MHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Rasim Acar, Her iki aday İstanbul’da yıllardır belediye başkanlığı yapmış, denenmiş heyecan ve şevkleri kalmamış adaylardır.
Adaylardan biri yıllardır Ankara talimatı ile İstanbul’u yönetmeye çalışıyor, diğerinin ise gözü Ankara’da. İstanbul’a dair herhangi bir hedefi ve hizmet etme arzusuna sahip değil. İstanbul’u İstanbul’dan yönetme heyecanı, hedefi ve isteği olan aday benim. Onların yolsuzluk dosyaları, benim ise projelerim var ” dedi.
Ortadoğu Gazetesi’nin sorularını cevaplandıran Şehir Plancısı MHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Acar, yazarınız Yıldıray Çiçek’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yıldıray Çiçek sordu, Rasim Acan cevap verdi:
-İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük kenti için MHP’den Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı teklifi aldığınızda ne hissettiniz? Sizi o günlere götürürsek duygularınızı nasıl tarif edersiniz?
İstanbul, 14 milyon resmi, 16 milyon gayri resmi nüfusu ile dünyanın 122 ülkesinden daha büyük bir nüfusa sahip bir şehir. 25 milyar 730 Milyon TL 2014 yılı konsolide bütçesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin 21 bakanlığından 18’nin bütçesinden daha büyük bir bütçeye sahip bir şehir,
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) bin dört yüz yıl önce övgüyle işaret ettiği şehir,
Doğal, kültürel ve tarihi değerleri ile bir çok düşünür, edebiyat, bilim ve sanat insanın övgüsüne mazhar olmuş bir şehir,
Kimliği, imajı ve manevi ruhu ile kendisine milyonlarca insanı hayran bırakmış şehir,
Herşeyden öte, sevdalısı olduğum ve yıllardır gönüllü hizmetler verdiğim şehir,
Olan İstanbul’a 45 yıllık geçmişi ile Türkiye’nin en köklü hareketi olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı olmak benim için çok büyük onur ve şereftir.
Böylesi bir görevi bana tevdi eden çok kıymetli genel başkanımız sayın Devlet Bahçeli ve partime teşekkür ederim.
1- Sayır Acar, bir şehir ve bölge plancısı olarak İstanbul’un sosyal yaşamı, ekonomik yaşamı, imajı, hizmetlerin dağıtımı ve genel olarak İstanbul metropolü üzerine ne tür hayaller kuruyorsunuz? Seçmene nasıl bir İstanbul vaat ediyorsunuz?
İstanbul, kimliği, kültürü, imajı ve ruhu olan bir şehir. Böylesi bir şehre dokunurken plan, proje, yatırım, hizmet yaparken bir değil on defa düşünmek zorundayız. Maalesef yıllardır yöneticiler ve siyasi partiler İstanbul’a bu bakış açılılarıyla bakmadıkları için İstanbul kötü ve hor bir şekilde yönetiliyor.
Ben öncelikle şu ana kadar İstanbul’u yönetenlerden farklı bir şekilde İstanbul’un bir kültürü, imajı, kimliği ve ruhu olduğunu bilerek ve kabul ederek, insan ölçeğinde insani ve insancıl baktığımı belirtmek istiyorum. O sebeple İstanbul’a uçuk, kaçık projeler değil, İstanbul’un değerleri ile çatışmayan; yaşayanların güven, huzur ve mutluluk içerisinde yaşadıkları ve gelecek nesillere tüm değerlerinin korunarak taşındığı daha yaşanılabilir bir İstanbul vaat ediyorum.
Her türlü övgüye ve sevgiye layık olan ve hizmetine aday olduğum, sevdasıyla yıllardır gönüllü hizmetler verdiğim İstanbul maalesef kötü yönetiliyor. İstanbul’u 20 yıldır Sayın Başbakan ve arkadaşları yönetiyor. 20 yıl önce İstanbul’da ne kadar sorun varsa aynı sorunlar çözülmediği ve sorunlar büyüdüğü gibi maalesef yeni sorunlarda eklenerek İstanbul yaşanması zor, yaşayanlarında mutlu olmadıkları hale geldi.
