MHP Konya Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Faruk Bal, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun İstiklal harbiyle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devletine bir anayasa yapmak durumunda olduğunu ifade ederek, “Komisyonun yeni bir devlet kurma gibi bir görevi ve öyle bir niyeti yoktur, olmamalıdır” dedi.
Bal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili gönderdiği mektuba cevabına ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Bal, Çiçek’in başkanlığında komisyonun çalışmalarının verimli hale getirilmesi gündemiyle yapılan toplantıyı anımsatarak, Meclis Başkanı’nın yeni bir toplantı günü belirlemeden liderlere mektup yazılacağı gerekçesiyle toplantıyı kapatmak istediğini ifade etti.
MHP olarak, Başkan’a çalışma usullerini gösteren iç yönetmeliği hatırlatarak, fiilen komisyonu işlevsiz hale getirecek bu teşebbüsü ortadan kaldırmak için yeni toplantı günü belirlenmesini talep ettiklerini anlatan Bal, orada bulunan komisyon üyelerinin de belirlenen toplantı günü hakkında bilgi sahibi olduklarını söyledi.
Komisyonun bu toplantıdan sonra 2 defa toplandığını, AK Parti’nin toplantılara katılmadığını belirten Bal, “Katılmadığı, mazeret bildirmediği için gerekli tutanaklar tutulmuştur. Bunun neticesinde komisyonun çalışma usullerini gösteren 15. maddesinin hükmü uygulanacaktır” dedi.
-“MHP’nin hiçbir kusuru bulunmamaktadır”
Meclis Başkanı’nın mektubunda, “komisyonun çalışmasına, devamına ve komisyona başkanlık yapma konusunda bir fayda görmediğini” ifade ettiğini anımsatan Bal, kendilerinin aksi kanaatte olduklarını ve komisyonun 137 yıllık anayasa tarihinde çok önemli ilkleri başardığını söyledi.
137 yılda 5 tane anayasa yapan ve bu anayasaları ağırlıklı olarak muhtıralarla ya da dış odakların telkin ve baskısıyla değiştiren Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk defa 4 siyasi partisini bir masa etrafına oturtabildiğine işaret eden Bal, komisyonun 60 tane maddede tam mutabakat sağladığını hatırlattı. Bal, bunun çok daha yüksek sayılara ulaştırılmasının mümkün olduğunu kaydetti.
Komisyonun verimsizliği konusunda MHP’nin hiçbir kusuru bulunmadığını savunan Bal, şöyle devam etti:
“Herkes bilmektedir ki MHP, uzlaşma kültürüne dayalı olarak demokratik teamülleri geliştirecek, vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişleten, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla parlamenter demokrasiyi güçlendiren bağımsız, tarafsız bir yargı organı ve hukuka bağlı bir yürütme organı inşa eden anayasanın yapılabilmesi için çok büyük özveri ve gayretle komisyon çalışmalarına katkıda bulunmuştur.
Ancak AK Parti’nin kuruluş bildirgesi dahil olmak üzere 2002, 2004, 2007, 2009, 2011 seçimlerinin hiçbirisinde halka başkanlık sistemi konusunda bir önerisi ve taahhüdü bulunmamasına rağmen başkanlık sistemini önermek suretiyle komisyonun önüne takoz koymuştur. Sağlanmış olan mutabakatlar temel hak ve hürriyetlerle ilgili olan bölümdeydi. Komisyon buraya kadar çok başarılı bir müzakere süreci getirmişti. Yasama, yürütme ve yargı bölümleriyle genel idare bölümünde başkanlık sistemi apayrı bir düzenlemeyi gerektirdiğinden bu maddelerde bir ilerleme sağlanamamıştır. Verimsizliğin sebebi budur. BDP’nin savaş tazminatı dahil olmak üzere çok marjinal ve ülkenin hem toprak bütünlüğünü hem de millet bütünlüğünü bozabilecek talepleri komisyonun çalışmalarında verimsizliğe neden olmuştur. CHP’nin isteksizliği ve kendi komisyon üyeleri arasındaki anlaşmazlık nedeniyle komisyonun çalışmaları verimli bir noktaya ulaşamamıştır.”
MHP’nin anayasa yapımında kırmızı çizgileri bulunduğunu dile getiren Bal, “Bu kırmızı çizgiler sadece MHP’nin değil, 5 anayasa yaparak geçmişteki tecrübelerimizin ve ödediğimiz bedellerin izini sürerek ulaştığımız ve tarihin Türk milleti adına MHP’ye söyletmiş olduğu kırmızı çizgilerdir” dedi.
