YUMUŞAKÇALAR
Hüseyin HATIL
Hayvanlar alemine ilişkin belgesel izlediyseniz bilirsiniz yumuşakçaları… Hayır, ben belgesel izlemem diyorsanız o zaman aydınlar! aleminde de görebilirsiniz.
“Yumuşakça adı Latincede yumuşak anlamına gelen molluscus sözcüğünden gelir. Bu ad, yumuşakçaların gövdeleri yumuşak olduğu için verilmiştir.
Ev akvaryumundaki küçük bir salyangozdan 15 metre boyundaki dev mürekkep balığına; tüm yaşamı boyunca aynı kayaya ya da kabuğa sıkıca yapışan istiridyeden serbestçe yüzen tarağa ve etobur sümüklüböcekten etobur ahtapota kadar olan canlılar, boyutları, görünüşleri ve yaşam alanları bakımından çok farklı hayvanlardır.” Ancak yinede tümü yumuşakçalara girer.
Kimi zaman televizyonda tok sesi ile sizi bir şeye ikna için kabuğunu çatlatırcasına gürleyen yumuşakçalar da vardır, türkü söyleyerek elde edemediğini siyasi açıklamalarla elde etmek isteyen de…. Sakin ve yumuşak sesi ile dini figürleri kattığı konuşmasında Yüce Yaradan’ın adını zikrederek yalan söyleyen de vardır, tahrik ve nefretle düşmanlık sergileyen de… İslamcıyım diyen de bulabilirsiniz, eski tüfek komünist de… Eski ülkücü de vardır aralarında, yeni dinsiz de… Her kutuptan ayı, her çölden bedevi…
Her türlü hakareti ederler, fikir özgürlüğü derler… Kin ve nefret açıklamalarına sert çıktığınızda sizi faşistlikle, kavgacılıkla suçlarlar. Kabuklarına saklanır yapacaklarını yaparlar.
Görünüşte aralarında hiçbir benzerlik, hiçbir ortak nokta olmasa da tekmili birden aynı yere hizmet eden yumuşakçaların, hedefleri farklıymış gibi görünebilir. Ancak hepsi küresel gücün hegemonyasında, para ve güce boyun eğmektedir.
İnsanlar için değişim elbette normaldir. Son 10 yılda, ne değişimler gördük. Omurgaları kırılanlar, iskeletlerini terk edenler, ruhlarını satanlar… Değişimin herkes için farklı bedelleri oldu. Kimi makamından vazgeçti, köşesine çekildi… kimi karakterinden vazgeçti köşe kaptı. Elbette kaybedenlerin olduğu bir yerde kazananlar da olacaktır.
Değişimleri, dönüşümleri ve eğilerek, bükülerek kazananları gördükçe ve geçirdikleri evrimi değerlendirdikçe daha önce tatlı su balığına benzettiğim, bu omurgasızlara tatlı su balığı demenin ne kadar yanlış olduğunu gördüm. Çünkü tatlı su balıklarının bile kılçığı/iskeleti var, bunlar olsa olsa yumuşakçalardır.
Binlerce yıldır bu coğrafyanın en geçerli akçesi olan ihanet, bu günde geçerliliğini sürdürmektedir. Ama unutulmasın ki, tarih ve yüce Türk Milleti ihaneti asla kabul etmemiş ve hainini affetmemiştir.
Selam ve dua ile