Şehir plancısı, ulaşım plancısı, afet yönetim uzmanı ve yerel yönetim tecrübesi olan, İstanbul’u İstanbul’un sorunlarını bilen bir İstanbul sevdalısı olarak İstanbul’un tüm sorunlarını çözecek irade, heyecan, azim ve kararlılığa sahibim. İdeallerim var, hedeflerim var ve projelerim var.
2- İstanbul’daki seçmenin diğer iki adayı değil de sizi seçmesi için en önemli neden olarak neyi gösterebilirsiniz?
Her iki aday İstanbul’da yıllardır belediye başkanlığı yapmış, denenmiş heyecan ve şevkleri kalmamış adaylardır.
Adaylardan biri yıllardır Ankara talimatı ile İstanbul’u yönetmeye çalışıyor, diğerinin ise gözü Ankara’da. İstanbul’a dair herhangi bir hedefi ve hizmet etme arzusuna sahip değil. İstabul’u İstanbul’dan yönetme heyecanı, hedefi ve isteği olan aday benim.
Görüyorum ki hala iki aday vaatte bulunuyor. Halkımız kendilerine sandıkta yetki verdi ve senelerdir belediye başkanlığı yapıyorlar. Şimdiye kadar neden yapmamışlar, sorunları neden çözmemişler. Ben her iki adayın da vaatlerini samimi bulmuyorum. Aziz milletimiz de gerçekçi olmadıklarının farkındadır. Ayrıca belediye meclislerinde tüm plan, proje ve yatırım ve meclis kararlarını her iki partinin meclis üyeleri birlikte alıyor ve yıllardır İstanbul’u da birlikte yönetiyorlar.
3- MHP’nin 57. hükümetin ortağı olduğu dönemde hazırlanmış, dönemin başbakan yardımcısı Devlet Bahçeli ile dönemin ulaştırma bakanı Oktay Vural’ın imzasını taşıyan ve kredisi bile o dönemde alınmış olan Marmaray’ı AKP hükümeti tamamıyla kendine mal etmiştir. Bu konuda ne düşünüyor, konuyu seçim çalışmalarınızda nasıl gündeme getiriyorsunuz?
Marmaray bizim hareketimiz zamanında planlanmış ve ihalesi yapılmış İstanbul insanı için faydalı bir projedir. Maalesef tarafımızca yapımı planlanarak ihale edilen projeyi AKP kendilerinin projesi gibi lanse etmektedir. İktidarımızda yaklaşık 800 milyon USD bedelle ihale edilen proje bu iktidar tarafından 3 milyar USD üstünde bir bedelle gerçekleştirilmiştir. Ve maalesef iş süresi uzatılarak hem uzun zamanda hem de büyük bir maliyetle tamamlanmıştır. Ancak kapasite olarak iyi işletilememektedir.
4- İstanbul’da uzun yıllardır yaşayan bir vatandaş ve bir belediye başkan adayı olarak İstanbul’un acilençözülmesi gereken sorunları olarak neleri görüyor, bu konularda ne tür çözüm önerileri getiriyorsunuz?
İstanbul’da çözüm bekleyen, çözülmesi gerekli o kadar sorun var ki; bunları tek söyleşide tamamlamamız imkansız. Ancak en acil çözüm bekleyen sorunları ele alalım.
Birincisi ulaşım ve trafik sorunu, ikincisi de deprem sorunudur. Ulaşım ve trafik sorununu aslında idari, planlama ve yönetim sorunu ana başlığıyla ele alabiliriz.
