DOLAR 32,3445 % 0.19
EURO 35,1198 % -0.2
STERLIN 41,0489 % -0.22
FRANG 36,3994 % 0.08
ALTIN 2.240,78 % -0,12
BITCOIN 2.102.232 -6.993

MUSUL MESELESİ

Yayınlanma Tarihi :
MUSUL MESELESİ

MUSUL MESELESİ

“Cemiyet-i Akvam Komisyonu Raporları”

Halim KAYA

Daha önce Raif Karadağ’ın yazmış olduğu “Petrol Fırtınası” ve “Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar”  adlı kitaplarını okumuş, bu kitapları haricinde de “Musul Meselesi” ve “Şark Meselesi” adlı kitaplarının da olduğunu biliyordum. “Petrol Fırtınası” ve “Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar” adlı kitaplarını yıllar önce okurken okumayı düşündüğüm ancak o günden bu güne bir türlü okumak nasip olmayan “Musul Meselesi” adlı kitabını her gün gündem de olan ve Kerkük ve Musul’dan Türkiye’ye gelmiş dostlarımın yanında daha donanımlı olmam gerektiği kanaatimin ağır basması dolayısıyla okumak elzem olmuş, okuma vakti gelip çatmıştır.

“Musul meselesi” kitabı Truva yayınları tarafından ilk 2013 yılında basılmaya başlanmış ve elimizdeki 5. Baskı da Eylül 2020 tarihinde yapılmıştır.Truva yayınları yazarın ismini zikrettiğimiz kitapları haricinde “Deryaları Dize getirenler-Barboros”, ve “İsrail Ortadoğu ve Amerika” kitaplarıyla birlikte yazarın altı kitabını basmıştır. “Musul meselesi” kitabının yazarı Raif Karadağ 1973 yılında Ankara’da “Petrol Fırtınası” adlı kitabı piyasaya çıktıktan sonra otel odasında esrarengiz bir biçimde ölü bulunmuş olduğundan dolayı yazarın diğer kitapları da “Musul Meselesi” kitabı da daha önceden basılmış olması muhtemel görünüyor. “Musul Meselesi” kitabı yazarın “Başlarken” başlıklı yazıda bahsettiği gibi Lozan anlaşması esnasında bu konuda yazılmış yabancı uzman raporlarından oluşmaktadır. “Musul Meselesi” kitabı altı kısıma ayrılmış, her kısın farklı alt başlıklara bölünmüş, 270 sayfadan oluşmaktadır.

Kitabı yayına hazırlayan Ömer Hakan Özalp daha kitabın Önsözünde Musul Meselesi gibi bir konudan bahsetmesi dolayısıyla tamamen Türk milletini ilgilendiren bir mevzuda “Türkiye halkı” gibi bir meçhulü tarif eden tabir ile kitabın meseleyle alakasını kesmeye çabalayacağının işaretini vermektedir. Okuyup göreceğiz. Musul meselesi Türk milletini ilgilendirir dedik eğer ilgilendirmeseydi zaten mesele olarak ele alınmazdı. Ömer Hakan Özalp gibi Türk milletini yok sayacaklar kendi istekleri doğrultusunda zaten meseleyi çözmüş olurlardı ki oradak Türk nüfusu yok edemedikleri için mesel “Musul Meselesi” olarak adlandırıla gelmiştir.

