar yapıldığı halde, çeşitli beyanatlar verildiği halde CHP’ ve sözcülerinden olumsuz yönde pek ses çıkmıyor.
Neden?
CHP çok yumuşak davranıyor.
Ankara Belediyesi hapis yatmış, partisine muhalif olmuş isimleri göreve getiriyor CHP’den hiç ses çıkmıyor.
Neden?
Yanlış anlaşılmasın; “CHP’den ses çıksın, ortalığı velveleye versin, Ülkücü olarak bilinenleri de göreve getirmesin” manasına söylemiyorum. CHP’nin bu güne kadarki tutumlarına bakarak nasıl habbeyi kubbe yaptıklarını hatırlarsak bir tuhaf durum var diye dile getiriyor ve yazıyorum)
…..
İstanbul belediye başkanı Kur’an okuyor, dua ediyor, Ülkücülerin ısınacağı insan pozlarında hareket ediyor.
Neden?
…..
CHP bir genelge hazırlamış. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu imzası ile 81 il başkanlığına gönderilmiş.
Genelge kısa ve öz. Sadece iki nokta üzerinde duruluyor. CHP teşkilatları uyarılıyor:
1) Dini konularda vatandaşla tartışmayın.
2) Türk Ordusu ve Genelkurmay Başkanlığı’nı eleştirmeyin.
Buna ihtiyaç duyuldu? Bu iki konuda da ciddi problem var çünkü!
(Kılıçdaroğlu, geçmişte bir yemekte bize bizzat anlatmış: Yıllar önce şebeke suyunun bulunmadığı, vatandaşın ihtiyacını mahalle çeşmelerinden sağladığı dönemde CHP’li gençler propaganda çalışmasına çıkıyorlar. Karadeniz’de insanların evlerine su taşımasına yardım ediyorlar. Suyunu kapısına kadar getiren gençlerle yaşlı bir kadın arasında şu diyalog gerçekleşiyor:
-Yavrum siz kimsiniz?
Biz CHP’liyiz teyze.
-Ama ben bu su ile abdest alacaktım. Bunu daha önce neden söylemediniz?). (Emin Pazarcı, Akşam Gazetesi 15 Ağustos 2019)
Bütün bunlar neden?
Bu genelge neden yayınlanıyor. Bir hazırlık mı var?.
Sosyal medya da son günlere kadar sadece “Başbuğ Türkeş” vardı. Şimdi ise bir süredir “Başbuğ Atatürk”, “Başbuğ Enver Paşa” gibi nitelemeler yapılıyor. Atatürk’ün de başbuğ olduğu imajı veriliyor. 1970’li yıllar Ülkücülerinin Atatürk’e daha çok ısınması mı sağlanıyor. (Ama zaten 1970’li yıllar Ülkücüleri 1980 darbesinden sonra Atatürk’ü keşfetmişlerdi)
Şimdi ise sol’u keşfetmeye başladılar, bir kısmı gözünü kırpmadan sol ittifaka oy verdi. Ve görüyoruz ki sola güzellemeler yapılıyor.
Neden?
…..
31 Mart yerel seçimlerinde sandıkta çıkan tabloya göre, Millet İttifakı kapsamında CHP’nin kazandığı 8’i büyükşehir, 9’u il belediyesi olan toplam 17 şehirde seçim sonuçlarına 1970’li yıllar Ülkücülerinin de içinde olduğu bir partinin oyları doğrudan etki etti.
CHP ve Ülkücüler (!)
Bu neden böyle oldu?
…..
Aralarında İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya gibi AKP ve MHP’den CHP’ye geçen büyükşehir belediyelerinin de bulunduğu illerde, İYİ Parti’nin 24 Haziran 2018’deki Genel Seçimlerde aldığı oy, CHP’nin kazanmasında önemli rol oynadı. Bu durum orada bulunan 1970’li yıllar Ülkücülerine bayram ettirdi.
Sol=CHP ve 1970’li yıllar Ülkücüleri (!) Neden? Nasıl bir bilmece bu?
……
PKK’nın meclisteki uzantısı olan ve bağlıları tarafından hiçbir şekilde reddedilmeyen ve inkâr edilmeyen Hdp ile aynı karede olmak, oydaşlık yapmak, bir takım 1970’li yıllarının Ülkücü görüşü benimseyenleri hiç mi hiç rahatsız etmedi. Neden. Niçin?
Bu nasıl bir projedir? Bu nasıl plandır. …..
Bütün bunların yanı sıra da Müslümanlara acımasız ve çok seviyesiz tenkidler yapılıyor. 10 yıllardır “gerici, yobaz, mürteci, laiklik düşmanı” baskıları altında bu güne gelen Müslümanlardan verilmeyen dini bilgilerin, öğretilmeyen dinin, doğru dürüst tedrisatı yapılmayan amellerin hesabı soruluyor. Hem İslamiyet hakkında 3-4 kitap okumamış İslam Akaidinden bihaber yarı cahil okumuşlar tarafından hem de kulaktan dolma kıt bilgilerle hesaba çekiliyor.
Neden?
Bozkurt sembol ve resimleri bu günlere kadar sadece Ülkücüler ve onların liderleri ile birlikte kullanılır birlikte resmedilirdi.
Şimdi ise başta Atatürk olmak üzere, Enver Paşa ve buna benzer kişiler ile birlikte bozkurt sembol ve resimleri kullanılıyor. Bu eğer gerçeği ifade ediyor idiyse bu güne kadar Bozkurt sembolü neden kullanılmamıştı.
Neden şimdi kullanılıyor.?
…..
Yine sosyal medyada, gerek İslamcılar ve gerekse Ülkücüler arasında değerli olarak kabul edilen Necip Fazıl gibi isimler aleyhine yazılar çıkıyor. Bilgi ve belgeler paylaşılıyor. Bu yolla Ülkücülerin İslamcılardan daha çok mu ayrılıp uzaklaşması sağlanmaya çalışılıyor.
Neden?
…..
Bütün bunların bir sebebi olmalı.
Bir plan mı bu?
Ne yapılmaya çalışılıyor.
…..
Hangi kapalı kapılar arkasında hiçbir zaman karar verici ve karar alıcı olamadığımız hangi hesaplar yapılıyor. Hangi hesaplara dâhil ediliyor ve toplanıp çıkartılıyoruz.
Monşer-Usta: Ya siz neler de düşünüyorsunuz öyle. Vallahi aklım şaştı. Şimdi ben ne diyeyim. Önce aklımı toplamam lazım. Sonra düşünür (!) bir şeyler söylerim.
……………………
(1)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
(2)-“Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet