Kenan EROĞLU
“Milletine Güvenmeyen Ezik Aydınlar(!)ın Suriye Sınavı”
Odgurmuş: Sizi biraz düşünceli görüyorum. Suriye ve savaş konusunda kara kara düşünüyorsunuz.
Monşer-Usta: Suriye savaşını düşünüyorum. Öyle görünüyor ki kararlar verilmiş. Yorum yapılacak noktayı geçtik.
Türkiye gerekeni yapmalıdır, yapacaktır.
Yapılacak şey bellidir de nasıl yapılacağı ustalık ister.
Odgurmuş: Destekler gibi görünüp ardından şüphe uyandıran cümleyi kuruveriyorsunuz. Yani karar vericiler, Silahlı kuvvetler, Mit vs. de pek bir ustalık yok demek istiyorsunuz. Ustalık vs. sadece sizde var, Ne hükümette ne de silahlı kuvvetlerde ustalık yok mu demek istiyorsunuz.
Monşer-Usta: Bu şartlardaAmerika’ya rağmen bir harekât elbette yapılır.
Şartlar da buna müsaittir.
Yalnız bu şartları kullanacak akılla ilgili endişeler var.
Odgurmuş: İkinci destek cümlesi ve hemen ardından içinde bulunulan aklın akıl olmadığı ve bizi endişelere sevk ettiği gibi bir şüpheci bakış ortaya atılıveriyorsunuz.
Monşer-Usta: Düşünmek lazım ama şunu da bilelim: Ne Rusya, ne İran, ne de Çin yapacağımız Suriye harekâtında yanımızdadır.
Odgurmuş: Yöneticilere sesleniyorsunuz sanırım. “Bakın dikkat edin, yanımızda hiç kimse yok” diyorsunuz. Ezik aydın psikolojisi. Yani yukarıdakiler baştan sona akılsız iş bilmez hayatta en akıllı sizsiniz. Sanıyorsunuz ki Türkiye kendi gücüne güvenmiyor, sanki ABD, Rusya yanımızda olsa ne olur ki. Olmasalar Türkiye bu operasyonu yapamaz mı?
Monşer-Usta: Bence Rusya ve İran bu konuda Amerika ile açık veya gizli beraberdirler.
Bu durumda bize kalan merkezî hükümetle bir ölçüde de olsa anlaşıp yürümektir.
Odgurmuş: Ve ardından dilinizin altındaki baklayı bu şekilde çıkarıyorsunuz yani. mersin escort CHP ve solun söylemini aynen tekrarlıyorsunuz. “Merkezi hükümetle görüşülsün.” Derken siz kimden yanasınız. Merkezi hükümetle görüşme konusu çok gerilerde kalmıştır. Kaldı ki merkezi hükümet halkını düşman gören diktatörlükten başka nedir ki? Sonra siz de biliyorsunuz, Esat Suriye’nin 1/3 ünü PYD ye savaşmadan verdi. antalya escort Esat’la Türkiye ne görüşecek anlamadım. Esat mezhepçilik yapıyor. Suriye2nin % 60 ı Sünni, gerisi Nusayri, vs., Suriye’yi bu hale getiren bir katille masaya oturacağız öylemi. Terör odaklarını temizleme işi bitince Türkiye masada olacak Türkmen’lerin hakkını savunacaktır, Sınırımızda bir terör devleti olmasın diye müzakere edecektir.
istanbul escortMonşer-Usta: Türkiye madem Suriye’nin toprak bütünlüğü diyoruz, bu bütünlük şu durumda Suriye devletiyle sağlanabilecek bir sonuçtur.
Odgurmuş: Suriye’nin toprak bütünlüğü zaten isteniyor. Bunu sağlamanın yolu Esad ile görüşmek değil. Oradaki terör yuvalarını yok etmektir. Türkiye’nin Suriye toprağında hiçbir zaman gözü olmamıştır.
Monşer-Usta: Biz eğer Esad’la görüşürsek, İran ve Rusya da harekâtımıza gönülsüz de olsa rıza gösterecektir.
Odgurmuş: İran ve Rusya çantada keklik sanki. Nereden biliyorsunuz rıza göstereceklerini. Ya da göstermeyeceklerini, İran ya da Rusya’dan bir istihbarat mı aldınız. Sizde bu Esat muhabbeti eskiden beri mi vardı, yoksa yeni mi oluşmaya başladı.