“Musul Meselesi” adlı kitabın yazarı Lozan antlaşmasını başarı olarak görmeyen bir anlayışa sahip olmak la birlikte bu başarısızlığı İsmet İnönü’ye (S:13) mal etmektedir. Lozan Konusunda değilse bile İsmet İnönü hakkında bizde aynı kanaatteyiz. İsmet İnönü Atatürk ile Samsun’a çıkan bir kişi değildir, Kazım Karabekir’e Kurtuluş Savaşına katılmamak ve birlikte İzmir’de birer çiftlik alarak yaşamak düşüncesinde olduğunu iletmiş birsidir. İnönü Savaşları İnönü tarafından değil de daha alt kadrodaki subayların gayretleri sonucu dağılmaktan kurtarılan ordu tarafından kazanılmış ve Atatürk’ün lütfu ile bu galibiyet kendisine mal edilmiştir. Son dönemlerinde Atatürk tarafından görevden alınmış ve İzmir’de ikamete mecbur edilmiş olmasına rağmen Atatürk’ün vefatı ile tekrar önü açılmış ve Milli Şef olmuştur. Bu konuda geniş bilgiyi gazeteci Arslan Bulut’un “ Türklüğün yeni Dünya Düzeni” adlı Burçak Yayınlarından 1993 yılında çıkan kitabında bulabilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkiye Irak arsındaki hudut meselesinde 19 Eylül 1925 yılında Cenevrede yazdığı kararda geçen iki mesele için Fransa Paris Üniversitesinin Hukuk Fakültesi ve Siyasal İlimler akademisi hocası Mösyö Gilbert Jidel’in görüşüne başvurmuş (S:17), Mösyö Gilbert Jidel hazırladığı raporda Lozan Anlaşmasının üçüncü maddesi ikinci fıkrasının metnine dayanarak Cemiyet-i Akvam meclisinin hakem meclisi salahiyetleri ile donatılmış olduğu hükmünü çıkarmaya çalışan Büyük Britanya’nın iddiasının metne eklenmesi kabul edilmeyecek ve “Karar” kelimesi hakkında ileri sürdüğü yorumu da mantıken etkisiz ve fiilen doğru olmayan bir tevile dayandığı kanaatine vardığı için “reddi lazım geleceği sonucuna ulaşmak, asıl ve esas itibarıyla doğru olur.” (S:24) şeklinde hükmünü vermiştir. İlgili maddenin aslında Cemiyet-i akvam üyesi olmayan Türkiye’nin daha sonra cemiyet-i akvam’ın müdahalesini reddedeceği düşüncesiyle böyle bir olayın vuku bulmasının önüne geçmek için konulduğu, Meclis-i Akvama özel yetkiler vermek için konulmadığını da belirtmiştir. (S:25) Buradan bizim çıkaracağımız sonuç Türkiye Irak sınır meselesini kendi aralarında Cemiyet-i Akvam kaideleri çerçevesinde kendi aralarında çözerler, ilgili madde Türkiye’nin Cemiyet-i Akvam kaideleri çerçevesinde bu konuyu çözmeye yanaşmazsa uygulanmak için konuşmuştur, konu kendi ön gördüğü şekilde çözsün diye değildir. Cemiyet-i Akvam tüzüğü kendisine hiçbir hakem yetkisi vermediğini ancak arabuluculuk görevinin de 15.madde gereğince zorunluluk olduğu hakemlik ile ilgili olduğu söylenen maddenin başka bir alamla alakalı olduğu da raporda savunulmuştur.(S:25-27) Hülasayı kelam “Lozan anlaşması, bu meseleyi tahkim usulüne tabi tutmamış ve “İhtilafın Cemiyet-i Akvam meclisinin tetkikine arz edileceğini” söylemekle yetinerek meclise hakem meclisi salahiyetlerini vermemiştir.” (S:29)

Cenevre’de Musul Meselesi görüşülürken Cemiyet-i Akvam Meclisi karar vermek için ihtiyaç duyulan maddi manevi delilleri yerinde toplamak için üç üyeden oluşan bir heyetin kurulmasına, komisyonda Macaristan eski başbakanı Teleki, İsveç sefiri mösyö Auf Wirseen, Belçikalı Albay Paolis’in bulunmasına (S:34) ve komisyona yardımcı olmak üzere Türkiye’den Diyarbakır’da bulunan orduların umum müfettişi Cevad Paşa, İngiliz hükümeti tarafından da Mr.Jardin tayin edilmiş olarak Londra ve Ankara’ya gerekli ziyaretleri yaparak 16 Ocak 1925’te Bağdat’a hareket etti. Bağdat’ta Kral Faysal heyete hitap ederken “I. Dünya harbi sırasında İtilaf devletlerine iltihakla, gâsıpları kovmak için kendisine sunulan fırsatı kaçırmamak için nasıl tereddütsüz hareket ettiğini ve mütarekenin imzasını müteakip Türklerin Irak sınırlarının kuzeyine çekilmelerini ve Basra, Bağdat ve Musul vilayetlerinde bir İngiliz askeri işgalinin” (S:37) ancak teessüs ettiğini izah etmeye çalışmış olması bir kere daha Türklerin nasıl ihanete uğradığının Kral Faysal’ın kendi ağzından tarihe kaydettiği belgesidir   

Birleşmiş Milletler vasıtasıyla tesis edilmiş bir komisyonun tarafsız ve geniş kapsamlı sağlıklı bir rapor hazırlayabilmesi can güvenliğinin sağlanmış olması ve serbest bir araştırma imkânın verilmesiyle mümkün iken Irak Hükümeti Cevad Paşa’nın yardımcılarının tellerle çevrili askeri bir saha içersindeki barakalarda sözde güvenlik sağlamak için tuttuklarına komisyon başkanı Macaristan eski Başbakanı Telek’i şahit olmuştur.(S:40

