YOL ARKADAŞIMI KAYBETTİM
Dr. Abdülkadir Sezgin Hakk’a Yürüdü
Ahmet B. KARABACAK
Sezgin ile dostluğumuz, M.H.P.’nin, benim sahipliğini yaptığım ilk yayın organı Millî Hareket Dergisi yayınlandığı 1966 yıllarında başladı ve kesintisiz bu günlere kadar geldi. İstanbul’da yerleşik Yozgatlı bir aileden olan sevgili dostum o yıllarda İstanbul İlâhiyat Fakültesi’nde öğrenci idi. Mezun oldu; Diyanet İşleri Başkanlığı’nda emekli olana kadar müfettiş olarak çalıştı.
Sezgin, gençlik yaşlarından itibaren arkadaşları ve yaşıtları arasında bir cazibe merkezi idi. Elbette, önce tavizsiz bir Türk Milliyetçisi idi. Hiç sakınmaz mekân, büyük, küçük dinlemez, inandıklarını belli bir edep içinde savunurdu. Çok okur, çok düşünür, çok yönlü hareket ederdi. Türkiye Millî Talebe Federasyonu Tiyatrosunu kurdu. Benim elimde gördüğü yarı siyasî, yarı komedi bir tiyatro eserini alarak sahneye koydu ve oynadı. Daha sonra II.Abdülhamid’le ilgili bir oyunda II.Abdülhamid’i canlandırdı. Bu arada yazı hayatına bizim Millî Hareket dergisinde başladı, ilgi çekici yazılar yayınladı, seminer ve konferanslarda konuşmalar yaptı.
1969 yılı M.H.P. Adana çekişmeli büyük kongresine bir otobüsle, partili gençler ve delegelerle beraber gittik. Kongreye bazı illerden yeterli delege gelememişti. Kastamonu’da bunlardandı. Kastamonu Milletvekili rahmetli ağabeyimiz İsmail Hakkı Yılanlıoğlu bana Kastamonu İl başkanı temsilcisi olacak birini bul dedi. O kongrede Sezgin, Kastamonu’yu temsil etti.
Sonraki yıllarda, bir vakıf kurmayı plânlamıştık. Ahmet Arvasî merhumun başkanı olduğu Türk Gençlik Vakfı’nı kurduk. Beş kişilik Vakıf Mütevelli heyetinde en gencimiz Abdülkadir Sezgin’di. Eğitim çalışmalarını hiç tavizsiz yürüttü. Türk gençliğine kültürel seviye kazandırmak için yayınladığımız ÜLKÜCÜ KADRO dergisinde Folklor ve Türk Halk Edebiyatı konulu, örnekli yazılar yayınladı.
Sovyetlerin dağılmasından sonra şimdi Hukuk Profesörü olan bir kardeşimiz ile Azerbaycan’a gitti ve orada bürokrasinin şekillenmesi için çalıştı. Tecrübelerini Azerbaycanlı kardeşlerimizle paylaştı.
Pek çok kişinin girmekten çekindiği Alevili-Bektaşilik konusunda çok cesur görüşleri ele aldığı bir kitap yayınladı. Büyük ilgi gördü. Sosyoloji alanında doktora yaptı.
Abdülkadir Sezgin Türklükden ve İslamiyet’den hiç taviz vermeden yaşadı. Bizler onu çok sevdik. Ondan memnunduk. İnanıyorum ki, bizi bu geçici dünyada misafir eden Mevlâ’mız da ondan memnundur. Mekânın cennet olsun her yanıyla güzel kardeşim.