İstanbul’u hala tek merkezden ulaşımı, trafiği yönetecek bir bilimi yok. İstanbul’da plan, proje, yatırım, uygulama, bakım onarım, denetleme yapan 10’un üzerinde kamu, kuruluş ve birim mevcuttur. Bu birimler arası görev, yetkive sorumluluklar anlamında karmaşa ve bu birimler arasında da koordinasyon eksikliği bulunmaktadır. UKOME denilen Ulaşım Koordinasyon merkezi belirli aralıklarla toplanan kararlar olağan bir merkezdir. Ancak İstanbul Ulaşım ve trafiğini yönetecek bir nitelik işleve sahip değildir. Öncelikle ulaşım ve trafik yönetimini tek merkezde toplayacağım.
Diğer konu planlama konusu. İstanbul gibi uluslararası ulaşımın odak noktalarından biri olan bir metropolü sadece şehir ölçeğinde düşünmek sorunların çözümünde yetersiz olacaktır. Hala ülke ölçeğinde ve bölge ölçeğinde bir ulaşım planı yapılmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olarak öncelikle ülke ve bölge ölçeğinde ulaşım planlarının yapılmasını sağlayacağım. Sonrasında ulaşım master planı yaparak İstanbul’un Ulaşım ve Trafik planlamasını yapacağım.
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre 14 milyon 170 bin gayri resmi 16 milyon nüfus büyüklüğüne sahip olan İstanbul’da her yıl 2,2 oranında ilave nüfus artışı oluyor. 2014 yılı verilerine göre, trafikte 3 milyon 200 bin motorlu taşıt var ve her yıl %5 oranında trafiğe yeni araç katılıyor.
Günde 25 milyon yolculuğunun ve kişi başı ortalama 1,7 hareketliğin olduğu İstanbul’da ulaşımın ağırlıklı yükü karayolu sistemlerindedir. Alternatif ulaşım sistemlerinin geliştirilmemiş olması ve mevcut sistemlerin ulaşılabilirlik ve entegrasyon yönünden zayıf olması, ulaşım ve trafiği karmaşa ve çözümü zor bir hale getirmektedir.
Ulaşım ve trafik çilesini ancak bir sistem ve master plan çerçevesinde çözebiliriz. Öncelikle noktasal çözümlere karşı olduğumu ve planlamayı tamamlamadan hiç bir şekilde yeni yol ve kavşak yapmayacağımı belirtmek isterim.
Master planda da önceliğim alternatif sistemlerin ulaşımdaki payını arttırmak olacaktır. Özellikle raylı sistem ve metro ağını genişleteceğiz. Ulaşım transfer merkezlerini şehrin ulaşım odak noktalarında oluşturacak ve bunları İstanbul genelinde yaygınlaştıracağız. Vatandaşımız özel aracını transfer merkezi otoparkına ücretsiz park edecek ve metro, tramvay,İETT otobüsüne toplu taşıma araçlarından birine binip gideceği yere gidecek. Dönüşte de aracını alıp evine dönecek.
Otopark alanlarını yaygınlaştıracağız. Özellikle transfer merkezlerinde büyük otopark alanları oluşturacağız. Onun dışında yeni yapılacak tüm kamu binaları ve yapı adalarının altında zemin altı otoparklar yapacağız. Şehrin içinde otopark depolama alanları oluşturacağız. Böylece ana arterlerin üzerindeki yol üstü parklanmayı kaldırarak trafik sıkışıklığının önemli sebeplerinden birini çözmüş olacağız. Ayrıca modern sistem katlı otoparklar ile otopark sıkıntısı olan ve otopark yapmak için yer sıkıntısı olan yerlerde otopark ihtiyacını karşılayacağız. Ayrıca uygulayacağımız otopark politikaları ile park yasağı ve parklanmayı teşvik edici önlemler ile trafikte oluşabilecek yükleri azaltacağız. Ulaşım sorunları karşısında maalesef en az istifade ettiğimiz ve ulaşımda en az paya sahip olan sistem deniz ulaşımıdır. Ulaşımda deniz ulaşımının payını da arttıracağız.