“Komisyon yeni bir devlet mi kuruyor yoksa İstiklal harbiyle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devletine yeni bir anayasa mı yapıyor?” diye soran Bal, şu yanıtı verdi:
“Bizim cevabımız nettir ve tekdir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, İstiklal harbiyle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devletine bir anayasa yapmak durumundadır. Komisyonun yeni bir devlet kurma gibi bir görevi ve öyle bir niyeti yoktur, olmamalıdır. Biz bu anayasayı kime yapıyoruz? İkinci kırmızı çizgi. Biz bu anayasayı elbette Türkiye Cumhuriyeti devletine yapıyoruz. Uluslararası bir belge yapmıyoruz. Biz bu anayasayı İstiklal harbini vermiş Türk milletine yapıyoruz ve bu anayasayı Türk vatandaşlarına yapıyoruz. Bunların hiçbirisi sadece MHP’nin kırmızı çizgisi değildir, bu ülkede yaşayan herkesin kırmızı çizgisi olması lazımdır. Bu ana ilke çerçevesi içerisinde diğer partiler aklı selime ulaşabildiği demokrasinin, hukukun ve anayasa hukukunun gereklerine uygun davranabildikleri takdirde yeni bir anayasa yapılması mümkündür ve MHP komisyonun çalışmalarını sürdürmesi azim ve kararlılığındadır. MHP bu kapsamda anayasa çalışmalarına özverili bir şekilde katkıda bulunmaya devam edecektir.”
-Komisyonun çalışmalarının verimli hale getirilmesi
Komisyonun çalışmalarının verimli hale getirilmesi konusunda da önerilerde bulunan Bal, örselenmiş, değersizleştirilmiş ve itibarsızlaştırılmış bir komisyonla karşı karşıya bulunulduğunu savundu.
Halkın anayasaya olan ilgisini artırabilmek gerektiğini vurgulayan Bal, “Halkın anayasaya olan ilgisini artıralım ki milletin sesi, milletin nefesi, rengi bu anayasanın içine sinebilsin” diye konuştu.
Bal, bu amaçla MHP olarak müzakere edilen anayasayla ilgili geçmişteki müzakere tutanaklarının tamamının Meclis internet sitesinde yayınlanmasını istedi. Bal, vatandaşların mukayesesine imkan sağlayacak şekilde siyasi partilerin önermiş olduğu anayasa taslaklarının ve komisyonda uzlaşılan maddeler ile uzlaşılamayan maddelere siyasi partilerin koydukları şerhlerin de bir tablo halinde yayınlanması gerektiğini söyledi.
“Seçim yaklaştı komisyonun faaliyetlerine son vermek gerekir” fikrinde olmadıklarını belirten Bal, her partinin seçim döneminde vatandaşa anayasa konusundaki düşüncesini anlatabilmesi ve uzlaştığı ya da uzlaşamadığı maddeler hakkında tabanına ve Türk milletine kendini ifade edebilmesi gerektiğini vurguladı.
Seçimin bir fırsat olduğuna işaret eden Bal, bunun demokratik meşruiyet ve halkın demokratik denetimi için bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Komisyonun faaliyetlerinin Meclis televizyonunda ve TRT’nin kanallarında kamu spotu olarak verilmesini isteyen Bal, “Bütün bunlar uygulanabildiği takdirde komisyonun ne yaptığından halkın haberi olacaktır ve değerli katılımlarıyla gerek komisyonu teşkil eden siyasi partilere ve gerekse komisyon hükmü şahsiyetine belirli bir yön verebilme imkanına kavuşacaktır” şeklinde konuştu.
Bal, gazetecilerin, BDP’nin 4 partiyle bu işin olmayacağını, 3 partiyle devam edebileceğini ifade ettiğinin belirtmesi üzerine, “Bu, BDP’nin kendi fikridir. 4 siyasi parti oturarak yola çıkmıştır. Çayı geçerken at değiştirmek yanlıştır, oyun oynadıktan sonra kuralını değiştirmekte yanlış olacaktır” dedi.
Yeni bir anayasa yapılıp yapılamayacağı yönündeki bir soruya da Bal, “Biz siyasi partiler aklı selime gelebilirse, demokratik değerlere uygun davranabilirse, anayasa hukukunun gerektirdiği sorumlulukla devam edebilirlerse inanıyoruz. Türkiye savaş mı kaybetmiştir ki bir savaş maddesi konulsun. Böyle bir madde olabilir mi? Demek ki BDP’nin kendisine bir çeki düzen vermesi gerekmektedir. Yeni bir anayasa mı yapıyoruz? Ebetteki kurulmuş bir devlete anayasa yapıyoruz. Demek ki buna aykırı fikirlerini gözden geçirmeleri gerekmektedir” karşılığını verdi.
Bal, BDP’nin 11 Aralık’ta yapılacak toplantıya katılıp katılmayacağı sorusuna, “Onu bilemiyoruz” yanıtını verdi.
“Toplantıya AK Parti katılmazsa masa dağılmış mı olacak?” sorusunu da Bal, şu şekilde yanıtladı:
“Komisyonun çalışma usullerini belirleyen iç yönetmeliğe göre bir parti mazeretsiz olarak 3 defa toplantıya katılmazsa komisyon çalışmalarından çekilmiş sayılır. Tabir yerindeyse kaçmış sayılır. Şimdi AK Parti bu hükmün üstünü örterek, sayın Meclis Başkanı’nın üzerinden komisyonu dağıtmaya çalışmaktadır. Bu oyun bozulmuştur. Sayın Meclis Başkanı’nın başkanlığında yapılan toplantıdan sonra gerçekleştirilen 2 toplantıda bunun en önemli göstergesidir.”