Komisyon başkanı Macaristan eski Başbakanı Telek’i “Komisyonun Musul’a vardığı gün olan 27 Ocak’ta Mösyö Ruddolo ve Mösyö Şarrer refakatinde, şehirde gezmek istedim. [Tahsis edilen] Evimizden çıkarken, resmi elbisesini giyinmiş olan Cevad Paşa bana katılmak istedi. Bu resmi elbisenin halk üzerinde yapacağı tesiri görmek istediğimden, Paşanın bu teklifini büyük bir memnuniyetle kabul ettim. Sokağa çıkmış ve polis memuru biz takibe başlamıştı ki, Arap olduklarını zannettiğim otuz kadar şahıs Paşanın etrafını alarak ellerini öptüler; bir taraftan da ‘Yaşasın Türkiye!’ diye bağırıyorlardı. Arkamızdaki kalabalık arttı, ikiyüz kişi kadar olmuşlardı, bağrışmalarda artıyordu. Kışla önünden geçerken birkaç polis müdahale edip halkı dağıtmaya çalıştılar.” (S:42) nin kaydettiği bu vaka bölgenin hala Türklere ve Türkiye’ye bağlı olduğunu, Türk Askerini ve Türk Paşasını saygıyla karşıladığını çözümün eğer Plebisit-halk oylaması yöntemiyle olması sağlansaydı mutlaka Türkiye lehine çözüleceğinin işareti olduğunu görüyoruz. İngilizler o kadar kurnaz bir millet kiki çözünü Cemiyet-i Akvamın hakemliğinde çözülmesi şekline büründürerek masa başındaki hileler ve oyunlarla istediği şekilde olmasını sağlamıştır. Komisyon başkanı Macaristan eski Başbakanı Telek’i devamla “tam bu sırada, arkamızda iki polis memurunun sopa ile [resmi Türk askeri kıyafeti giymiş Cevad Paşa etrafında toplanan halkın oluşturduğu kalabalık] iş[n]e müdahale ettiğini ve bunlardan birinin, çarşıdaki dükkânlardan birine sığınan orta yaşlı bir adamın üzerine hücum ederek dövdüğünü gözümüzle gördük” (S:42) diyerek ve İngiliz Hükümeti Musul idari Müfettişi Binbaşı Lyod ile ırak Hükümeti Musul Mutasarrıfını “Türk yardımcı azası ile beraberindekiler, sokağa çıkmazdan bir saat önce, yetkili memurlara haber vererek gitmek istedikleri yeri bildirecekler ve kendilerine polis refakat edecek; Askeri üniforma ile çıkmaması Cevad Paşa’dan rica edilecek” (S:43) gibi tedbirler teklif ederek komisyonun çalışmasını ve istediği bilgileri yönlendirme yapılmadan, müdahale edilmeden elde etmesini önlemeye çalıştığını gözler önüne sermiştir.

Komisyon 16 Ocakta geldikleri bölgede 5 Şubata kadar tahkik ve tetkiklerine İngiliz ve Irak hükümetlerinin engellemeleri ve Türk yardımcı heyetine karşı göstermiş oldukları tutum dolayısıyla başlayamamıştır. Bu arada gizli gizli halktan memleket meselesi ile ilgili bilgileri olan ileri gelen kimselerle görüşmüşler ve tarafsız bazı bilgiler toplamışlardır. Türkiye “halkın fikrine müracaat”ı (S:47) savunduğu teze esas aldığından yerel halk ile görüşülerek gerçek durumun tespit edilmesinin daha sağlıklı bir netice vereceğini düşünerek görüşmelerin halkla yapılmasını istiyordu.  Yerel Türk halkı Cevad Paşa ve ekibine karşı gösterilen tutum dolayısıyla ziyaretler sırasında ekibi korumak gayesi ile her yerde gençlerden silahlı birlikler kurmuşlardı.(S:50) Irak hükümeti komisyona çağrılıp şahitlik yapılması istenen kişilere ve komisyona yapılan bütün itirazlara rağmen memleketteki herkese uygulamak zorunda oldukları kanunları ileri sürerek devam ediyorlardı(S:51)

Türk tarafı olarak bu kadar önemli bir meselenin heyet havale edilmesi uygun olmaz, bu konuda plebisit-halk oylaması yapılarak halkın kend kaderini kendisinin tayin etmesi gerektiği tezini savunurken, bu tezi destekleyici örnekler olarak batıda başvurulmuş plebisitleri sıralayarak çözüm öneren Türkiye’ye karşılık İngiliz hükümeti 1919-1921 yılları arasında yapmış olduğu halkın görüşüne müracaatlardan Kerkük ve Musul hariç her yerin halkının Kral Faysal’ı kral olarak görmek ve Irak’a bağlanmak istediklerine dair belgeleri Lozan anlaşması eklerinden aktararak rapora eklemişlerdir.(S:57-61) İngiltere Lozan’da sunduğu halkın Faysal’ın kral seçilmesi ve Irak hükümetine bağlanma isteklerini gösteren belgeleri alıp Cemiyet-i akvam komisyonuna Musul Meselesinin çözümü ile ilgili belgeler olarak takdim ettiği halde Türkiye’nin Plebisit isteğine olumlu yaklaşmamış, problemin komisyon vasıtasıyla çözümünden yana ısrarcı olmuştur. Bu tutumu da İngiltere’nin Lozan’da sunduğu belgelerine bile güvenmediğini, ayrıca kendisinin de bu belgelerin oluşturulmasının yerel halkın istek ve beklentilerinin aksine hileli bir şekilde hazırlandığının kendisi tarafından iyi bilinmesinden kaynaklanıyordu diyebiliriz. Yoksa sunduğu belgeler normal şartlarda halka sorarak gayet tarafsız olarak hazırlanmış olsaydı bu belgelere güvenerek halk Kral faysalı ve Irak’ı istiyor diyerek Türkiye’nin Plebisit isteğine müspet yaklaşırdı. İngiltere karşı çıkış sebebi olarak halkın eğitimsiz ve cahil olduğunu, arazinin dağlık ve engebeli olduğunu ileri sürmesine (S:62-63)geleceğini tayin etme hakkının sadece batılı ülke halklarının olduğunu savunduğu gerçeğini gözler önüne sermiş,  ilaveten asıl korkusunun “seçmenler daima bilinen ırksal ve siyasal eğilimlere göre oy verm”esi olduğunu (S:64) karşı çıkmasının da Musul vilayetinin (Musul, Kerkük, Süleymaniye ve bağlı köyleri civarı) ırk olarak tamamen Türk olduğunu ve Plebisitin Türkiye lehine sonlanacağını bilmesinden kaynaklanmaktadır. 