Alternatif ulaşım sistemlerini geliştirmekle birlikte mevcut ulaşım alt yapımında iyileşmeler yapacak vestandartlara uygun hale getireceğiz. Mevcut durak yerlerini siyasi ve ticari önceliklere göre değil vatandaşların rahat erişemedikleri için bir başka araçla durak yerlerine gidiyorlar. Ayrıca mevcut sistemler ile planlanan sistemlerin birbirleri ile entegrasyonunu sağlayacak ve güçlendireceğiz.
Ulaşım ve trafiği yönetmek için ” Trafik Yönetim Merkezi ” kuracak ve bu merkezde hem İstanbul ulaşımı için vatandaşlarımıza nereye nasıl gidilir bilgisi ile bu merkezde mevcut ulaşım sistemlerinin sağlıklı ve sorunsuz bir şekilde yönetilmesi vatandaşlarımızın da bu ulaşım araçlarından da konforlu, hızlı hizmet almalarını ve ekonomik şartlarda faydalanmasını sağlayacağız.
5- İstanbul’da belediyelerin projeleri için yeterli finansal kaynak olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer yoksa projeleriniz için nereden kaynak bulmayı düşünüyorsunuz?
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2014 yılı konselide bütçesi 25 milyar 730 Milyon TL’dir. Türkiye Cumhuriyetinin 21 bakanlığının 18’inde böyle bütçesine sahip İstanbul; mevcut bütçesi, tüm kaynakları, gelirleri, potansiyelleri, marka değeri ile tüm sorunlarını çözebilecek potansiyele sahiptir. Peki, şimdiye kadar niye çözülmedi? Son 20 yılda imar komisyonuna giren dosyaların rant değeri yaklaşık 1 trilyon dolardır. Bu rant sadece belirli gruplara çıkar ve menfaatlerine hizmet edeceğine İstanbul’un sorunlarına ve İstanbul halkının önceliklerine hizmet etseydi hiç bir sorunumuz kalmazdı.
6- Türkiye için büyük önem taşıyan 2014 yerel seçimlerine günler kala medya tarafsızlığıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir? İstanbul’da AKP, CHP ve MHP adayına medyada eşit şans veriliyor mu? Size yönelik ” tanınmıyor ” eleştirisinde medyanın payının olduğunu düşünüyor musunuz?
Ülkemiz seçimlere 26 siyasi parti ile giriyor. Milliyetçi Hareket partisi de bu 26 partiden birisidir. Bazı kesimler ve medya seçimleri özellikle 2 parti arasında gerçekleşecekmiş gibi gösteriyorlar. Bu Türk demokrasisine karşı işlenen büyük bir suç ve demokrasimiz için kara bir lekedir. Medya Milliyetçi Hareket Partisini sahada yokmuş gibi gösteriyor. Bu durum iktidarın işine geliyor. Ülkemizde iktidarın tek alternatifinin Milliyetçi Hareket Partisi olması iktidarı ve başbakanı korkutuyor, endişelendiriyor. Özellikle son dönemde şahit olduğumuz tapeler bu durumu alenen ortaya koymaktadır.
7- Esenyurt’ta sizin de katıldığınız seçim bürosu açılışında alçak ve hain bir saldırı sonucu Yusufiyeli Cengiz Akyıldız’ı şehit verdik. Biliyorsunuz röportaj için kullanacağımız sizinle olan bu fotoğrafımızı da şehidimiz Cengiz Akyıldız çekmişti. Saldırı anında orada bulunan birisi olarak duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Evet Esenyurt İlçemizde yaşadığımız olay basit bir olay değil. 26 Ocak Pazar Günü 5 adet seçim ofisimizin açılışını gerçekleştirmek üzere Esenyurt İlçesi’ne gittik. İlk açılışı Ardıçlı Mahallesi’nde gerçekleştirdik. Burada çok yoğun katılım ve teveccühle bir açılış gerçekleştirdik. Halkımızın ilgisi yüksekti bizlerde bu katılımın heyecanı ile ikinci ofis açılışımız için olayın yaşandığı Fatih Mahallesi’ne geçtik. Burada ofisimizi açtık ve içeride ilçe başkanımız konuşmasını yaptıktan sonra Esenyurt Belediye Başkan Adayımız konuşmasını yapıyordu tam o esnada gürültü ve sloganlarla birden hareketliliği duyduk. O anda arkadaşlarımız hemen dışarıya çıktılar ve ne olduğunu anlamaya çalıştık. O anda sloganlarla gelen grup taş ve sopalarla dışarıda bulunan arkadaşlarımıza saldırdılar. Hemen bir arkadaşımız emniyet birimlerine durumu ihbar etti.
