MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, “72 milyonluk koca Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkmen politikası iki çakma Red-Kit (Erdoğan-Davutoğlu) yüzünden çökmüştür. Suriye’de cirit atan teröristler bunu fark etmişlerdir. Onlara cesaret veren budur. Aslında oradaki Türkmenler Suriye sınırımızın güvencesi ve Türkiye’nin sigortasıydı. Artık bu da yok olmuştur” dedi. 30 Mart’tan umutlu olduklarını ve Hatay’da MHP tarihinin en iddialı dönemini yaşadığını belirten Çirkin, Bu seçim sadece MHP’nin seçimi değildir. Bu Türk Milletinin ve Devletinin var olma mücadelesidir” diye konuştu.
Söyleşi : Yıldıray Çiçek
MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, AKP hükümetinin Suriye politikasını, Türkmenlerin durumunu ve yaklaşan seçimlerin önemini gazetemiz Ortadoğu’ya değerlendirdi. Yazarımız Yıldıray Çiçek’in sorularını cevaplandıran Şefik Çirkin, önemli mesajlar verdi.
-Sayın Şefik Bey, öncelikle bu yoğun seçim atmosferinde bizlere ayırdığınız zaman için çok teşekkürlerimi sunuyorum. MHP Hatay milletvekili olarak Suriye’deki Türkmen soydaşlarımızın dertleriyle yakından ilgilenen birisiniz. Bu yüzden sizinle daha ziyade Türkmenlerle ilgili sohbet edeceğiz. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor ve Suriye’deki Türkmen Liderle sürekli görüşüyorsunuz. Türkmenlerin Suriye’deki son durumu nedir?
Estağfurullah efendim.
Asıl Ortadoğu gibi bir gazete ve sizin gibi bir değerle buluşmak bizim için şereftir asıl biz teşekkür ederiz.
Evet, Türkmen kardeşlerimizin sorunları ile yakından ilgilendiğim gerçektir.
Hem bir Ülkücü, hem de MHP milletvekili olarak bu hepimizin asli vazifesidir. Ancak Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ bu konuda bendenizi çağırıp özel olarak talimatlandırmıştır.
” Türkmen soydaşlarımızın durumu çok kötü ilgilenin” demesi bizi şevklendirdiği gibi aynı zamanda güçlendirmiştir.
Türkmenlerin Suriye’deki son durumuna gelince; Suriye Türkmenlerinin şu anda can, mal ve namus güvenlikleri kalmamıştır.
Hükümetin ancak özellikle Sayın Başbakan ve Sayın Davutoğlu’nun ardı arkası kesilmez yanlışları Suriye ve Suriye Türkmenleri dramının başlıca kaynağıdır.
Biz MHP olarak bu günleri çok önceden gördük. Bizzat ben 2011’in Ekim ayında Dışişlerini ” Sakın Türkmenleri rejimle savaşa teşvik etmeyin ” diyerek uyardım.
Burada elbette ki amaç rejimi kollamak değildi; temel üç sorun vardı:
1- Savaşın galibinin kim olacağı belli değildi ki bu dediğimiz çıktı
2- Türkmenler bu güne kadar bir direniş ya da isyan hareketi için gerekli lojistik ve fiziki hazırlığa sahip değildi.
3- AKP Hükümetinin Türk’e ve Türkmen’e bakışını bilmediğimizden ”yürü” dediği Türkmen’in arkasında durmayacağını, onu ortada bırakacağını biliyorduk. Maalesef bu öngörümüz de doğru çıktı.
İşte tüm bu olumsuz şartlar bir araya gelince ortaya çağımızın en büyük Türkmen dramı çıktı.
Başta Çobanbey (Kilis’in karşısı) gibi stratejik bir kasaba ve sınır bölgelerindeki Türkmen köyleri boşaldı.
Bunlar Türkiye ve özellikle Gaziantep’teki akrabalarının yanına sığındı; aç, sefil ve perişan bir halde barınmaya çalışıyorlar.
Mısır’ın Esma’sında sel olan gözler maalesef Türkmen’in Esma’sına gelince kurumuştur.
Ve maalesef hiçbir şeyi öğrenemeyen AKP Hükümeti bunu da göremediğinden yüzbinlerce insan perişan.
İşin acı ve garip tarafı Türkmen’e verseydi bu gün böyle bir sorunla karşı karşıya kalmayacaktık.
Ayrıca Davutoğlu’nun özel himayesinde olan ÖSO da Türkmen’e sırtını dönmüş durumda
Hükümet ne yapar? Davutoğlu ne iş yapar anlamış değiliz.
