Ermeni İntikam Mangaları!
Şükrü Alnıaçık
İmralı Süreci adıyla yürütülen ihanet, daha kötüsü Türk Milliyetçilerini atalete sürükleyen fitne fesat bütün hızıylasürerken, Ermeniler, sermaye ve lobiler sayesinde hedeflerine doğru adım adım yaklaşıyorlar. Bütün planlar “Ermenilerin geri dönmesi” üzerine yapılmış bulunuyor.
Bu yönde yapılmış açık beyanatlar var. AGOS’un Genel Yayın Yönetmenliği nöbetinde Hrant Dink’in halefi olan Etyen Mahcupyan, 12 Temmuz 2009 tarihinde Zaman Gazetesindeki köşesinde, “Yerinden Edilenler Yerlerine Dönerken” başlıklı yazısında tırnak içi şifrelerle Diaspora’yaşu mesajları veriyordu:
“Öte yandan iyimser olmak için gerçekten de neden var… Çünkü ‘yerinden edilmiş’ olanlar sadece Kürtler değil, bütün bir Anadolu, bütün bir toplum… Ve o toplum (Ermeniler Ş.A) şimdi neredeyse elleriyle kazıyarak yeniden kadim kültürünü keşfediyor. Bu toprağı ve daha önemlisi bu toprağın kültürünü yüzyıllar boyunca paylaşıp, ‘çağdaş’ ideolojiler (Milliyetçilik Ş.A.) uğruna bir anda yitiren insanlar, bugün kendilerini o kadim geleneğin üzerinde yeniden yaratmaya çalışıyorlar. Bu değişimin belirtilerini Anadolu’da gezerken daha iyi anlıyorsunuz.
Bu değişim dinamiğinin karşısındaki direnci göz ardı etmemiz gerekmiyor. O direncin cinayete kadar varan hezeyanlarının yarattığı tedirginlik de doğal. Ancak asıl eğilimin ‘yerinden edilmiş’ olanların (Ermenilerin) yeniden ‘yerlerine’ dönmesi olduğu açık. Kaybedilmiş birliktelikler kaybedilmiş bir vicdan demektir. Bugün Anadolu kendi vicdanını yeniden arıyor ve hiçbir ideolojik tahakkümün (Ulusal Devletin Ş.A.) bunu durdurma gücü gözükmüyor.“
Türkiye’de “mantıklı,” kabul edilebilir bir “Kürt sorunu” olmadığını öteden beri ifade ediyoruz. Marksist PKK terörünün “Kürt sorunu” olarak sunulması, başlangıçta bir solcu aydın züppeliği olarak ortaya çıkmışken; AKP hükümetinin intelijensiyal zafiyetleri yüzünden ne yazık ki artık başarılı bir “Ermeni intikam harekatına” dönüşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti, bu sinsi harekatta bir çarpraz ateşle karşı karşıyadır:
a)- Bir taraftan 20. Yüzyılın Sosyalist Enternasyonal arayışından kalma PKK terör örgütünün, “milliyet“i, kardeşliği bitirme çabası tüm hızıyla sürmektedir.
b)- Diğer taraftan “Ulus Devlet“i, “Açık Toplum“a dönüştüren, böylece global sermayenin pazar olanaklarını artıran Soros vakıfları ve CIA’nın yan kuruluşu NED yani Amerikan Ulusal Demokrasi Fonu, Milli Güç unsurlarını eksiltme yönünde büyük bir saldırıyı birlikte yürütmektedirler.
Meclis Anayasa Komisyonunda Abdullah Öcalan’ın, BDP kontenjanından adeta “fahri üyelik” statüsü elde ettiği bu süreçte Amerikan vakıfları da “Ermeni intikam mangaları” gibi görev yapmaktadır.
Bir Örnek:
Diyarbakır Sanat Derneği’ni fonlayan “Chrest Foundation” adlı Teksas’lı bir firmanın 2004-2005’te Diyarbakır’da harcadığı para 1 Trilyon’u geçiyor. Chrest Vakfı, tüm dünyada sadece İngilizce ve Türkçe yayın yapıyor. Vakıf, sadece doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgileniyor. En çok para verdikleri projeler KA-MER yani “Kadın Merkezi” çalışmaları…
KA-MER’in Şube açtığı iller: Diyarbakır, Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Iğdır, Kars, Kilis, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van…
KA-MER’in Tüm Türkiye’de sadece eskiden Ermeni cemaatinin yaşadığı illerde şubeleri bulunuyor. Ardahan-Iğdır-Kars bloğu, “Büyük Ermenistan projesi“nde öncelikli bir konuma sahip… Üstelik derneğin şube açtığı Erzurum ve Erzincan’ın “Kürt nüfusu” ile bir ilgisi bulunmuyor.
KA-MER’li kentlerin ortak özelliği, Kürt hakları filan değil, Ermenilerin asla vazgeçmeyeceği kentler olmaları. Gaziantep’le Kilis’in de listeye eklenmesinin başka hiçbir anlamı bulunmuyor.
KA-MER’in en ilginç sponsorlarından biri de “Amerikan Konsolosluğu…”
Bu basit tespit bile son 10 yılda Ermenilerin “tazminat ve toprak talepleriyle birlikte Anadolu’ya geri dönüş” yolunda ne kadar hızlı yol aldıklarını gösteriyor.
Kahramanların, Özel Kuvvetler komutanı Engin Alan Paşa’nın hatta AKP hükümetlerinin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bile Ermeni Diasporasının hedefindeki kadroyla birlikte “içerde” olduğu şu günlerde durmak, beklemek ve uyuklamak Türklere yakışmıyor.
Ermeniler, önlerine PKK’yı ve zorlama Kürt taleplerini, arkalarına Amerika ve Avrupa’yı da alarak sinsi yöntemlerle Anadolu’ya geri dönmektedirler.
Hatırlanacağı üzere MHP Kayseri Milletvekili ve Türk Tarih Kurumu eski başkanı Yusuf Halaçoğlu, PKK’lıların, özellikle örgüt yöneticilerinin çoğunluğunun Ermeni olduğunu siyasetçi kimliğiyle değil, bilim adamı vasfıyla açıklamıştı.
1915’te bizim yiğit ve mazlum dedelerimizin, bir taraftan Çanakkale’de İngilizlere ve Fransızlara, bir taraftan da Sarıkamışta Ruslara karşı vatan savumması yaptığı bir zamanda isyan eden Ermeniler’i katlettiğinden emin değiliz. Ancak bildiğimiz ve görüp emin olduğumuz bir gerçek var. Türk Milliyetçiliğinin bizzat başbakan tarafından resmen “ayaklar altına alındığı” şu günlerde Ermeni Milliyetçiliği, altın çağını yaşıyor.
“Ermeni intikam mangaları,” tarihi hedeflerine doğru adım adım ilerliyor.