O KADAR KİBİRLENME, OLMASAN DA OLUR
Kenan EROĞLU
Odgurmuş: (1) Bu ne kibir, bu ne gurur? Yine uçuyorsunuz, hayırdır ne oldu.
Monşer: (2) Ben sosyal medya yıldızıyım. Sosyal medya dediysem bu sizi yanıltmasın, benim yıldızlığım sosyal medya ile sınırlı da değildir. Ben hayatın her yerinde yıldızım. Benim paylaşımlarımı beğenmeyenin alnını karışlarım.
Benim gibi bir değerin her değerli paylaşımı da bir o kadar değerlidir.
Odgurmuş: Hayırdır yine ne oldu dedim açıklamadınız, size bir olumsuz söz mü eden oldu?
Monşer: Birinin bana bir söz söylemesine ne hacet. Ben kendimi bazen hatırlatmalıyım ki beni unutmasın ve es geçip görmezden gelmesinler.
Sonra benim paylaşımım değerli olduğu için değil, o paylaşımı ben paylaştığım için o paylaşım değerlidir. Çünkü burada değer olan paylaşımım değil, bizatihi, şahsen ben kendimim.
Dokunduğum her şeye, dile getirdiğim her konuya değer katan benim. Bennn. Ben herhangi bir sayfaya bir virgül koysam, benim ne demek istediğimi arif okuyucularım anında anlarlar.
Ben olmasam acaba ne yapardınız?
Ben olmasam bu sosyal medyada tüm renkler kaybolur, ben renk katıyorum. Ben olmasam şehir batardı, ben değer verip varlığımla bu şehri değerli hale getiriyorum.
Bakın bir kez daha söylüyorum.
Değerli olan benim.
Benim kıymetimi bilin ve ona göre davranın, Uğradığımda çayımı, yemeğimi, meyvemi hazır edin. Merak etmeyin sizi kırmam ve lütfen ikramınızı kabul ederim.
Odgurmuş: Biraz abartmıyor musunuz?
Monşer: Ne abartması, ben gerçeklerden söz ediyorum.
Değerliyim dedim.
Elbette çok değerliyim.
Hatta en değerliyim.
Değer katarım.
Renk katarım.
Espiri katarım.
Komiklik katarım.
Ben gelmeseydim karanlıklarda kalmıştınız.
Karanlıkta kalmış ne kadar bilgi belge varsa doğru yanlış ben ortaya çıkartırım.
Baktım ki; Ulu öndere bile laf söyler hale gelmişsiniz.
Ama artık, ben varım. Kimse benim o asker ve savaş arkadaşıma bir çift söz edemez.
Sonra o da değerlidir. Tıpkı benim gibi.
Sonra o konuyu benden iyi kimse bilemez ve anlatamaz.
Dedim ya ben değerliyim diye.
Bu ihtiyar yeryüzünde bir ben varım, bir de benim dışımdakiler.
Hükümetler, iktidarlar bana vız gelir.
Her anlattığım konuya ben değer katarım.
Değer verip, değer kattığım ve katkılarımla değerlendirdiğim bir konuda söz söyleyen olursa onun da alnını karışlarım.
Hatta olmadı yanımdan kovarım. Eğer o kişi sosyal medyadan benim değerime, değerlilerime ve kısaca bana bir şey söylemeyi bırak ima dahi etse onu anında çizerim, silerim yok ederim.
Bana karşı gelmek, karşı fikirler ileri sürmek kimin haddine.
Kimse bana hadsizlik yapamaz.
Silerim.
Odgurmuş: Siz şimdi öyle diyorsunuz ama bu gün eleştirdiğiniz durumları dün kendiniz de yapmışsınız, Özal zamanında Bakanların kapısında beklemiş, torpille tayinler yaptırmış kaç tane kurum değiştirmişsiniz.
Ayrıca sizin için “hem torpille bir makama geliyor hem de makam sahiplerini sürekli göreve çağırıyor, hatta kendi şahsi işlerinizi ve önerilerinizi bile onların desteklemesini istiyor” diyorlar.
Monşer: Ne tayini, ne torpili, ben ne zaman bakan kapısı beklemişim. Nakil yaptırmışım. Ben her yere hakkımla geldim. Evet, elbette istek ve düşüncelerimi ve de ihtiyaçlarımı makam sahiplerine söyleyeceğim. Ne iş yapıyorlar, orada neden bulunuyorlar. Bana hizmet etmeyecekler de kime hizmet edecekler.
Evimin önünde biriken karı ben mi kürüyeceğim.
Gelsinler bir zahmet, baksınlar bir zahmet.
Bak maske konusu gündeme geldiğinde eve tıkılıp kalmıştım. Hemen Belediye başkanına yazdım, geldi benim maskeler.
Ağlamayana meme yok.
İşte böyle yapacak, o siyasileri yerinde oturtmayacaksın, hatta arada bir soracaksın; ”Vali ne yapıyor, Belediye başkanı ne yapıyor, Milletvekilleri ne yapıyorlar, benim keşfettiğim-icadettiğim dert ve problemlerle neden ilgilenmiyorlar diye salvo atacak. İki cümlede mutlaka bir eleştiri yerleştirecek, hükümete, devlete, makam sahiplerine giydireceksin. Onlar dünya kadar maaş alıyorlar ama sen onları yerlerinde oturtmayacak sürekli eleştirip tenkid edeceksin.
Odgurmuş: O kadar uçmasanız. Sonra düşersiniz de size yazık olur. Bakın Mevlana Hazretleri ne diyor. Tam da size uyuyor.
“Yüzde ısrar etme, doksan da olur.
İnsan dediğinde noksan da olur.
Sakın büyüklenme, elde neler var…
Bir ben varım deme yoksan da olur.
Hatasız dost arayan dosttan da olur.”
Hz. Mevlana
(1)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
(2)- “Monşer”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet