Bundan evvelki “Taş Medrese ve Ülkücülük” yazıma oldukça çok ilgi var ki, itirazlar da almış başını gidiyor.Bu açıklamaları kuru-kuruya inat için yaptığımı sanmayın. Bir kere âciz şahsım, gerçek manası ile, “Taş Medrese Kahramanı” olmak şerefine nâil olamamıştır. Topu-topu 105 gün çok çileli ilk ceberrudlukları bazı arkadaşlarla birlikte yaşadım. 12 Eylül muhabbetine hiç girmek istemediğim halde bu yıl canım sıkıldı bazı şeyler yazdım ki, bunlar öncelikle şahsım ve gördüklerimle ilgili olup, gerçek anlamda tarihe “Belge”mahiyetindedir. Bu sebeble genel bir eğilime uyarak 100 sayfa gibi mütevâzı, bir kitap yaptım ve 2013 bitmeden “Ötüken Neşriyat” yayınları aracılığı ile elinizde olacak. Niyetim ne politikacı olmak ne de o mübarek insanların çektikleri acılardan bir paye çıkarmak. Ülkücü şehitlerin ve geride bıraktıklarının “Mahkeme-i Kübra”da payandaları olmak şu dünyada yegâne kazancım olacaktır. Öyle boşu-boşuna ifâdelerle rızâyıullah için morâlimi bozmayın.
Neden “Yusufiye”den bahsedilmedi. Ben ne bileyim, fark ne? Bunların ikisi birbirine düşman kuruluşlar mı?Yani “Yusufiye” de bir “Taş Medrese”değil mi?Veyâ “Taş Medrese” “Yusufiye”değil mi?Her milletin, her ülkenin,her ideolojinin kendi kahramanı kıymetlidir. Lâkin evvelâ kıymete lâyık bulduğumuz insanların gerçek anlamı ile bu şuur ve evsafta olması gereklidir. ”Değildir” diye bir iddiada bulunan yoktur. Bakıyorum da adetâ beni güreşe davet edenler neredeyse benim yaşımda!Allah aşkına biz hiç akıllanmayacak mıyız? Şahsen benim raporum var.Sakın delilikten filân diye anlamayın.! ”İstihbaratçı” kardeşlerimizden. ”Ülkücü dirijan ,ağzında yaş ..ıslanmaz”.. Şu “Dirijan”ın ne olduğu 33 senedir çözemedim ama “Amcalar”ın herkesi kendi mesleğinin icaplarını taşıyan kişiler olarak devlet kayıtlarına geçirmelerinin de ne kadar mânâsız ve bilgisizce yapılmış bir tanım olduğunu pek iyi anlamışımdır. Hem gazeteci olacaksın,ömrünü düşünmekle geçireceksin hem de konuşmayacaksın sır küpü olacakmışsın… Ayrı bir konu olmakla işte devleti “Fundamantalistler”e teslim ettiler de cezaevi köşelerinde çocuklarını görmek için “Kalp”ten muzdarip olduklarını söylüyorlar. Halbûki ülkücülere 33 sene önce bu işin “Sopa ve Falaka” versiyonunu yaşattılar. Yine de Allah kurtarsın!.
İtirazlarda en büyük ağırlık partinin yönetimi üzerine. Bir kere bu iş kökünden yanlış.Çünkü demokrasi olmadığı söylenen MHP’de herkes ulu-orta tepedeki insanı tenkid edip ağır suçlamalar da bile bulunuyor.Hangi partide böyle bir uygulamaya normal gözü ile bakılabiliyor? Erkekseniz zamânıda rahmetliyi de tenkid edeydiniz! Kolay mıydı o kadar? Bizler Türkeş Bey’in yüzüne hiçbir şekilde durmayan gerektiğinde köşesine çekilip susanlardan olduk.Ama o büyük insan bir süre sonra rahat edemeyip “Gel yavrup”diye şevkatini kimseden esirgememiş gerçek bir “Baba” konumundaydı.Zâten terbiyemiz de bunu gerektirmiyor mu? Böyle olaylara bizim yaşlarda bulunup da yolu MHP Genel Merkezi’ne düşen herkes şâhid olmuştur.Bana kızarak hatta meydan okuyarak hiçbirşey halledemezsiniz? Çünkü ne güreşecek ne de kavga edecek hâlim ve zamanım kalmamıştır.Ha bir gün önce ha bir gün sonra !Vallahi çok tenkid ettikleriniz için de aynı şey geçerlidir.Kimseye dünyaya direk kalacak değildir. Ama şu fâni dünyada ülkücü ülkücünün ölümüne, hatta yardımcı olmaya çalışmamalıdır. Antep türküsünde olduğu gibi insanı kendinden olanların düşmanlığı yakar. Tıpkı”Karadağ’ın Boz Yılanı” gibi.
Önümüzdeki mahalli seçimlerde AKP yine %50 oy alırsa siz sinemayı seyredin. Ben şimdiden acaba ondan sonra seçim yapılır mı” diye yanıyorum. Siz Hatay’ın son noktası Yayladağı’nı bilir misiniz? Burada şu anda 5 km.öteden iltica etmiş 10.000 kadar Bayır-Bucak Türkmeni var. Hükümetçiler ne demiş söyliyeyeim mi? ”SAKIN IRKIYATÇILIK YAPMAYIN”.. İşte 4 ay sonra hepimize bunlar söylenecek.. ”Nush ile uslanılmazsa”, siz köteğe bakın!
Bana ve husûsen yazdıklarıma mesaj atan arkadaşlara erinmeden usanmadan cevap veriyorum. Edep dışına çıkmak yok. Çünkü kötü söz her zaman sahibine aittir. Sanmayın ki genel kurul delegesi olup birilerine oy verdim. Veyâ birilerinin direktifi ile yazıyorum. Çok konuşan biri, olduğum devlet kayıtlarında mevcuttur. ”Yalakalık” bile yapamam. Yaptırmazlar da zaten. Bu yazıları kendimden ve içimden geldiği gibi yazıyorum. MHP mutlaka %25’leri vurmalıdır. Tabii bunu da ancak sabır ve metanetle elde edebiliriz. Lütfen biraz milletimizin karekterinde de olan “İç çekişme ve başkalarını beğenmemek” gibi huylarımızdan vazgeçelim. Hiçbir çaremiz yok.. Şaşıyorum şu kızgın idealistler, olamayan bir partiye mi rey verecekler ! Biliniz ki ilk karısını boşayan bir daha yuva sahibi olamıyor, ilkinin namusunu, faziletini, aşkını, çocuk ve ata sevgisini bir daha yakalayamıyor? Tabii istisnalar dışında.. Lütfen “Taş Medrese”, ”Yusufiye”, ”Ankara” gibi boş işleri rafa kaldıralım. Yazılarımda amacı aşan bir aşırılık varsa affedin.. İnanın tek başına bir askerim.. İsterseniz Adanalılar’a sorun.. Muhabbetle..