Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Tuzla azeri escort Alanya azeri escort Kayseri azeri escort Antalya azeri escort Diyarbakır azeri escort Anadolu yakası azeri escort Adana azeri escort Ataşehir azeri escort Şirinevler azeri escort Beylikdüzü azeri escort Halkalı azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Samsun azeri escort Avcılar azeri escort Pendik azeri escort Beylikdüzü azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Mersin azeri escort Avrupa yakası azeri escort Kocaeli azeri escort Bodrum azeri escort Bakırköy azeri escort Kadıköy azeri escort İzmir azeri escort bayan Beşiktaş azeri escort Eskişehir azeri escort Bursa azeri escort Şişli azeri escort Şişli escort bayan azeri escort İzmir Gaziantep azeri escort Ankara azeri escort Denizli azeri escort Samsun escort kızlar Malatya azeri escort İzmir azeri escorts Samsun azeri escort İzmir eskort bayanlar
Ahmet B. KARABACAK
Sezgin ile dostluğumuz, M.H.P.’nin, benim sahipliğini yaptığım ilk yayın organı Millî Hareket Dergisi yayınlandığı 1966 yıllarında başladı ve kesintisiz bu günlere kadar geldi. İstanbul’da yerleşik Yozgatlı bir aileden olan sevgili dostum o yıllarda İstanbul İlâhiyat Fakültesi’nde öğrenci idi. Mezun oldu; Diyanet İşleri Başkanlığı’nda emekli olana kadar müfettiş olarak çalıştı.
Sezgin, gençlik yaşlarından itibaren arkadaşları ve yaşıtları arasında bir cazibe merkezi idi. Elbette, önce tavizsiz bir Türk Milliyetçisi idi. Hiç sakınmaz mekân, büyük, küçük dinlemez, inandıklarını belli bir edep içinde savunurdu. Çok okur, çok düşünür, çok yönlü hareket ederdi. Türkiye Millî Talebe Federasyonu Tiyatrosunu kurdu. Benim elimde gördüğü yarı siyasî, yarı komedi bir tiyatro eserini alarak sahneye koydu ve oynadı. Daha sonra II.Abdülhamid’le ilgili bir oyunda II.Abdülhamid’i canlandırdı. Bu arada yazı hayatına bizim Millî Hareket dergisinde başladı, ilgi çekici yazılar yayınladı, seminer ve konferanslarda konuşmalar yaptı.
1969 yılı M.H.P. Adana çekişmeli büyük kongresine bir otobüsle, partili gençler ve delegelerle beraber gittik. Kongreye bazı illerden yeterli delege gelememişti. Kastamonu’da bunlardandı. Kastamonu Milletvekili rahmetli ağabeyimiz İsmail Hakkı Yılanlıoğlu bana Kastamonu İl başkanı temsilcisi olacak birini bul dedi. O kongrede Sezgin, Kastamonu’yu temsil etti.
Sonraki yıllarda, bir vakıf kurmayı plânlamıştık. Ahmet Arvasî merhumun başkanı olduğu Türk Gençlik Vakfı’nı kurduk. Beş kişilik Vakıf Mütevelli heyetinde en gencimiz Abdülkadir Sezgin’di. Eğitim çalışmalarını hiç tavizsiz yürüttü. Türk gençliğine kültürel seviye kazandırmak için yayınladığımız ÜLKÜCÜ KADRO dergisinde Folklor ve Türk Halk Edebiyatı konulu, örnekli yazılar yayınladı.
Sovyetlerin dağılmasından sonra şimdi Hukuk Profesörü olan bir kardeşimiz ile Azerbaycan’a gitti ve orada bürokrasinin şekillenmesi için çalıştı. Tecrübelerini Azerbaycanlı kardeşlerimizle paylaştı.
Pek çok kişinin girmekten çekindiği Alevili-Bektaşilik konusunda çok cesur görüşleri ele aldığı bir kitap yayınladı. Büyük ilgi gördü. Sosyoloji alanında doktora yaptı.
Abdülkadir Sezgin Türklükden ve İslamiyet’den hiç taviz vermeden yaşadı. Bizler onu çok sevdik. Ondan memnunduk. İnanıyorum ki, bizi bu geçici dünyada misafir eden Mevlâ’mız da ondan memnundur. Mekânın cennet olsun her yanıyla güzel kardeşim.
Yeri doldurulamayacak büyüğümüzdü. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Geride kalanlara ailesi ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.