Aradan 10-15 dakika gibi bir süre geçti ben konuşma yapıyordum ve o anda silah sesleri bağrışmalar ve gürültü ile bir anda hareketlilik ve infial yaşandı ve saldırıya uğradık. Hemen dışarıya çıktık arkadaşlar ” Cengiz abi vuruldu! ” diye bağırmaya başladı ve o an ayakta eli göğsünde Cengiz Ağabeyimizi gördüm. Koluna arkadaşlar girmiş araca bindiriyorlardı. Sonrasında kendisini ve tüm yaralı arkadaşlarımızı hastaneye götürdük. Saldırı sonucunda Cengiz Akyıldız şehit oldu ve 6 arkadaşımız değişik yerlerinden yaralandı.
Yaşadığımız menfur saldırı basit bir olay değildir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin resmi seçim ofisine yapılmış haince bir saldırıdır. Türk demokrasisine yapılmış hain bir saldırıdır. Resmi olarak mülki idari amirliğe bildirilmiş, resmi açılış programı olmasına rağmen olay anında olay yeri ve çevresinde hiç bir emniyet tedbiri alınmadığı, ilk saldırı anında polise ihbar edilmesine karşın 2. Saldırı anına kadar hiç bir polisin gelmemiş olması da bizleri çok düşündürüyor.
Olay sonrasında yakalanan 5 kişinin 3’ünün çocuk olması ve bu tür olaylarda benzer şekilde çocukların kullanılıyor olması olayın terörist bir eylem olduğunu ortaya koyuyor. Olayın savcılık tarafından soruşturması dahi tamamlanmamışken mahkemede ayrıca sanık avukatlarının her birinin olayı dil birliği ile sanki bilinen bir senaryo gibi savunmaları da sanki olayın önceden planlanmış bir olay ve senaryo olduğu şüphelerimizi de kuvvetlendiriyor. Partimizin hiç bir resmi makamı tarafından suçluların kimliği hakkında beyanatta bulunmamasına rağmen BDP yetkililerinin alınarak bizimle alakası yok demeleri de bizler için manidardır. Tüm bu gerçekliklere rağmen adli makamlarca olayın basit ve adi bir adli olay statüsüne sokmuş olmaları da ayrıca bizleri çok yaralamıştır.
Tüm yaşanılan olayların açığa kavuşturulması ve olayın arkasındaki kirli hesapların ve ellerin ortaya çıkartılması gerekmektedir. Bu işin aydınlatılması ve 30 Mart Yerel Seçimlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesinde her türlü tedbirin alınması konusunda iktidar sorumludur ve bu sorumluluğunu yerine getirmelidir.