Suriye’de “Babamız Erdoğan, ona duacıyız” diyen El Kaide terör örgütünün uzantıları ve Türkiye’yi ziyaretinden sonra “Kürdistan’ı Türkiye ile birlikte kuracağız, Türk yetkililer bana çok iyi davrandı, Dışişleri yetkilileriyle daha öncede görüşmüştüm, hedeflerimizden asla sapmayacağız” şeklinde açıklama yapmış PKK’nın uzantısı PYD Başkanı Salih Müslim gerçeği varken, AKP’nin Suriye’deki rolü sizce nedir? AKP’nin El Kaide ve PYD’ye karşı gösterdiği ilgi Türkmenlere hiç gösterildi mi?
Asla! Dediğim gibi bu vahşi terör örgütlerine verilen desteğin onda biri Türkmen’e verilmemiştir.
PYD ‘ye gelince ;
Yine ben yaklaşık iki yıl evvel verdiğim bir demeçte ”Suriye Kürdistan’ını Davutoğlu kurdurdu” demiştim. Dışişleri Bakanı bunu yalanlayamadı.
Arkasından Salih Müslim ile ilişkisi de bunun doğruluğunu ortaya çıkardı. Biz MHP olarak en yakından takip eden partiyiz.
Bir gün MHP iktidarında bu ihanetlerinin belgelerini ortaya çıkacağız ve bunun hesabını verecekler.
-Türkmen köylerine ve Türkmen liderlere karşı son günlerde yapılan saldırılarda büyük artış var. Bunu meclis kürsüsünden ve yaptığınız basın toplantılarıyla duyurdunuz. Bu saldırılardaki artışı neye bağlıyorsunuz?
Bunu Türkmen’in sahipsizliğinden başka neye bağlayabiliriz?
72 milyonluk koca Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkmen politikası iki çakma Red-kit (Erdoğan-Davutoğlu) yüzünden çökmüştür.
Suriye’de cirit atan teröristler bunu fark etmişlerdir. Onlara cesaret veren budur.
Aslında oradaki Türkmenler Suriye sınırımızın güvencesi ve Türkiye’nin sigortasıydı.
Artık bu da yok olmuştur.
Ve aynı zamanda Türkmen’in atacak mermisi yoktur. Buna biz isyan ediyoruz Türkmen feryat etmiş çok mudur?
-Hatay- Yayladağı’nda bulunan Türkmen sığınmacıları ziyaret eden birisi olarak, oradaki manzaradan biraz bahseder misiniz?
Yayladağı’ndaki kampta Bayır ve Bucak Türkmenleri kalmaktadır. Kamptakilerin durumu ve bakımı iyidir. Ama kampın on katı Türkmen sefildir. Yerlerinden yurtlarından olmuştur. Oradaki Türkmen erkekleri de silahsız, mermisizdir.
Bir şey söyleyeceğim inanmayacaksınız. Birkaç ay evveline kadar onlara verilen toplam silah 100 tüfekti, eve verilen yüz tüfek.
Ancak bazı girişimler sonucu durumda biraz iyileşme oldu. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bey Türkmenlerin mağduriyetlerini yakından takip etmekte ve elinden geleni yapmaktadır. İyileştirme konularında Genel Başkanımızın büyük katkıları olmuştur.
Bu konuda fazla ayrıntı vermeye takdir edersiniz ki mezun değilim.
-Irak ve Suriye Türkmenlerine sahip çıkmak için Türk devleti hangi acil tedbir ve önlemleri almalıdır sizce?
Türkiye öncelikle Türkmen kardeşlerimizin askeri ihtiyaçlarını ve eksiklerini süratle gidermelidir.
Türkmen kardeşlerimizi moral-motivasyon konusunda tamamlamalıdır.
Bir tek TV gazete tek kare, tek satır bahsetmemektedir. Oysa Türkmen liderlerinin kelleleri kesilip direklere asılmaktadır.
Türk TV’lerine bakan Türkmen kendini göremeyince yalnızlığını acı bir şekilde hissetmektedir.
Eş zamanlı olarak Türkiye tek bir Türkmen’in kılına zarar gelip de askeri müdahaleden kaçınmayacağına Türkmen’i tehdit eden unsurları sert bir şekilde inandırmalıdır.
Aynı şey ve yol Irak Türkmenleri içinde tek geçer yoldur.
-Reyhanlı’da tüm Türkiye’yi acıya boğan bir bombalı saldırı oldu. Saldırıda, çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti ve yaralandı. Bu saldırının etkisi Hatay’da kendisini nasıl hissettirmiştir? Sınırlarımızın yolgeçen hanına dönmesi sizce bu tür yeni saldırıları tetikler mi?
Reyhanlı olayı tarihinin en büyük terör saldırısıdır. Ve maalesef Reyhanlı’nın da Türkiye’nin de kesesine kalmıştır.
53 ölü, yüzlerce yaralı ve maddi manevi olarak yıkılmış bir şehir.
Bilmem bilir misiniz? Ben Reyhanlılıyım. 4 sene ilçe başkanlığı, 5 sene de il genel meclis üyeliğini yaptım.
Reyhanlı’nın %80’i Arap kökenli vatandaşlarımızdan oluşmaktadır.
