Özcan Yeniçeri: “Yolsuzluk, rüşvet ve totaliter uygulamalar AKP’nin TBMM’deki milletvekili sayısını bile düşürürken yolsuzluk ve rüşvet illetinin AKP’nin oylarını neredeyse arttırdığını iddia etmek Türk milletinin hem aklıyla hem de ahlakıyla oyun oynamak anlamına gelmektedir.”
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan’ın Fas’ta bulunduğu sırada bir televizyon kanalını arayarak yayına müdahale etmesini eleştiren Yeniçeri, “Tayyip Erdoğan, televizyon kanallarına sızdırdığı adamları vasıtasıyla programları AKP lehine manipüle ettirmektedir. Anket ve araştırma sonuçlarının AKP lehine değiştirildiği de afişe olmuştur” ifadelerine yer verdi.
MHP’ye yönelimin düşük gösterilmesi için doğrudan müdahalelerin olduğunun net bir şekilde ortaya çıktığını savunan Yeniçeri, “Biz halkla birlikte ve halkın içinde olan bir siyasi partiyiz. Halkta MHP’ye yönelik teveccühü somut bir biçimde görüyoruz. Bu teveccühün anket sonuçlarına niye yansımadığı ya da yansıtılmasığı da böylece ortaya çıkmış oluyor” şeklinde konuştu. Yeniçeri şunları kaydetti:
“Yolsuzluk, rüşvet ve totaliter uygulamalar AKP’nin TBMM’deki milletvekili sayısını bile düşürürken yolsuzluk ve rüşvet illetinin AKP’nin oylarını neredeyse arttırdığını iddia etmek Türk milletinin hem aklıyla hem de ahlakıyla oyun oynamak anlamına gelmektedir.”
Türkiye’deki en büyük medya patronunun “Recep Tayyip Erdoğan” olduğunu kaydeden Yeniçeri, “AKP Türkiye’de ifade özgürlüğünün ruhuna fatiha okumuştur. Bağımsız ve tarafsız medya ise Türkiye’de can çekişmektedir” dedi.
İnternet erişimi ile ilgili düzenlemeleri içeren yasa teklifinin Genel Kurul’da kabul edildiğini hatırlatan Yeniçeri, bu yasanın cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesini umduklarını söyledi.
Yeni yasa ile yolsuzluk ve rüşvet tapeleri ya da fezlekelerle ilgili hususların “uygunsuz içerik” gerekçesi ile engellenebileceğini belirten Yeniçeri, rüşvetle ilgili belgelerin ve yolsuzluk belgelerin özel hayat olmadığı görüşünü savundu. TİB Başkanının mahkeme kararlarına itiraz hakkının olduğunu, ama mahkemenin TİB’e itiraz hakkı olmadığını söyleyen Yeniçeri, AB Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle’nin “Internet yasası ciddi endişeler yaratıyor. Kamuoyunun ihtiyacı olan daha fazla şeffaflık ve bilgi, daha az kısıtlama” sözlerini paylaştı. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un da kanunun geri bir adım olduğunu söylediğini ifade eden Yeniçeri, “Yapılanlar ortada ve olgu yoruma izin vermeyecek kadar açıktır” dedi.
MHP’li Yeniçeri Meclis Başkanlığı’na sunulan yargı paketine de değindi. Kanun teklifinin yasalaşması halinde yargı mensuplarına yani hakim ve savcıya doğrudan tazminat davası açılabileceğini belirten Yeniçeri, “Burada iktidarın kendi adamlarını yargıya karşı yasayla koruma altına aldığı açıktır” şeklinde konuştu. Yeniçeri şunları kaydetti:
“AKP son zamanlarda çözülür ve çökerken canhıraş bir vaziyette yasaları değiştirerek 12 yıllık iktidarları süresince yaptıkları yasal olmayan uygulamaları yasal hale getirmeye çalışıyor. Bu yapılanlar Kenan Evren’in anayasaya eklediği 15. Maddeye benziyor. AKP de darbecilerin yaptığı gibi yasalar karşısında yasaları değiştirerek uygulamalarının soruşturulmasını yasayla muaf hale getiriyor.”
Özcan Yeniçeri anketlerle ilgil sorulan bir soru üzerine “2002 yılında AKP iktidarının sahip olduğu medyaya bir göz atsın, bir de şimdiki duruma. Başbakanın basın ve medyaya müdahale ettiği herkes tarafından zımnen biliniyordu. Ama şimdi ortaya çıkmıştır. Başbakanın istemediği herhangi bir gazetecinin kendine bir gazetede yer bulabilmesi, televizyoncunun program yapabilmesi mümkün değildir. Bu bir algı yönetimidir. Ama halk bunu bozacaktır” dedi.
Dersanelerle ilgili sorulan bir soru üzerine Yeniçeri, “Dünayda en zor iş eğitim işidir. Uzun vadeli ve stratejik bir iştir. Milletin geleceğini belirler. İnsan kalitesini arttırmak bir memleketin en büyük mahsulüdür. Eğitimi siyasetin bir enstrümanı haline getirmek çok yanlıştır. Dersaneleri ortaya çıkaran eğitim sistemindeki açıklıktır. Dersanelerle ilgili bir komisyonun kurulması, işin bilimsel yanının incelenmesi gerekiyordu. Ondan sonra iş yasaya bağlanıp meclise gelmesi gerekiyordu. Ben şu anki eğitim sisteminin dersanelerin eksikliğini gidereceğine inanmıyorum” dedi.