Yaşadığımız bu acı olayda, Milliyetçi Hareket Partisi’ni olayların içine sokmaya çalışıldığı ve sokağa dökerek büyük bir provokasyonun içine çekilmek istenildiğinin farkındayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hiç bir zaman bu tür provokasyonlarla sokağı 80 öncesinin karanlık günlerine götürülmesine müsaade etmeyeceğiz. Acımız var, öfkemiz var ama hiçbir şekilde öfkemizi, cesaretimizi sokağa taşıyamayacaklar. Bu tür provokasyon ve saldırıların seçim sürecinde tekrar yaşanmaması ve seçim güvenliğinin üst seviyede sağlanması iktidarın sorumluluğudur. İktidar sorumluluğunu yerine getirmeli son güne kadar ülkede huzur, güven ve emniyeti tesis etmelidir. Yaşadığımız acı olay sonucu kaybettiğimiz, dava arkadaşımız, mesai arkadaşımız, Cengiz (Akyıldız) Ağabeyimizi tekrar rahmetle anıyor, başta kederli ailesi olmak üzere, Ülkücü Harekete sabırlar diliyorum.
8- Sayın Acar, son olarak İstanbul halkına 30 Mart yerel seçimleriyle ilgili mesajlarınız varsa onları da alalım.
Demokratik, katılımcı, şeffaf, temiz ve ilkeli bir anlayışla İstanbul’u sizlerle birlikte, sizlerin katılımı ile yöneteceğiz.
Ayrıştıran değil, birleştiren olacağız,
Ötekileştiren değil, kapsayan olacağız,
Güçlüden yana değil, haklıdan yana olacağız,
Yıllardır yüzü gülmeyen İstanbullunun yüzünü biz güldüreceğiz.
Doğasını ve tarihi dokusunu koruyarak, insan odaklı ve planlı bir gelişim sağlayacağız.
Kentsel dönüşümü, insanlarımızın mülkiyet hakkını elinden alan, rantsal dönüşüm ve bir yıkım aracı olmaktan çıkaracağız.
İstanbul’u turizm, kültür, spor, bilim ve teknoloji alanları ile bir medeniyet üssü ve şehri yapacağız,
Tüm engelleri kaldırarak,
İstanbul’u engelli dostu, yaşlı dostu, kadın dostu, genç dostu bir şehir yapacağız.
Tüm planlarımızı, projelerimizi, yatırımlarımızı ve İstanbul için alacağımız kararları dayatma ile değil , katılımcı ve açık bir şekilde gerçekleştireceğiz,
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis toplantılarını canlı yayınla halkımızla paylaşacağız.
Belediye Meclis toplantılarımızı büyük izleyici locaları olan büyük bir salonda; tüm siyasi partiler, muhtarlar, medya, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, akademik çevreler, iş adamları, kadınlar, gençler, çocuklar, engellilerin kısaca tüm kesimlerin temsilcilerinin izleyebileceği bir modelle gerçekleştireceğiz.
Belediye Meclisindeki ihtisas komisyonlarını; komisyonun ilgi ve sorumluluk alanına giren ve toplantı gündemi ile ilişkisi olan sivil toplum kuruluşları, akademisyen ve uzman kuruluşların katılımına açacağız,
Belediyecilik hizmetlerimizi , imar planlama, projelendirme ve hizmet alım süreçlerini daha şeffaf ve denetime açık bir şekilde gerçekleştirerek istismara açık kapı bırakmayacağız.
Orman alanları ve içme suyu havzalarını koruyarak, sürdürülebilir kentleşme, sürdürülebilir çevre anlayışıyla, İstanbul’un planlı gelişimini sağlayacağız.
2B sorunu ile mağdur olan kesimlerin mağduriyetini gidereceğiz,
Fakirin, fukaranın, ihtiyaç sahibinin yanında olacağız,
Şehrin imkan ve hizmetlerine insanlarımızın daha ucuz ve daha kaliteli ulaşmasını sağlayacağız.
Emekliye, öğrenciye, engelliye İETT’yi ücretsiz yapacağız.
Şehir Plancısı, Ulaşım Plancısı, Afet Yönetim Uzmanı
Yerel Yönetim Tecrübesi,
İstanbul Sevdalısı
İstanbul Gönüllüsü
Çevre Gönüllüsü
İstanbul’u, İstanbullunun sorunlarını en iyi bilen, çözme iradesi olan bizleriz.