BİR İNTERNET sitesinde gördüm; AKP’li belediye başkanı boynuna doladığı kimine göre turkuaz, kimine göre gök mavisi atkıyla, kucağına da bir bebek alarak gazetecilere poz vermiş…
İlginç…
Başkanın kravatı da, cebinden sarkan mendil de atkıyla aynı renk…
Tam bir ahenk…
Daha ilginci var; başkanın etrafındaki kalabalık da asorti olsun diye aynı renkten seçilmiş kravat takıp göğüslerinin sol tarafındaki ceket cebinden çarşaf gibi mendil sarkıtmış…
Bu rengi seçmeleri tesadüf değil, aynı renk kravatları, mendilleri, atkıları AKP’nin teşkilât görevlileri dağıtmış…
Tek tip insan yetiştirmekte ve giydirip sokağa salmakta bunlarla kimse, hiçbir siyasal irade yarışamaz…
İlginç…
Başkanın kravatı da, cebinden sarkan mendil de atkıyla aynı renk…
Tam bir ahenk…
Daha ilginci var; başkanın etrafındaki kalabalık da asorti olsun diye aynı renkten seçilmiş kravat takıp göğüslerinin sol tarafındaki ceket cebinden çarşaf gibi mendil sarkıtmış…
Bu rengi seçmeleri tesadüf değil, aynı renk kravatları, mendilleri, atkıları AKP’nin teşkilât görevlileri dağıtmış…
Tek tip insan yetiştirmekte ve giydirip sokağa salmakta bunlarla kimse, hiçbir siyasal irade yarışamaz…
Çarşaflı, yerleri süpüren pardösülü, şalvarlı, sarıklı, çarıklı tipleri görmüyor musunuz, ne kadar da çoğaldılar!
…………………………
Peki neden turkuaz -ya da gök mavisi diyelim- başka renk mi kalmadı?
Ermenistan bayrağının renginde flamaların meydanlarda AKP flaması olarak kullanılmasına ses çıkarmayan parti yönetimi, düşman ülkeyi çağrıştıran o manzarayı içine sindirdiğini dikkatlerden kaçırmak için saltanatı turkuaza boyamayı yeğledi…
……………………..
Ayrıntıları geçiniz…
Ancak bir husus var ki göz ardı etmemek lâzım…
O da şu; bizde lider, sittin senedir kullanılan ve her ülkede birinci tercih olarak dikkat çeken kırmızı halı uygulamasını turkuaz halı uygulamasına çevirdi. Hatta asorti olsun diye de başbakanlık kapısındaki polislerin kıyafetlerinin turkuaz olmasını istedi, o da yapıldı…
Turkuazı yaymak için yeminli olmalı ki VİP alanlarında kullanılan halıların tamamını da turkuaz rengindeki halılarla değiştirtti…
Bu rengi sahiplenenler herhalde turkuazı milli renk zannediyor ve o nedenle sahipleniyorlar, sözü de “Biz de Türk Milliyetçisiyiz”demeye getiriyorlar.
Cehalet, nasibin yolunu keser demişler; demek ki boşuna söylememişler…
…………………….
Gelişmemiş ve diktatörlükle yönetilen ülkelerde böyledir; her konuya tek kişi karar verir. İnsanlar da o kişinin bu kararı vermeden önce demokratik mevzuata sığınmış, uygun istişareler yapmış, uzmanlara sormuş, birikim sahiplerine danışmış, töreye ayak uydurmuş zannederler…
Peki neden turkuaz -ya da gök mavisi diyelim- başka renk mi kalmadı?
Ermenistan bayrağının renginde flamaların meydanlarda AKP flaması olarak kullanılmasına ses çıkarmayan parti yönetimi, düşman ülkeyi çağrıştıran o manzarayı içine sindirdiğini dikkatlerden kaçırmak için saltanatı turkuaza boyamayı yeğledi…
……………………..