İngilter kurnazlık yaparak kelime oyunu ile meselenin Musul vilayetinin geleceğini tayin etme meselesi olmayıp, Türkiye ve Irak arasındaki sınırın nereden çizilmesi meselesi olduğunu ileri sürerek itiraz etmesine Komisyon meselenin her ne kadar sınır ile ilgili olduğunu kabul etse de sınırın arazinin neresinden çizileceği tartışılan sınır meselesine konu olan arazinin genişliğinin Musul vilayeti arazisinden daha geniş olduğu,(S:66) ve Türkiye ile İngiltere’nin meselenin çözümünü Cemiyet-i Akvama havale ettiği ve Cemiyet-i akvam Komisyonu da plebisitten tamamen vazgeçmeyi uygun görmemiştir. Ayrıca komisyonun yaptığı araştırmada İngiltere’nin 1919-1921 yıllarında yaptığını plebisit olmadığını, yapılanın ileri gelenlerin çağrılarak konu hakkındaki mütalaalarının alındığını, herhangi bir halk oylamasına gidilmediğini ortaya koymuştur. (S:67)

Komisyon “ez-cümle Türk taraftarı partinin üyeleri, ciddi ve halkın isteklerini gerçekten yansıtabilecek bir plebisit tanziminin mümkün olmadığına ilişkin gözlemlerimizi pekiştirmiştir.” (S:70-71) diyerek “İngiliz hükümeti tarafından teklif edilen usulün, ihtilafın çözümü için lazım olan unsurları temine en uygun usul olduğu görüşün” (S:71) dedir diyerek İngiliz tarafının teklifine binaen Plebisit yapılmasını uygun bulmamıştır.

Türkiye Irak sınırı konusunda tezlerini desteklemek için iklim şartlarını ve Coğrafik şartları; dağları, dereleri, ırmakları ileri sürerek sınırın Musul Vilayetinin kuzeyinden geçmesi gerektiğini savunan İngiltere’ye karşılık Türkiye kuzeydeki dağlar kadar Musul’un güneyindeki dağların da en az onlar kadar yüksek olduğunu, Musul vilayeti iklimi ile Türkiye ikliminin aynı olduğu, birbirini tamamlayan birleşik bir coğrafya oluşturduklarını ve dolayısıyla sınırın Musul vilayetinin güneyinden geçen Diyale, Hamrin, Mehul (Fehul) dağları, tatar vadisi Sencar dadı hattı boyunca çizilmesini ve Musul vilayetinin bu hattın kuzeyinde kaldığını savunmuştur. (S:73-78) Komisyon çeşitli uzmanların coğrafik bilgilerini aktararak bu bilgiler ile Türkiye’nin tezinin çeliştiğini ortaya koyarak sınırın Türkiye’nin istediği alandan geçmesine karşı olduğunu ve eğer sınır bu talep edilen yerlerden geçerse Musul vilayetinden daha geniş bir alanın sözkonusu sınır ile Türkiye’ye devredileceği gerekçesiyle karşıdır.

Komisyon uzun uzun Irak isminin nereden geldiğini ve nereleri kapsadığını en eski haritalar ve coğrafyacılardan başlayarak almış olduğu bilgilerle izah ederek Irak isminin her zaman aynı sınırları ifade etmediğini göstermeye çalışmıştır. Bu gün Irak dediğimiz bölgenin genellikler Arap Irakı, Acem Irakı, Mezopotamya olarak isimlendirilen üç farklı bölgeden oluştuğunu göstermeye çalışmıştır. Türkiye hükümetinin bu bölge için ileri sürdüğü “Tataristan” adının hiçbir dönemde bu bölgeyi isimlendirmek için kullanılmadığını söyleyerek Türk Hükümetinin tutarsızlığını iddia etmişlerdir. (S:85-98)

Ateşe Tapanlar olarak rapora geçmiş olan Yezidiler hakkında Türkiye Cemiyet-i Akvam Komisyonuna Yezidilerin Kürt ırkından olduğunu, Kürtlerle aynı gelenek ve göreneklere sahip olduklarını, Muhammedi olarak Kürtlerden ayrı bir mezhep teşkil ettiklerini ve Kürtler ile Yezidiler arasındaki mezhep farklılığını Yezidileri Kürtlerden ayırılmasına sebep olmayacağını, din-i Muhammedi ile Yezidilerin dini arasındaki farkın Katoliklikle Protestanlık arasındaki fark gibi olduğu (S:155) tezini savunduğu Raif Karadağ tarafından Cemiyet-i Akvam Komisyon rapordan aktarılıyor. Kendilerini ateşe tapan bir topluluk olarak ifade etmiş bir toplumu hem İslam dinine mal etmek hem de yanlış bilgiyle bir tezi savunarak bir uluslararası meseli çözmeye çalışmak, bunu da dünyanın kabul edeceğini düşünmek başlı başına siyaset bilmemek ya da göstermelik bir müdafaa yapmaktan başka ne ile açıklanabilir. Komisyon Yezidilerin Muhammedi olmadığına ve Kürtlerle akrabalıkları olduğuna ancak kökenlerinin tamamen aynı olmadığına karar veriyor. (S:158)

