ÜlkücüMilliyetçiTürkçüTürkeşÜlkü OcaklarıdövizakpchpmhpAhmet b.karabacakhasan külünk
DOLAR
27,2086
EURO
28,9584
ALTIN
1.683,79
BIST
8.257,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
26°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Az Bulutlu
23°C
ÜÇ HİLAL'İN HİKAYESİ Ahmet B. Karabacak

ZULÜMLE ABAD OLANIN AHIRI BERBAD OLUR

ZULÜMLE ABAD OLANIN AHIRI BERBAD OLUR
15.05.2021
1.081
A+
A-

ZULÜMLE ABAD OLANIN AHIRI BERBAD OLUR

FAHRETTİN MASUM BUDAK

İsrail Yahudileri 20. yüzyılın başlarında, göz koyduğu bu günkü topraklara dönüş için çok korktukları Osmanlı Devletinin zayıf anını beklediler!

Osmanlı İmparatorluğu yıkılmaya yüz tuttuğu andan itibaren de bu bölgeye yerleşmek amacıyla geniş araziler satın almaya başladılar.

Takriben bir asır önce Filistin bölgesinde Yahudiler yok denecek kadar az sayıda bir topluluktu. 1904-1914 yılları arasında bölgeye 40 bin Yahudi göç ettirildi. Tek düşünceleri bu bölgede bir devlet kurmaktı. Bu amaca matuf olarak azim ve sebatla mücadele ettiler. Önce arazi satın alarak dünyanın muhtelif yerlerinden getirdikleri Yahudi aileleri buralara yerleştirdiler. Ardından emellerini gercekleştirmek açısından dünya gidişatı kendileri için elverişli olunca bağımsız ve egemen bir devletin temellerini attılar. Zaten bu coğrafyada ikibin sene önce bir kaç kez devlet kurmuş ve bir kaç devlet batırmişlardı.

İsrail Devleti İkinci Dünya Savaşı’nın hemen akabinde 1948 de kuruldu. Filistin ve diğer Arap ülkeleriyle yaptığı tüm savaşları kazanarak burada pekişip kalmasını bildi.

Arap Devletlerinin yöneticilerinin çoğusu ya Amerikan yanlısıdır ya da Batı yanlısıdır. Bu sebeple Filistin çözümüne yanaşmak istemiyorlar. FiIistin’in kurtuluşu onların yok oluşunu hızlandıracağı için bu konuda hep göstermelik davranıyorlar.

Şu hususu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Filistin probleminde Arap ülkeleri hatta diğer İslam ülkeleri samimi değildirler. Eğer samimi olsaydılar bu iş çoktan çözülmüştü.

Dünyada irili ufaklı 50’nin üzerinde İslam ülkesi var. Bunların her biri bir gecede 10 uçak kaldırıp İsrail’in tepesine inseydi bu devlet bu derece şimarabilir mi, bu kadar genişleyebilir veya güçlenebilir miydi?

Nedense Filistin ve İsrail probleminde her İslam ülkesi halkına en fazla kendilerinin önem verdiğini ve meydana gelen zulmü kendilerinin lanetlediğini ileri sürüyor. Oysa kazın ayağı hiç de öyle değildir.

İslam ülkelerinin içinde en çok çırpınan ve en çok didinen Arap olmayan iki İslam ülkesi var. Birincisi İran, İkincisi Türkiye’dir. Bu konuda İran daha aktif görünüyor ama bu aktiflik çıkarsal ve mezhepseldir. Bu ülke zamana ve bölgeye göre ırksal ve mezhepsel çıkışlarla etkinlik alanını genişletmeye çalışıyor. Örneğin, Irak, Suriye ve Filistin’de bunun belirgin özelliklerini bütün dünya açıkça gördü.İran Şiîlik adı altında gittiği ve yerleştiği Irak’ta sert kayaya çarptı ve buranın Şiî güçleriyle karşı karşıya gelerek istenmeyen bir devlet olarak ilan edildi.

Türkiye’nin Filistin sorununda içtenliği tartışılır haldedir. Amerika ve Batı’yla bu denli entegre olmuş bir devletin bu konudaki etkinliği zayıf ve cılız kalacağı malumdur.

İnsanın aklına ister istemez “inek göz etmezse buğa atlamaz” sözü gelmektedir. Arap ülkelerinin bazıları İsrail’e el altından işmar ediyor. Ya da pasif ve suskun kalıyor. Dolayısıyla bu edilgen tavır İsrail Devleti’ni daha bir saldırgan yapıyor.

İsrail’i şimartan ve zulümkar yapan; terör devleti noktasına taşıyan bölgenin müslüman ülkeleridir. Ardından ise Amerika ve Batı ülkeleri gelmektedir.

Kimse bize maval okumasın. Kalkıp nafile Batı’yı, Amerika’yı ve İsrail’i kınamasın! Bu ülkeleri de İslam ülkeleri bu hale sokmuştur.

Bu işler gaz almakla, kahrolsun diye bağırmakla çözülmez. Orada akan müslüman çocukların kanı önce müslüman ülkelerin yöneticilerinin eline bulaşmıştır!

Kerbela’da Hz. İmam Hüseyni şehit ettiklerinde onu seven taraftarları oturup yüz sene ağladı. Kimsenin aklına bu zulme sebep olan Emevi Devletini yıkmak gelmedi. Ancak yüz sene sonra Eba Müslimi Horasanî gibi kahraman bir Türk kıyam ederek bu zulüm devletini ortadan kaldırdı.

Şimdi müslümanların aklına böylesine bir terörist ve haydut devletini yıkmak gelmiyor! Uzaktan uzağa Şiîler gibi ağlayıp duruyorlar!

Doğrusu bu satırların yazarı ne Filistin idarecilerini ne de Filistin liderlerini sevdi. Olduk olası onların faydasından ziyade, zararını gördük!

Ama ortada bir zulüm var. Zulüm payidar ve abad kalamaz! Bu zulmü yapan İsrail Devleti’dir, teşvik eden Müslüman Ülkeleridir ve destekleyen de Haçlılardır!

İsrail bu bölgede kurduğu tüm devletlerde çıban başı olmuştur.

İsrail’e tarihteki gibi yeni bir “BABİL” gerek!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.