Çok asil bir şehirdir. Asaletini bu tarihin en acı olayında göstermiştir. Ve maalesef hükümet Reyhanlı’daki yaraların onda birini dahi saramamıştır.
Biz Tayyip Bey’in MHP’ye iftiralarının tam aksine, MHP olarak Reyhanlı’daki olayları teskin eden, yatıştıran taraf olduk. Bundan siyasi nema çıkarmak gibi amacımız olmadığı gibi, tam tersi olay gecesinden başlamak üzere sabahlara kadar kimsenin gezmediği ortamda günlerce halkı teskin ettik. Bu konuda da Sayın Genel Başkanımızdan özel talimat aldık.
Bunu tüm Hatay ve Devlet yetkilileri biliyor. Fakat asıl rezalet Hükümet ve yandaş medyanın olayın bir Alevi tertibi olduğu imasını vermeye çalışan haksız ve vicdansız yaklaşımı oldu.
Oysa ben Çarşamba günü Meclis’te bir basın toplantısı yapıp Reyhanlı bombalanmasını bizzat işaret etmiştim. Zaten Cumartesi’de olay oldu. Basında tek kare yer almadı. Patlamadan sonra olayı önceden haber veren vekil olarak meşhur oldum.
Peki, aklınız neredeydi? Neredeydi Hükümet, AKP ve Başbakan bizce bu gerçekler ortaya çıkınca insan içine çıkamaz hale gelecek. Hatay’da 400 bin, Türkiye’de milyonlarca Alevi yurttaşın yaşadığını düşünürsek Başbakan bizce bilerek söylediği ”53 Sünni öldü ” lafıyla pekiştirmeye çalıştığı bu fitneyi bizce Alevi kardeşlerimiz asla hak etmedi.
Bereket versin başta Reyhanlı olmak üzere Hatay’daki Sünni toplum bu rezil yalana inanmadı.
Biz de MHP olarak olayların arkasındaki gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak suretiyle bu fitnenin karşısına en kuvvetli şekilde dikildik.
-Suriyeli göçmenler sizce Türkiye’den kısa vadede çıkar mı? Yoksa Türkiye’yi kalıcı bir göçmen sorunu mu bekliyor?
Ne çıkması? Aksaray ilimizde Suriyelilerin oturması için 5 bin kalıcı konut yapılıyor. Türkiye’nin bundan haberi var mı? Nereye gidecek bunlar? Zaten perişanlar, orada rejim karşıtı güçler yüzünden can, mal, namus güvenceleri yok. Savaş bitse yokluk devam edecek. Aynen kalıcı göçmen sorunu hem de en ağır şekilde bizi bekliyor. Ve hükümet bu konuda ne yapacağını bilmiyor.
Milyonlarca insan ülkemizde %90 mağdur ama içlerinde hırsızlar, katiller, kaçakçılar, ajanlar var. Türkiye bunların hiçbirini tespit edemiyor, edemez de. Belayı paramızla satın aldık derler, işte aynen öyle yaptılar.
-MHP Hatay milletvekili olarak 30 Mart yerel seçimlerinde Türkiye genelinde ve Hatay’da beklentileriniz nelerdir?
30 Mart umutluyuz Hatay’da MHP tarihinin en iddialı dönemini yaşıyor. Adaylarımız ve Ülkücüler her zaman olduğu gibi canla başla çalışıyor.
Milletimizden de büyük teveccüh alıyoruz. Hepsinden de Allah razı olsun. Türkiye’nin her yerinde aynı haberleri alarak mutlu oluyoruz. Ancak Milletimiz tarafından şunun iyi bilinmesi gerekir, bu seçim sadece MHP’nin seçimi değildir. Ayrıntıya girmeye gerek yok. Bu Türk Milletinin ve Devletinin var olma mücadelesidir.
Bunu fark etmeyenin kalp ya da akıl gözü kördür. Bunu içimizdeki düşman fark eder de, millet nasıl fark etmez? Biz fark ettiğine inanıyor ve umuyoruz. 30 Mart’tan sonra maddi manevi siyasi ve milli yaralarını sarmaya koyulan bir Türkiye mi? Ya da soyulan Türkiye mi? İşte bu tercihi yapacak Türk Milletidir.
-Şefik bey, son olarak okuyucularımıza bir mesajınız varsa onu da alalım. Söyleşimize ayırdığınız vakit ve verdiğiniz önemli bilgiler için teşekkür ediyoruz.
Çok teşekkür ederim. Sayesinde söyleyeceklerimizin hepsini söyledik. Allah kuvvetimizi arttırsın. Sizleri var etsin.
Yalnız müsaadenizle bir dileğimi daha doğrusu Hatay adına bir dileğimi buradan arz etmek istiyorum.
HATAY TÜRKMEN BEYİNİ BEKLİYOR.
Size ve Ortadoğu çalışanlarına ve okuyucularına en derin sevgi saygı hürmetlerimi sunarım.