Hristiyan gruplardan Nasturiler Kürtlere benzer, giyimleri Kürtler gibidir ancak alakaları olmadığı halde kullandıkları koni şeklindeki küçük şapkaları Arnavutlara benzer. Geldaniler ise şehrin aydınlarıyla temasta bulunur, daha medeni ve oturdukları şehirler Arap Kürt ve Türk şehirlerinden temizlikleriyle ayrılır. “Okulları olup, bunlar özellikle Fransa ve papalık tarafından himaye edilir. Geldani rahipleri genellikle Musul’daki Fransız Dominiken papazlarının idaresindeki okullarda yetişirler.” (S:166) Düşüne biliyor musunuz Fransa Vatikan nere Musul nere? Fransa Dominiken papaz bulunduruyor hem de Musul’da. Bununla da yetinmiyorlar Fransa ve Vatikan bu azınlıklara ait kilise ve okulları finanse ettiği gibi gönderdiği papazlarla eğitim de veriyor. Cemiyet-i Akvam komisyonu yazdığı raporunda bu durumu tespit ediyor. Biliyorsunuz azınlık okulları ile bu azınlıklar için Fransa, ABD, İngiltere, Alman vs. batılı Hristiyan ülkelerin ülkemiz Türkiye’de açmış oldukları yabancı okulla Bursa’da Merzifon’da problem olmuşlar ve kapatılmışlardı. Bu gün de mevcut yabancı okullar problem olmaya devam etmekte kendilerine hizmet edecek ajan ruhlu insanlar yetiştirmektedir. Yetişenler Türk milletine tepeden bakmakta, yabancılaşmaya müsait yetişmekle sözde iyi yetişmiş olarak kültür dejenerasyonunda milletin başına bela olarak musallat olmaktadırlar.

Türklerin sayısını gösteren rakamsa, bilakis, genel siyasi şartlar ve bazı kişisel durumlar dolayısıyla gerçeğinden az görünüyor.” (S:177) ve “Bu ilkedeki Türklerle Türkiye Cumhuriyetindekiler aynı ırka mensupturlar” (S:178) diyen Cemiyet-i Akvam Komisyonu raporuna rağmen sonuç aleyhimize olmuştur. Ayrıca Cemiyet-i Akvam Komisyonu bile meseleye farklı baktığını “Irksal delilden tek başına bir şey çıkarmak gerekseydi,  bu sonuç, nüfusun sekizde beşini oluşturan Kürtlerin bağımsız bir Kürt devleti oluşturması gerektiği olurdu” (S:178) diyerek Musul vilayetinin Irak’a mı Türkiye’ye mi bağlanması gerektiğini inceleyen bir komisyon üstüne vazife olmayan bir konuyu dillendirerek fitne sokmaya çalışmıştır.

Cemiyet-i Akvam Komisyonu raporu günümüze ışık tutacak belki de bölücülerin savundukları Türkiye’deki Kürt nüfus miktarının gerçekte öyle olmadığını ortaya koyacak bir bilgi sunmaktadır. “Kürt milletinin çoğunluğu,- tahminen üç milyon olan toplam [nüfusun] bir buçuk milyondan fazlası – Türkiye’dedir. Yedi yüz bini İran’da, beş yüz bini ise ihtilaflı arazide oturmaktadır. Suriye’de de vardır. Irak’taki Kürtler önemsizdir.” (S:178) Irak’taki 500,000 Kürt nüfus önemsiz ise Suriye’deki Kürt nüfus bu 500 bin nüfusun üzerindedir demektir. O zaman Suriye’de 500 binden fazla bir nüfus yaşamalı ve bu önem arzetmesi içinde en az İran^da yaşayan 700 bin nüfusa denk gelmesi gerekir. Toplam 3 milyon nüfus olduğuna göre 700 bin Iran, 700 bin Suriye, 500 bin Irak 1900,000 nüfus eder. Türkiye’de yaşayan nüfusun ise 1100,000 olduğu görülür. Türkiye’nin Osmanlıdan devreden nüfus sayısı genelde 13.000.000 olduğu kabul edilir. 1100,000 nüfus 13 milyon Türkiye nüfusunun 1/13 ne denk gelmektedir.1925’ten bu güne kadar artan Türkiye nüfusu bu gün 85 milyondur. 85 milyonu 1/13 bugün için 6.538.461 kişi etmektedir. Hadi biz hesabı 1 milyon olarak yuvarladığımız için bu günkü Kürt nüfusu 10 milyon varsayalım. Bu da göstermektedir ki bazı dış güçlerin ve bölücülerin iddia ettikleri gibi Türkiye’de 22-25 milyon Kürt yaşamamaktadır. Yaşasa da Kürtler Türk soyundan bir kavimdir, yani öz be öz Türk’tür. Bu orta asyadaki dikili taşlarda Orhun Abidelerinde “Kürt elinin hanı Alp Urungu altunlu okluğumu bağladım belde… … Ülkem. Otuz dokuz yaşımda.”  (Mahmut Metin Kaplan-Ocak yazıları-S:72) şeklinde yer olmaktadır.

