MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye’de ya tercih sokaktır ya da sandıktır. Sokaklar kirlidir. Sokaklar dibi görünmeyen kuyulardır. Buraları kimseyi teşvik etmemek gerekir. O yüzden çözüm sandıktır. Sandık yolu ile Türkiye’nin geleceğini tercih etmeliyiz” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde vatandaşlara seslendi. Bahçeli, yolsuzlukların arttığını savunarak, “Gittikçe yolsuzluk artarak insanlar açlık sınırı altına düşüyor. Bu kadar temel atma törenleri yapıyorsun, bütün bunları dikkate aldığında istihdam ne kadardır. 2014 yılı geçerken işsizlik 154 bin artmıştır” dedi.
Seçmenleri oylarını kullanmaya ve oylarına sahip çıkmaya çağıran Bahçeli, “Bunların ne kadar doğru ne kadar yalan olduğunu anlaması için 17 Aralık gününden bugüne, yani 89 gündür savcının kolluk kuvvetleriyle operasyon başlattığında kolluk kuvvetlerine buna montajdır, komplodur diyeceğine ben bu ülkenin başkanıyım, benim bu ülkeye sadakatim vardır, ben hepsini göreve çağırıyorum, soruşturun niye diyemiyorsun. 89 gündür halkı meşgul ediyorsun. Bu seçimi iyi değerlendirmek lazım, seçimlerde oylarımızı kullanmalıyız. Sandık sayımı sırasında oy çaldırmaya fırsat vermemeliyiz, sandık görevlileri görevinin başında olmalıdır. 30 Mart 2014 seçimleri bu kadar önem arz ediyor” diye konuştu.
Bahçeli, daha sonra Develi ilçesinde geçerek, burada partililerle buluştu. Yaklaşık 2 bin kişiye seslenen Bahçeli, “30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan seçimler dolayısıyla başkanlık divanı üyeleri ile birlikte Türkiye’yi il il, ilçe ilçe geziyoruz. Bugün Kayseri’de bulunuyoruz. Gelişimiz sırasında gösterdiğiniz alakaya teşekkür ediyorum. Develiler, 30 Mart 2014 günü yapılacak olan seçimlere 25 siyasi parti katılıyor. Bin 394 seçim çevresinde belediye başkanı seçilecek. Develi’de seçime katılacak olan adaylara başarılar diliyorum. Siyasi hayatta güzide yeri bulunan bu yıl 45. yılını kutladığımız temiz toplum anlayışı ile varlığını devam ettiren MHP, değerli adayları ile bu seçime katılıyor ve ben bu yarışta varım diyor. Develi’nin geçmiş dönemlerde partimize hediye etmiş olduğu belediye başkanlıklarını unutmadık. O sebepten dolayı Develi bize yabancı değildir. Bizde Develi’ye yabancı değiliz. 30 Mart seçimleri Türkiye’nin çok nazik bir döneminde kara bir tünelden geçiş sürecinde sosyal ve ekonomik sorunların yoğunlaştığı bir ortamda, iç ve dış tehditlere maruz kaldığı dönemde gerçekleştiriliyor. 30 Mart’ta belediye başkanlarımız seçiyoruz. Eğer güç siyasi olayı bu süreçte birbirlerini tamamlayan bir doğru olarak algılarsak milletimizin kaderi değişecektir. Siyasi hayata yeni bir şekil verecektir. Büyük Türk milletinin evlatlarıyız. Bu ülkede yaşıyoruz. Dünya görüşlerinin doğrultusunda var olan siyasi partilerde görev alır, oy verebiliriz. Bu hepimizin demokratik bir hakkıdır. Bu hakkın hiçbir zaman elden alınmaması gerekir” dedi.