Monşer-Usta: Yine düşünmek lazım. Bir başka plan da konuşulabilir:
“Her şeyi Suriye’ye bırakmak üzere koalisyon güçlerinin destek vermesi”
Yalnız, bu durumda kuzeye Suriye hükümet güçleri yürüyüp pyd-pkk hâkimiyetine son veremez.
Odgurmuş: Şimdi yukarıdakiler yetmedi yeni bir yol daha teklif ediyorsunuz. Her şeyi Suriye’ye bırakmak gibi. Fakat pyd ve pkk ya Suriye hükümetinin gücünün yetmeyeceğini belirtiyorsunuz. O halde olmadık bir şeyi neden söylüyorsunuz.
Monşer-Usta: Rusya ve İran’sız bunu yapacak güçleri yoktur.
Onların da Amerika ile doğrudan karşı karşıya gelmek isteği yoktur.
Olamaz.
Odgurmuş: İransız olmaz diyor. Yani Suriye hükümetinin İran-Rusya iş birlikteliğini de dile getiriyorsunuz. Türkiye dışında herkesin bir şeyler yapabileceğini, onlarla görüşülmesi gerektiğini vurguluyorsunuz. Ama Türkiye ve kararına gelince hep olumsuz buluyorsunuz.
Monşer-Usta: Hâsılı, iş tahminlerin ötesinde karışıktır.
Amerika’ya güvenilmez.
Odgurmuş: İyi de Rusya ve İran güvenilir mi?
Ve can alıcı cevabı veriyorsunuz. Amerika’ya güvenilmez. Amerika’ya güvenilmeyeceğini sanki sadece siz biliyorsunuz. Hiç kimse bunu bilmiyor ve herkes gözleri kapalı gidiyor. İşin en garip tarafı nedir biliyor musunuz? Sadece kendinizi akıllı kendiniz dışındaki herkesi akıl yoksunu görmenizdir. Bu düşünceden vazgeçmelisiniz. Herkesin en az sizin kadar aklı var.
Monşer-Usta: Tekrar edeyim: Her iki devletle belli konularda beraberiz.
Odgurmuş: Hem şöyle hem böyle diyorsunuz.
Monşer-Usta: Ancak Türkiye’nin istek ve mecburiyetleri konusunda onlar Amerika ile beraberler.
Gizli veya açık beraberler.
Odgurmuş: Bu arada küçük bir de ABD ile diğerlerinin beraberliğini tehdit olarak ileri sürüyor ve sanki aman ha dikkatli olun diyorsunuz..
Monşer-Usta: Türkiye bu şartlara ve Amerika’ya rağmen bir harekât yürütebiliriz.
Çok ince hesaplarla ve belli ölçüde bir harekât yürütebiliriz..
Odgurmuş: Evet yine başa dönüyor ve “Türkiye çok ince hesaplarla bir harekât yürütebilir” diyorsunuz. Hatta “bu harekâtı ABD’ye rağmen yürütebiliriz” diyorsunuz. Sanki ve şimdi. Sanırsınız ki Türkiye bu harekâta hiçbir şey düşünmeden, her ihtimali göz önüne almadan, etkilerini, tepkilerini ve tüm ihtimalleri düşünmeden paldır küldür giriyor. Her ifade de yöneticilerin beceriksizliği iş bilmezliği vurguluyorsunuz..
Monşer-Usta: Türkiye, Rusya ve İran’ı, merkezî hükümeti ayrıca dikkate almalı.
Onların İdlib’te bizi düşürdüğü durumu da düşünürsek önümüzde zor bir denklem vardır.
Odgurmuş: Sanırsınız ki Türkiye sanki Rusya, İran ve Esad hükümetini hiç dikkate almıyor, bunları sanki hiç hesap etmiyor. Ve bu konuda uyarıda bulunuyor. Dünyada en akıllı siz herkes düşünmeden hareket ediyor gibi konuşuyorsunuz.
Ayrıca İdlip’de Türkiye ne duruma düşmüştür ki böyle söylüyor. O günlerde sol basında ve CHP’lilerin söylemlerine bakarak Türkiye’yi yanlış yaptı demek istiyorsunuz.
Monşer-Usta: İnşallah şartlar bildiğimizden daha iyidir.