Cemiyet-i akvam Komisyonu “Musul Meselesi”ni Türkiye ve İngiltere’nin iddialarını da dikkate alarak tabii coğrafi sınırları tayin edip ve coğrafi bütünlüğü oluşturup oluşturmadıklarına bakarak, bölgenin nüfus yapısına, Türk, Türkmen, Arap, Kürt, Geldani, Nasturi sayılarına bakarak ayrıca mevcut halkın ırklarına, Kürtlerin Türk sayılıp sayılmayacağına, yine Musul Vilayetinde yaşayan halkın inançlarına, hangi dilleri konuştuklarına, bölge halkının komşularıyla ticaretine miktarına ve bu ticaretteki ithalat ve ihracat yollarının çok kullanılmasına, ayrıca dünya ile dış ticarette bağlantı sağladıkları sağlayacakları yollara, arazinin sulanması ve bu suyollarının bağlantılarına bakarak karar vermiştir. Bu kararlarını oluştururken de eski Osmanlı kayıtlarından, 1919-1924 arası işgalci İngiltere’nin kayıtlarından, Bağdat ve diğer illerin ticaret kayıtlarından, bazı seyyahların yazmış olduğu seyahatnamelerden, tarihçilerin yazmış olduğu bölgeyi ve bölge insanını ilgilendiren tarihler ve yöneten kavimlerle ilgili tarihlerden, yine bu bölgeler için hazırlanmış uluslararası raporlar gibi çeşitli kaynaklardan yararlanmışlar ve Türkiye ile İngiltere’nin ileri sürmüş oldukları tezlerin doğruluğunu test etmişler ve neticede Türkiye’nin aleyhine bu raporu yazmışlardır.

Komisyon Türkiye ve İngiltere’nin göstermiş olduğu tanıklardan 800 tanesini (S:228) dinlemiş, sorgulamış ancak bu kişilerin fikirlerini serbestçe söyleyemedikleri kanaatine varmıştır. Türkiye’nin yerel halkın istek ve arzusunun dikkate alınması gerektiği yönündeki savunmasını,(S:127)  “Öyle zamanlar oldu ki, kesinlikle Irak’a tabi olma kararında olduklarını söylemek üzere gelmiş olan delege heyetleri, bilahare, bundan mutmain olduklarından (komisyonun sırlarını saklayacağına kanaat getirince) daha sonra Türk taraftarını gizli bir şekilde söylediler.” (S:229) ve “Nitekim, temsilcileri Irak lehine görüş bildirmiş olan bir kazanın halkının, komisyonun Türk azasını-tesadüfen-gördüklerinde, büyük bir sevince delalet edecek hal ve hareketleri görülmüştür.”  (S:231) gibi hallerle de karşılaşmış olmalarına rağmen İngiltere’nin baskın tutumunun tesirinde kalarak olsa gerek bu durumları dikkate almamışlardır.  

Kitabın tamamından anlaşılmaktadır ki Türkiye’ye bağlı olmak istemeyen Musul Vilayetinde yaşayan halkın bu kanaatlerine; İngiltere’nin işgalci olarak orada bulunması ve halkın bu işgali fiili bir baskı olarak hissetmesi, Nasturi ve Geldani gibi Hıristiyan azınlıkların kendilerini dinen İngiltere’ye daha yakın hissetmeleri, Arapların çoğu eğer yabancı ya da Hristiyan bir yönetimde olmaktansa Türk yönetimine tabi olmayı ancak Arap bir yönetim kurulacaksa Arap yönetimi tercih ettikleri, İngiltere ve Irak hükümetlerince yapılan propaganda ve para ile ileri gelenleri satın almak, eğer Türkiye lehine belirtikleri gerçekleşmezse daha sonra kendilerine zulüm yapılacağı korkusu ve fiili olarak İngiltere ile Irak’ın bu bölgeye askeri yoldan sahip olması gibi sebepler etken olmuştur.

Türk murahhas heyeti, anlaşmanın içerdiği meselenin (Musul Meselesi ve sınır tayini) tetkikini söz konusu etmekle yetinirken, İngiliz heyeti, Türk Hakkâri vilayetine ait yeni bir arazinin ilhakını talep ederek, Lozan müzakereleri sırasında kimsenin hatırına gelmeyeceği ve anlaşmanın ne ruhundan ve ne de metninden asla çıkarılmayacak yeni bir vaziyet ihdas etmişti. İngiliz hükümetinin, Hakkâri vilayeti hakkında yeni talepler serdetmek suretiyle, konferansın hedeflediği amaçtan uzaklaşmakta ısrar etmesine bakılırsa, bundan, cereyan eden müzakerelerin kesintiye uğradığı görmek istediği sonucu çıkarılmalıdır.” (S:242-243) Görüldüğü gibi İngiltere uluslararası anlaşmalarda çevirdiği oyunlarla hep lehine karar çıkarmanın kurnazlığını kullanmışlardır.

