Afyonkarahisar MHP İl Başkanı Aziz Aslan yaptığı yazılı basın açıklamasında:
“Hafta sonu Diyarbakır’da bir takım açılış ve etkinlikler çerçevesinde başbakanın kardeşi Barzani ile gerçekleştirdiği görüşmeler Türk Toplumunda ve onun vatansever evlatlarında çok ciddi rahatsızlıklar yaratmıştır.
İKİNCİ HABUR REZALETİ YAŞANMIŞTIR
Başbakan ilk defa “Kürdistan” ifadesini kullanmıştır. O zaman sormazlar mı size; Bu durum bir başbakanın kendi ülkesi için faydalı mı yoksa zararlı bir eylem mi olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başkenti dururken, Sayın Başbakanın peşmerge başı ile Diyarbakır’da görüşmeyi tercih etmesinin asıl sebebi nedir? Yılbaşından bu yana Diyarbakır’a gelen gidenin haddi hesabı belli değil, Büyükelçilerden tutunda, Üniversite heyetlerine kadar Askeri ataşeler den, başkâtiplere kadar Dünyanın bir anda cazibe merkezi haline gelmesi biraz tuhaf değil mi? Peki bu son ziyarette Diyarbakır’da kim misafir, kim ev sahibi olmuştur? Umarım Erdoğan’ın yüzde 50 sinin de bunlara verecek bir cevapları elbet vardır. Yoksa yine” bir bildiği vardır” diyerek yutkunacaklar mıdır?
NEDEN DİYARBAKIR?
Kadim bir Türk diyarı Diyarbakır bölücülüğe başkent yapılmaya çalışılmaktadır. Bölücü başının posterleri arkasın da şarkısını türküsünü söyleyenler ve Ahmet Kaya hasreti ile yanıp tutuşanlar bu gün neyin düetini yapıyorlar?
“Yolumuz gaza, sonu şahadet,
Dinimiz ister sıdk ile hizmet,
Anamız vatan, babamız millet,
Vatanı Mamur eyle Yarabbi!
Milleti mesrur eyle Yarabbi; (Ziya GÖKALP )”
Diyerek şehit olan kırk bin vatan evladının şehit edilmesini mi kutladılar? Yoksa Türkiye Cumhuriyetine Karşı kazandıklarını zannettikleri zaferi mi kutladılar?
DEVLET İDARESİ BÖYLE OLMAZ!
Birileri, Irak’ın kuzeyinden kardeşi peşmerge başı Barzani’yi, parti kongresine davet ederek şeref konuğu yapabilir. Onunla gurur duyduğunu partililerine söyletebilir, kendisi de gurur duyabilir. Ancak Türkiye Cumhuriyetinin teamüllerini ayaklar altına alamaz. Devletin teamüllerini ve milletten aldığınız temsil yetkisini, parti programlarınız ya da kongreniz ile karıştıramazsınız.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şerefini, izzetini hiçe sayamazsınız. Devlet içinde devlet kurmaya mı çalışmaktasınız ya da hayalini kurduğunuz federatif yapının zihinlerde alt yapısını mı hazırlamaktasınız?
BEBEK KATİLİNİN AFFI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI
Hafta sonu yaşananlar tam bir tiyatro ve yüz karasıdır. Türk milletine hakaret eden Kürtçe şarkılar söyleniyor, Erdoğan beraberindekilerle birlikte yüzde 50 oy verenler de dinliyor ve yine birileri ağlaşıyorlar. Başbakan” dağdakiler inecek, cezaevleri boşalacak” derken bebek katiline affı da bu millete hazmettirmeye çalışılıyor.
Başbakan yangına benzinle gitmektedir. Ana vatanda Türklüğü sindirmeye çalışmaktadır. Türklükle adeta savaşmaktadır. Milli ve manevi değerlere sürekli saldırmaktadır. Bu topraklar kolay vatan yapılmamıştır. Şatafatlı birkaç duygusal sözle de terk edilemez. Milletimizin azmi de buna izin vermeyecektir. Bu necip milleti hiçe saymanın ve hakir görmenin bedelinin ne kadar ağır olduğunu da tarih yazmıştır.
Bu durum kabul edilebilir değildir. Bütün bunları kınıyor ve bu topraklardan bir çakıl taşı bile söktürmeyeceğimizi tekrar ifade ediyoruz.
Bu durum karşısında artık milliyetçi-muhafazakârım, fakat AKP’ye oy veriyorum, vatanseverim ama AKP’yi destekliyorum diyen kim varsa vaziyetini gözden geçirmeli ve kararını netleştirmelidir.
Ya çözüm adına çözülmeye, barış adına teslimiyete, özgürlük adına boyun eğmeye rıza gösterecekler; ya da artık gerçeklerin farkına varacaklardır.
Ya ihanete gözünü kapatacaklar, zulme ortak olacaklar; ya da yurdum, bayrağım ve milletim diyerek asaletin ve onurun altında toplanacaklardır. Saygılarımla.”dedi.