Milliyetçi Hareket Partisinin Ankara’daki başarısını engellemeye yönelik, İ. Melih GÖKÇEK’İN taşeronları aracılığıyla yaptığı girişime, MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat ÇETİN Twitter aracılığı ile cevap verdi.
Paranın esirlerine, zevk kölelerine ve kurumların bordrolularına Ülkücü Hareket’te yer yoktur.” diyen ÇETİN yayınladığı twitte; “Her seçim dönemi Partimizden siyaset yapacağı algısını oluşturarak kendi bireysel programı için batarya dolduran siyasi serüveni arızalı hastalıklı tipler, bugünlerde yine MHP’nin başarısını engellemek için sahnededir. Bu tipler Ülkücülerin bahçesinde beslenip başkasının evinde yumurtlayan tavuk gibidir” dedi.
İşte o twit: @sefkatcetin: BİZ ÜLKÜCÜLER: Ömrümüzün en güzel yıllarını çile, acı, işkence, mahpushane, yeniden derlenip toparlanma için verdik… Hiçbir zaman ben demedik, biz’in başarısını esas aldık… Gün oldu… Mahallenin delisi… Gün oldu… Paratoner olduk… Davanın birliğine halel gelmesin diye… Toplum mühendislerinin “Şuyuu vukuundan beter” operasyonlarında “Sarı Öküz” olmayı sineye çektik. Ceketimizi alıp gitmesini bildik. Mevlana’nın buyurduğu “Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder” sözünü düstur edindik, az konuştuk ama öz konuştuk. Biz sustukça gözümüz görmez, kulağımız duymaz, aklımız almaz sananların aksine aslında her şeyin farkında ve hep uyanık kaldık. Kutlu davamız Milliyetçi Hareket’e sirayet etmeye çalışan habis urların vereceği zararı asgariye indirmek için bir cerrahın titizliği ve sabrıyla hareket etmeye mecburduk. Ellerindeki baltalarla değerlerimize saldıranlara karşı ancak neşterlerimizle müdahale yapabildik. Çünkü Milliyetçi Hareket bizim evimiz; onu kanımızla, terimizle ve gözyaşlarımızla inşa ettik. Bizden olmayanlar gibi hoyrat davranma, yakıp yıkma lüksümüz hiçbir zaman olmadı. Onların sorumsuzca salladıkları baltalarına karşı neşterimizden başka gücümüz yok sananlar bilsinler ki, kangrene dönüşürlerse vücudu kurtarmak için neşterimiz kol kesmesini de bilir. Paranın esirlerine, zevk kölelerine ve kurumların bordrolularına Ülkücü Hareket’te yer yoktur. Mazisi ödediğimiz bedellerle süslü Milliyetçi Ülkücü Hareket’in adıyla milletimizin huzuruna çıkan her fani nefsinin kirlerinden arınmalıdır. Ülkücünün temsil makamları, hamaset edebiyatının ucuzluğuyla doldurulamayacak kırattadır. Önce samimiyet, doğruluk ve dürüstlük, sonra tecrübe, bilgi ve liyakatin yerini devşirilen hiçbir değer tutamaz. Her seçim dönemi Partimizden siyaset yapacağı algısını oluşturarak kendi bireysel programı için batarya dolduran siyasi serüveni arızalı hastalıklı tipler, bugünlerde yine MHP’nin başarısını engellemek için sahnededir. Bu tipler Ülkücülerin bahçesinde beslenip başkasının evinde yumurtlayan tavuk gibidir. Asıl sahiplerinin kim olduğu arpalıklarının önlerine döküldüğü seçim zamanı ortaya çıkar. Oysa Ülkücü her daim liderimizin emrinde birlikte, bir yerde ve kutlu ülkümüze hizmet yolunda ilkeli yürüyüşünü sürdürendir. Kutlu Ülkü Yürüyüşüne ayak uyduramayanlar ise, Liderimiz yıldızları hedef gösterirken parmaklarına bakacaktır. Unutulmamalıdır ki, küçük insanlar kişiler ve makamlar üzerine günlük hesaplar yaparken, liderimiz olaylar ve fikirler üzerine strateji geliştirir. Partimizin başarısını; bireysel çıkarlarına çarçur etmek gibi bir şerefsizliği sergileyenleri bilen, bu camianın ödediği bedelleri de bilen, yaşayan bir Ülkücü olarak… Görmedim… Duymadım… Kimseyle kötü olmayayım… Farsi siyaseti izleyen olmam. Mücadele dinamizmim, yılgınlık üzerine değil… Hesap sorma kararlılığından enerjisini alır.