Raif Karadağ’ın Cemiyet-i Akvam Komisyonu raporlarına istinaden hazırladığı bu “Musul Meselesi” adlı kitaptan çıkaracağımız hülasa şudur ki; Musul meselesinin Cemiyet-i Akvam Komisyonu vasıtasıyla çözülmesi esnasında sonucun Türkiye’nin aleyhinde çıkmasının 3 sebebi vardır. Birinci sebep komisyonun tarafsız olması gerektiği gerçeğine ve tarafsız olduğunu vurgulamasına rağmen İngiltere’nin tezlerinin etkisinde kalması, ikinci sebep de İngiltere’nin savunduğu tezlerini destekleyecek coğrafik, demografik bilgilere ait evrakları 1919’dan 1924’e kadar geçen işgal sürecinde hazırlamış olması, hazırladığı evraklarla savunduğu tezini güçlendirmesi, üçüncü sebep ise Türkiye’nin sağlıklı coğrafik ve demografik verilere sahip olmaması, bu görüşlere hazırlık babından yeteri kadar hazırlık yapmamış olması, yapamaması ve İngiltere işgalinden önceki kayıtlarını sağlıklı verilere dönüştürüp ikna edici bir tarzda sunamamasıdır.  

YORUM YAP

Bağdar Caddesi Escorthamile pornobodrum escortbahis sitelerigaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.tedxpenn.com/escort ankaraankara escorthttps://greenhousecraftfood.com/ataşehir escortbetperBetofficeOnwinMebbisjojobetmatbetholiganbetbetkomtrendyol indirim kodusahabetbim aktüelkayseri evden eve nakliyatdeneme bonusu veren sitelertipobetPusulabetCasibomstarzbet girişbets10kredi hesaplamaa101 aktüeltipobetbetturkey girişbetturkey girişcasibomcasibomvevobahismarkajbetbetineceltabetgrandpashabetcasibomgobahisbettiltbetsatbetorspinligobetistanbul escortslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comdinamobetstarzbet adamsah.netbahis siteleribetvolesetrabetbetpasrestbetklasbahisbetebetbelugabahistarafbetbahiscomgüzel hostingtipobetbetkommarkajbetparibahisbetinematadorbetgobahisbettiltbetsatbetorspinromabetligobetbetkanyononwinsahabetbaywinrokubetmarsbahisextrabetikimislicratosslotwinxbetbahisalgorabetelexbettümbetfunbahisartemisbetbetparkbetmatiksüpertotobetoleybetbetlikekralbetperabetimajbetlimanbetsavoybettingbahsegelmostbetpiabetmeritkingholiganbetjasminbethilbetvenüsbetasyabahisredwinbetkolikdinamobetkordonbet7slotsmilanobetelitbahisorisbetxslotpusulabetaresbetfavoribahispadişahbetnakitbahispolobetdumanbetsekabetmaltcasinopalacebetmrbahistulipbetnorabahismilosbetonbahissüperbetinbetexpervenüsbetpokerbetalordbahisvdcasinocasinovalebetonredpinupbahis1000baymaviakcebetnoktabetneyinefavorisen1xbettrabzonspor fenerbahçe maçını canlı izletrabzonspor fenerbahçe maçını canlı izlebahis sitelerimelbetbetnanokazandrapokerklascasino siteleriselçuksportsselçuk sportstruvabetdeneme bonusuistanbul escort
escort Bağcılar escort Bahçelievler escort Bakırköy escort Bayrampaşa escort Beylikdüzü escort Güngören escort İstiklal escort Kadıköy escort Sultanbeyli escort Üsküdar escort Avsallar escort Mahmutlar escort Oba escort Mecidiyeköy escort Ölüdeniz escort Güllük escort Kültür escort Ataşehir escort Avcılar escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Adapazarı escort Yalıkavak escort güvenilir casino siteleri Yalova escort Muğla escort Aydın escort Çanakkale escort Balıkesir escort Tekirdağ escort Manisa escort Trabzon escort Kahramanmaraşescort Kütahya escort Osmaniye escort Sivas escort Tokat escort Çorum escort Yozgat escort Isparta escort Elazığ escort Ordu escort Edirne escort Erzincan escort Zonguldak escort Rize escort Uşak escort Kırşehir escort Erzurum escort Giresun escort Amasya escort Sinop escort Niğde escort Bolu escort Karaman escort Kırıkkale escort Bayburt escort Ardahan escort Gümüşhane escort Artvin escort Çankırı escort Bartın escort Sinop escort Bilecik escort Karabük escort Burdur escort Nevşehir escort Kıbrıs escort Kırklareli escort Kastamonu escort Düzce escort Aksaray escort Adıyaman escort Afyon escort Arnavutköy escort Bebek escort Beşiktaş escort Beykoz escort Beyoğlu escort Büyükçekmece escort Çatalca escort Çekmeköy escort Eyüpsultan escort Kağıthane escort Sancaktepe escort Sarıyer escort Şile escort Silivri escort Şişli escort Taksim