Hükümetimiz riskleri dengelemiş ve öyle hareket etmektedir.
Odgurmuş: İnşallah şartlar bildiğimizden daha iyidir derken, neyi kastediyorsunuz. Şartlar konusunda kamuoyuna yansıyan nedir ki. Ya da senin bildiklerin başka esrarengiz bilgiler mi var. Siz neyi bilebilirsiniz ki. Devletin elinde bulunan istihbari bilgilere vakıf mısınız, Mit’in elinde bulunan bilgilere vakıfımsınız, veya daha başka bilgiler de varsa onlara vakıf mısınız Elbet değilsiniz ama konuşuyor şüphe uyandırıyorsunuz..
İnşallah diyerek yine şüphe uyandırıyor.
Hükümetimiz riskleri dengelemiştir diyerek, belkide dengelememiştir ihtimalini de düşünmemize sebep oluyor. Ömürleri askerlik sanat içinde geçen komutanlar demek riskleri hesap etmemiş olabilirler mi. Bu kadar saf ve bilgisiz mi bunlar, ya da siz onlardan nerede daha akıllısınız. Hangi konunun uzmanısınız
Monşer-Usta: Abd, yine bir oyun peşinde ve Amerika’nın çekilmeyeceği açıktır.
Açıklamalara bakmayınız, aldatıcıdır.
Büyük devletlerin davranışları ve özellikle Amerika konusunda yeterince tecrübe edinmiş olmalıyız.
Odgurmuş: Abd uzmanı gibi konuştunuz. Abd çekilmeyecektir diyorsunuz. İşte bir ezik aydın cümlesi daha, size göre Abd çekilmez, neden? Çünkü bizden çok büyük ve çok güçlü, sonra biz kimiz ki! “Abd’nnin istediği kadar milliyetçi(!)” değil miyiz?
Monşer-Usta: Kimsenin de onları buradan çıkarma şartları hazırladığı görünmüyor.
Bölünmüş bir Suriye görünüyor.
Odgurmuş: Ve yüksek perdeden hüküm veriliyor. “bölünmüş bir Suriye” Sanki elinizde Abd kaynaklı gizli istihbari bilgiler var.
Monşer-Usta: Hâkimiyet bölgeleri edinmek pazarlıklar için mühimdir.
Geç kaldık ama biz de bunu düşünüyoruz.
Odgurmuş: Evet yine bir belirsizlik ve şüphe uyandırıcı bir cümle. Hâkimiyet bölgesi pazarlık için mühimdir diyorsunuz. Ben sizin savaş ve stratejileri ve de güvenlik politikaları konusunda uzman olduğunuzu bilmiyordum. Görüyorum ki askeri konularda da uzmansınız!
Monşer-Usta: Ordumuz hazırdır.
Her şeye rağmen bu denklemi çözecek gücümüz vardır.
Yeter ki akıllı olalım ve kamu diplomasisi dâhil, yüksek diplomasi gücüyle bilek gücünü birleştirelim.
Odgurmuş: Bir sürü şüphe uyandıran cümleden sonra “ordumuz hazırdır” cümlesi bir başka zikzak işareti.
Ardından gücümüz vardır derken, gerçek fikriniz anlaşılmıyor.
Monşer-Usta: Bu durumda savaşmak tek alternatif olmaktan çıkar.
Odgurmuş: Bravo size lafı döndürdünüz, dolaştırdınız ve son cümle ile bağladınız. Savaş gelmiş kapıya dayanmış siz neden bahsediyorsunuz. Siz olayları takip etmiyor musunuz? Türkiye bu güne kadar çok bekledi. Çok ikaz etti ama Abd dinlemedi oradaki terör yuvalarını temizlemek artık son çareydi.
Ayrıca kendinizi en akıllı, kendiniz dışındakileri ve idarecileri de en akılsız görmekten vazgeçiniz. Biraz Türk Milletine ve onun büyüklüğüne inanınız. Bundan zarar görmezsiniz.
Üzerinizden de şu “ezik batı hayranlığı”, “biz bir şey beceremeyiz” düşüncesini de atınız.
Böyle bir günde sen-ben demenin bir anlamı yoktur, Devletimizin ve ordumuzun yanında olmak lazımdır.
**********
(1)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
(2)-“Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet.
…………………………
Not: Monşer-Usta’nın görüşleri sosyal medya’dan alınmıştır.