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “Böyle dönemleri unutmamalıyız. Yaşamış isek hatırlamayız. Böyle dönemleri gelecekte yaşatmamalıyız. Sizlerle dertleşmek istiyoruz. 2001-2002 yıllarında ülkemizde ekonomik sıkıntı yaşadık. Bu kriz birçok insanımızı sıkıntıya sokmuştur. Bu süreç içerisinde esnafından tutunda birçok insanımız sıkıntıya düşmüştür. Böyle bir ortamda bir partinin 2’ye ayrılması ile AK Parti şekillenmiştir. 2001 yılında AK Parti kurulmuştur. Kuruluşundan hemen sonra demokratik anlayış düşünülmüştür. Erken seçim yolu ile millet iradesine başvurulması gerektiği anlaşılmıştır. Milletimizin evlatlarının sıkıntılarından çıkabilmek için yeni bir partiye yönelmiş ve yüzde 34’ün üstünde AK Parti tek başına iktidar olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmuştur. O günden sonra siyasi iktidar olarak süreç devam etmiş ve Meclis’teki varlığı ile tek başına iktidar olma niteliğini devam ettirmiştir. Meclis’teki sayısal çoğunluğu, Türkiye’nin beklentileri olan sosyal ve ekonomik beklentilerine bir karşılık verebilmiş midir? AK Parti 11 yılda hangi başarıyı sağlamıştır? TOKİ’nin düzenlediği devasa mitingler ile televizyonların sabahtan akşama kadar yayınları ile Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi toz pembe göstermiştir. Yapılan tesisler nerede? Gören bilen var mı? PKK’yı siyasallaştırırken, bölünmüş yollar ile vatandaşı rahatlatmıştır. Yasama TBMM’dir. Orada AK Parti’nin sayısal çoğunluğu ile öndedir. Bugün yargı bazı değişiklikler ile AK Parti tarafından siyalaştırılmaktadır. Bağımsız yargı tamamen çökmüş, hukuksuzluk tamamen hakim olmuştur. Demokrasilerde 4. kuvvet olarak algılanan basın medya, bazıları hemen istek ve talimat ile televizyon ve gazeteler kurulmuş, onlar da yandan olmuştur. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan halktan gelen desteği unutmuş, madem yürütme bende yasamayı da ele alıp, tek adam benim demektedir. Burası dikkat edilecek bir noktadır. Diktatörlük hevesi AK Parti’yi tüketir. Şimdi bazı konular var ki onu da çok iyi anlamak lazım. Birbirimizi daha iyi anlamak açısındandır. Şuan Türkiye 76 milyondur. Bu nüfusun 10 buçuk milyonu açlık sınırının altındadır. Bunlar zaman zaman büyük sıkıntılar yaşıyor. Ayrıca 2 milyon 746 bin işsizimiz var. İşsizlik bir başka sosyal hastalıktır. İşsizlikle insanı bunalıma sürüklüyorlar. Bunların hepsi Türkiye’nin gerçeğidir. Türkiye’nin genel görüntüsü böyleyse 17 Aralık’tan sonra olanlara ne diyeceğiz. Develi’deki Bilal ile Başbakanın oğlu Bilal arasında ne fark var” ifadelerini kullandı.
‘Başbakanı uyarın’ diyen Bahçeli, şunları söyledi:
“Hep beraber düşünelim. Bu gidişat doğru değil. Başbakanı uyarın. Konuşmasını düzeltsin. İstişare yolunu seçsin. Türkiye’yi aldatmasın. Türkiye’yi suçlamasın, bir aynaya baksın, sonra aynayı çevirip çevresindekilere baksın. 2 genç kardeşimiz ve 1 polis arkadaşımız vefat etti. Bu olaylar artarak devam ederse Türkiye’nin sonunu kimse göremez. Yolsuzluk ve rüşvet öyle bir hastalıktır ki vücudu sarar. Türkiye’de ya tercih sokaktır ya da sandıktır. Sokaklar kirlidir. Sokaklar dibi görünmeyen kuyulardır. Buraları kimseyi teşvik etmemek gerekir. O yüzden çözüm sandıktır. Sandık yolu ile Türkiye’nin geleceğini tercih etmeliyiz. En yakın seçim 30 Mart’tır. Sandığa gittiğimiz zaman iktidarı ya uyaracağız ya da yoldan çıkmış Türkiye’nin başına oturtacağız. Yolsuzluk ve rüşvet MHP’nin iktidarında kökü kazınacak bir hastalıktır. Recep Tayyip Erdoğan komplo veya dublaj diyerek kendini kurtaramaz. Bu tarihe yazılmıştır. O sebepten dolayı millet 17 Aralık’ı unutur. MHP iktidar olduğunda unutmamız mümkün değildir. İster yurtdışında kal, ne yaparsan yap geldiğin gibi gideceksin. Önce bunları uyaralım.”