escort Zeytinburnu escort Aliağa escort Balçova escort Bayındır escort Bayraklı escort Bergama escort Beydağ escort Bornova escort Buca escort Çeşme escort Çiğli escort Karşıyaka escort Fehiye escort Marmaris escort Gaziemir escort Dikili escort Menderes escort Menemen escort Torbalı escort Atakum escort Çerkezköy escort Yenişehir escort Bodrum escort Toroslar escort Tarsus escort Silifke escort Mezitli escort Erdemli escort Anamur escort Akdeniz escort Melikgazi escort Elbistan escort Lüleburgaz escort İzmit escort İlkadım escort Çorlu escort Battalgazi escort Yeşilyurt escort Milas escort Ceyhan escort Çukurova escort Kozan escort Sarıçam escort Seyhan escort Emirdağ escort Sandıklı escort Merzifon escort Suluova escort Taşova escort Altındağ escort Batıkent escort Çankaya escort Çubuk escort Etimesgut escort Haymana escort Kahramankazan escort Keçiören escort Kızılcahamam escort Mamak escort Polatlı escort Pursaklar escort Sincan escort Ulus escort Yenimahalle escort Aksu escort Alanya escort Belek escort Demre escort Döşemealtı escort Elmalı escort Finike escort Gazipaşa escort Kaş escort Kemer escort Kepez escort Konyaaltı escort Korkuteli escort Kumluca escort Lara escort Manavgat escort Muratpaşa escort Serik escort Side escort Didim escort Efeler escort Nazilli escort Söke escort Altıeylül escort Ayvalık escort Bandırma escort Bigadiç escort Burhaniye escort Dursunbey escort Edremit escort Erdek escort Gömeç escort Gönen escort Havran escort İvrindi escort Karesi escort Kepsut escort Susurluk escort Büyükorhan escort Gemlik escort Görükle escort Gürsu escort Harmancık escort İnegöl escort İznik escort Karacabeyescort Kestel escort Mudanya escort Mustafakemalpaşa escort Nilüfer escort Orhangazi escort Osmangazi escort Yıldırım escort Biga escort Çan escort Gelibolu escort Karahayıt escort Merkezefendi escort Pamukkale escort Keşan escort Aziziye escort Palandöken escort Yakutiye escort Odunpazarı escort Tepebaşı escort Araban escort İslahiye escort Karkamış escort Nizip escort Nurdağı escort Oğuzeli escort Şahinbeyescort Şehitkamil escort Yavuzeli escort Bulancak escort Espiye escort Görele escort Altınözü escort Arsuz escort Antakya escort Defne escort Dörtyol escort Erzin escort Hassa escort İskenderun escort Kırıkhan escort Kumlu escort Payas escort Reyhanlı escort Samandağ escort Eğirdir escort Yalvaç escort Foça escort Karabağlar escort Kemalpaşa escort Kiraz escort Kınık escort Konak escort Narlıdere escort Ödemiş escort Tire escort Urla escort Safranbolu escort Akhisar escort Alaşehir escort Kırkağaç escort Salihli escort Sarıgöl escort Şehzadeler escort Soma escort Turgutlu escort Yunusemre escort Akkışla escort Bünyan escort Develi escort Kocasinan escort Talas escort Yahyalı escort Gazimusağa escort Girne escort İskele escort Lefke escort Lefkoşa escort Başiskele escort Çayırova escort Darıca escort Afşin escort Dulkadiroğlu escort Göksun escort Onikişubat escort Türkoğlu escort Kızıltepe escort Mut escort Dalaman escort Gümbet escort Datça escort Kavaklıdere escort Köyceğiz escort Menteşe escort Turgutreis escort Ula escort Yatağan escort Fatsa escort Altınordu escort Ünye escort Düziçi escort Kadirli escort Ardeşen escort Akyazı escort Arifiye escort Erenler escort Geyve escort Hendek escort Karasu escort Kaynarca escort Sapanca escort Derince escort Dilovası escort Gebze escort Gölcük escort Kandıra escort Karamürsel escort Kartepe escort Körfez escort Akşehir escort Beyşehir escort Bosna escort Ereğli escort Karapınar escort Meram escort Selçuklu escort Gediz escort Simav escort Tavşanlı escort Doğanşehir escort Bafra escort Çarşamba escort Boyabat escort Kapaklı escort Süleymanpaşa escort Erbaa escort Niksar escort Turhal escort Akçaabat escort Of escort Ortahisar escort Yomra escort Armutlu escort Çiftlikköy escort Çınarcık escort Akdağmadeni escort Boğazlıyan escort Sarıyaka escort Sorgun escort Alaplı escort Çaycuma escort Devrek escort Ereğli escort Kilimli escort Kozlu escort