KAHRAMANLAR BÖYLEDİR
Elimde ilgimi çok çeken bir kitap var. Hergün biraz biraz okuyorum. Kurtuluş Savaşı’nda REFET BELE’nin rolünü anlatıyor.
Kurtuluş Savaşı Kahramanları bu ülkenin bir bölümünü kurtarırken adeta iğne ile kuyu kazmışlar! O dönemin Anadolu’su açlık, yokluk ve kıtlık içindedir.
Dumanı tüten evlerde çoğunluk yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Sefalet her yere bir karabulut gibi çökmüştür. Askerler terhis edilmiş, silahlar yabancıların eline geçmiştir. İşgal ve istila Türk’ün kalbine bir hançer gibi saplanmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve bir kaç arkadaşı çılgınlık peşindedir. Bunların içinde REFET BELE de vardır. Macerayı ve çılgınlığı ancak bunlar yapabilirdi.
Refet Bele de bu çılgın Türklerin içindedir. Mustafa Kemal’le ta Okul yıllarından beri arkadaştırlar. Birinci Dünya Savaşı’nda cepheden cepheye koşmuşlardır. Balkan Savaşlarında görev almış, Hareket Ordusu’nda bulunmuşlardır. İtalyan Seferi’ne katılmışlardır.
REFET BELE Sina- Filistin Cephesinde bulunmuş ve buradan 1.ve 2. Kanal Seferi’nde yer almıştır.
REFET BELE’yi daha sonra 1.ve 2.Gazze savaşlarında görüyoruz. BELE’nin cephelerde gösterdiği başarısından dolayı bir çok ödül almıştır. Öyle ki, bu değerli komutan her gittiği ve bulunduğu savaşlarda üstleri tarafından madalya, nişan, liyakat ödüllerine layık görülmüştür.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti yenilince cepheden cepheye koşan bu komutanlar Anadolu’yu kurtarmak için son şanslarını deneyeceklerdir.
Refet Bele’yi biz Osmanlı’nın son dönemlerinde Jandarma Genel Komutanı olarak görmekteyiz. Bu görevde milli mücadelenin başarılı geçmesi için Anadolu’ya cephane ve silah sevkiyatı yaptırıyor.
Refet Paşa, Erenköy toplantısında Kurtuluş Savaşı’nda lider olacak adamın ismi üzerinde durur ve padişaha bizzat Mustafa Kemal’in adını birinci sıraya yazdırır.
Mustafa Kemal ile sık sık bir araya gelen Refet Paşa iki arkadaş olarak sırdaş gibi hareket ederler.
İsmet Paşa Samsun yolculuğuna Mustafa Kemal’in istemesine rağmen katılmaz. Oysa Refet paşa burada da liderin yanındadır. İngilizler fark etmesin diye seyis kıyafetiyle atların arasında katılır. Bir süre vapurda samanlıkta saklanır.
Ordu müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal Paşa 16 subayla Samsun’a doğru hareket eder. Mustafa Kemal’i bizzat devlet görevlendirmiştir. Tam yetkilidir. Güya Asayişi temin icin yollardadır. Refet Paşa burada Mustafa Kemal Paşa tarafından 3. Ordu Komutanlığına atanır. Milli Mücadele’nin çekirdek kadrosunda Refet Paşa birinci sıradadır. Rauf Bey, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir de bu kadronun nüvesidir. Bunlara sonradan Mareşal Fevzi Çakmak ile İsmet Bey de katılacaktır. Amasya Tamimi’nde birlikte olan Refet Bey, Sivas Kongresinin hazırlıkları için bu şehirde kalır. Bu arada İngilizler boş durmazlar. Sadarete baskı yaparak Mustafa Kemal ile Refet Bele’nin geri çağırılmasını isterler. Mustafa Kemal ordudan istifa eder.
15. Kolordu ile 20. Kolordu Komutanları Kazım Karabekir Paşa ile Ali Fuat Paşa “emrinizdeyiz paşam” der ve film burda kopar.
Sivas Kongresinde Refet Paşa yine liderin yanındadır.
Bilahare Refet Bey’in Aydın Cephesi Kuvayı Milliye Komutanlığına atandığını görüyoruz. Güney komutanlığı Refet Bey’de, Kuzey Komutanlığı Ali Fuat Cebesoy’da kalacaktı.
Refet Bey, mücadeleye devam eder. İstanbul’daki cephaneyi Anadolu’ya taşımanın hızlı yollarını arar. Ayaklanmaları bastırır.
Refet Bey, 1.Mecliste milletvekili olur. Bir müddet sonra İçişleri Bakanılığına getirilir.
Refet Bey Kurtuluş Savaşı’nda adeta jokey görevi yapar. Bu sefer de Milli Savunma Bakanlığına getirilir.
Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda da Refet Bey’in ağırlığını görüyoruz. Trakya’yı teslim alma görevi de Refet Paşa ya veriliyor. Hatta İstanbul’u teslim almayı da fiili olarak yürüttüğünü görüyoruz. Sonra da resmi temsilcisi olarak atanıyor.
Saltanatın kaldırılması kararını padişaha bildirme kararı da BELE’ye veriliyor. Milli Mücadelenin öncü komutanlarından ilk beş kişiden biri olan Refet Bele maalesef diğerleri kadar tanınmamaktadır.
Paşaların Cumhuriyetin ilanından sonra görüş ayrılığı su yüzüne çıkar.
Kurtuluş Savaşı’nın ilk dört ismi Cumhuriyet ilan edilirken Ankara’da değillerdir.
Atatürk ve İsmet Paşa ile ters düşerler.
Bu iş derinleşir. Terakkiperver Partisi kurulur. Muhalifler orada toplanır. Kazım Karabekir Genel Başkan olur. Atatürk kısa ömürlü bu partiyi kapatır. İsmet Paşa Atatürk’le arkadaşlarının arasını açar. Yoğun bir karalama kampanyası başlatılır.
Şeyh Sait isyanı patlak verir. İsmet İnönü Takriri Sükun Kanunu’nu çıkartır. İstiklal Mahkemeleri kurulur. Ayaklanma önlenir.
Atatürk, Terakkiperver Fırkası’na iyi gözle bakmaz. Bu partinin programını “en hain kafaların eseri” diye şiddetle eleştirir. Yola çıktığı arkadaşlarını ülkenin selameti için harcamaya gider.
İzmir Suikastı baş gösterir.İstiklal Mahkemesi devrededir. Milli mücadelenin en önde gelen devlet adamları tutuklanır. Büyük bir tezvirat başlar. Bir zamanlar Atatürk’ün en yakınındaki arkadaşları itilir kalkılır ve idamla burun buruna gelirler.
Atatürk’ün amacı genç devletin kök salması ve pekişmesidir. Arkadaşlarını tesirsizleştirir ama asmaya kıyamaz! İstiklal Mahkemesi üyelerini çağırır kulaklarını çeker. “Benim arkadaşlarımı asmak mı istiyorsunuz?”diye azarlar!
Böylece bu necip milletin kurtuluş savaşına katılmış komutanlar gözetlenmek ve kontrol edilmek şartıyla salıverilir.
Milli mücadele kahramanlarının adları her yerde varken, REFET BELE’nin adı nedense bunlardan fersah fersah geridedir.
“İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için!/ Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için.”