OLMAYAN bir şeyi gerçekmiş gibi göstermek ve siyasal tavrını, kendi ürettiği siyasal abukluk sayılacak iddiaya oturtmak, adamın vazgeçilmezlerinden biri…
Almanya’da protesto gösteriler yapan 200 bin kadar insanı ayırmadan “Ali’siz Aleviler” diye karalamaktan kendisini alamadı. O kalabalıkta sadece Türkler yoktu, Almanlar başta olmak üzere başka milletlere mensup insanlar da vardı…
Zibidiliğe bakın, hepsini “Ali’siz Alevi” ilan etti…
………………………
Aleviler arasında farklı siyasal tercihleri olan insanlar elbet de vardır….
Demokrasinin gereği de budur…
Ancak dünya yüzünde “Ali’siz Alevi” yoktur…
“Ben varım” diye ortaya çıkan olursa katiyen inanmayın; o, Alevi değil soytarıdır…
…………………………
“Ali’siz Aleviler” diyerek Alevi toplumunu bölmek isteyenlerin siyasal zeminlerde mezhep farklılığını nasıl kullanmaya kalktığını ve bundan neyi murad ettiklerini kimse unutmuş değil…
Aleviliğin ve Alevi yurttaşların aleyhinde ya da lehinde esen rüzgâra göre tavır takınan siyasal iradenin, bugün bu konuda söyleyeceği olumlu ya da olumsuz sözler, üzerinde düşünülecek ve tartışılacak söylemler olmaktan çoktan çıkmıştır…
Artık, biri bile bir değer ifade etmiyor!
Alevi yurttaşlar o nedenle iktidara karşıdır…
İşte buraya yazıyorum; hiçbir Alevi yurttaşımız bu iktidara oy vermeyecektir…
…………………………
Önemli bir kuraldan da bahsetmeden geçemeyeceğim; zibidiliğin cezası siyasetçiye sandıkta ödetilir!
* * *
BİR SÜREDİR Merkez Bankası, kur ayarlamasıyla uğraşırken Hükûmet’ten “Faiz indirimi yapın” talimatına maruz kaldı. Sonunda, 50 baz puanlık bir indirim yapıldı…
Ama Başbakan bu indirimi yeterli bulmadı ve pek âmiyane bir ifadeyle Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı‘ya “Sen dalga mı geçiyorsun; yüksek faiz enflasyon demektir.Sizin faiz politikanız yanlış. Olayı kura bağlamak bana göre çok daha yanlış” diye çıkıştı…
Enflasyonun yükselmesi faizlerin yüksek olmasından mı yoksa kur ayarlamasının yanlış yapılmasından mı kaynaklanıyor, tartışılacak asıl husus bu…
Ekonomistlere göre enflasyon düşünce faiz indirilebilir; faiz sonuçtur, sebepleri ise enflasyon, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıktır…
Başbakana göre de enflasyon sürecinde faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur…
Hangisi doğru acaba!?
…………………………
Enflasyonun yükselmesine herkes kendince bir neden bulmaya ve kılıf geçirmeye çalışıyor…
Zaten bozuk ekonomilerde bundan başka bir tablo seyredemezsiniz ki…
* * *
MECLİS Başkanlığı’nda tam 952 adet dokunulmazlık dosyası duruyor…
Bunlar gündeme alınsaydı parlamentoda neredeyse vekil kalmayacaktı…
Cemil Çiçek, dosyaları saklamakta oldukça maharet sahibi…
Adı, yolsuzluk ve rüşvet olayına karışmış eski dört bakan hakkında bile fezleke işlemini ne kadar geciktirmeyi başardığını anımsayın…
Fezlekeler savcılıkla Meclis Başkanlığı arasında âdeta yol oldu…
Gitti geldi, gitti geldi…
Hâlâ komisyon kurulamadı, konu uzayıp gidecek gibi görünüyor…
952 dosyanın büyük çoğunluğu AKP’li vekillere ait. PKK’nın siyasal ağzı eski BDP’ye yani yeni HDP’ye mensup vekillerin dosyası da hayli kabarık…
Hakkında dosya açılan CHP’li ve MHP’li vekil sayısı çok düşük…
Parlamentomuz kimlerden oluşuyor görünüz…
…………………………
Dosyalarda siyasal suç filan işlenmiş değil; çoğu adi suç…
Vekilliğine ve dokunulmazlığına güvenenler afyonlarını sıradan suç işleyerek patlatmış…
Aralarında kavgacılar var, hakaretçiler var, küfürbazlar var…
Ona buna kafa tutanlar var…
Polisi darbedenler var…
Birkaçı da kader kurbanı (!) tip, gerisi mimli…
…………………………
Yeni parlamentomuz inşâllah şaibesiz isimlerden oluşur!