Ayrıntıları geçiniz…
Ancak bir husus var ki göz ardı etmemek lâzım…
O da şu; bizde lider, sittin senedir kullanılan ve her ülkede birinci tercih olarak dikkat çeken kırmızı halı uygulamasını turkuaz halı uygulamasına çevirdi. Hatta asorti olsun diye de başbakanlık kapısındaki polislerin kıyafetlerinin turkuaz olmasını istedi, o da yapıldı…
Turkuazı yaymak için yeminli olmalı ki VİP alanlarında kullanılan halıların tamamını da turkuaz rengindeki halılarla değiştirtti…
Bu rengi sahiplenenler herhalde turkuazı milli renk zannediyor ve o nedenle sahipleniyorlar, sözü de “Biz de Türk Milliyetçisiyiz”demeye getiriyorlar.
Cehalet, nasibin yolunu keser demişler; demek ki boşuna söylememişler…
…………………….
Gelişmemiş ve diktatörlükle yönetilen ülkelerde böyledir; her konuya tek kişi karar verir. İnsanlar da o kişinin bu kararı vermeden önce demokratik mevzuata sığınmış, uygun istişareler yapmış, uzmanlara sormuş, birikim sahiplerine danışmış, töreye ayak uydurmuş zannederler…
Her yeri turkuaza bulamayı AKP liderinin kafasına hangi zevksiz ve cahil soktu acaba!?
…………………….
Bir örnek vermek isterim; tek adamın lafıyla yönetilen ülkelerde onun adına üniversite kurulur, baraj yapılır, köprüler inşa edilir, dini mabetler yenilenir…
Sokak ve cadde isimleri etrafındaki insanların isimleriyle taçlandırılır (!)…
Her yere fotoğrafları asılır, resimleri yapılır, sözleri yazılır…
Ülke bütünüyle sanki babasının malıdır!
Bir örnek vermek isterim; tek adamın lafıyla yönetilen ülkelerde onun adına üniversite kurulur, baraj yapılır, köprüler inşa edilir, dini mabetler yenilenir…
Sokak ve cadde isimleri etrafındaki insanların isimleriyle taçlandırılır (!)…
Her yere fotoğrafları asılır, resimleri yapılır, sözleri yazılır…
Ülke bütünüyle sanki babasının malıdır!
…………………….
Çok şükür öyle bir ülke değiliz.
Ama…
Aması var, öyle bir ülke olmaya özeniyoruz…
Durup dururken, kırmızı halıdan turkuaz halıya geçilmesi bana bunu çağrıştırdı…
Bugün halı, yarın kim bilir hangi şey; daha nelerin kromozom yapısını değiştireceğiz bakalım.
* * *
ÜLKENİN yarısı AKP’ye oy vermiş değildir; seçmenin yüzde 43.6’sı AKP dedi. Yüzde 43.3’ü de muhalefete oy verdi. Bülent Arınç‘ın böbürlenmesini insanın aklı almıyor, gönlü de kabullenmiyor!
Üç dönem uygulaması gereği o da aktif siyasete bir süre “stop” diyecek, doğal olarak da adı unutulacak. O nedenle muhalefete bulaşıyor ve hafızalara bu sözleriyle sızmaya çalışıyor…
Kurnazlık işte!
MHP Liderine bile dil uzatmaya kalktı…
Bahçeli gitmeliymiş; o zaman MHP de kurtulurmuş, millet de…
Aslında iktidarın korkulu rüyası olan MHP’den kurtulmaya çalışan AKP ve Erdoğan…
Korkudan, 12 yıldan beri dudaklarından uçuk eksik olmadı…
Önünde sonunda MHP’nin iktidara geleceğini düşündükçe uykuları kaçıyor. Çareyi MHP’yi içinden güçsüz hale getirmekte buluyorlar…
……………………..
Siyaset, yükü ağır bir gemidir…
Safrası ve yalpa omurgası onu su yüzünde dengeli tutar…
Bunların kullanılamaz hale gelmesiyle gemi yalpalar, dalgalar arasında kaybolur. O nedenle gemiciler safraya gözü gibi bakar, yalpa omurgasının da hasar görmemesine çalışır…
Cumhurbaşkanlığı seçimi, AKP’de safraların iş göremez hale gelmesine neden olacak gibi…
İnşallah…
Yalpa omurgası da hasar görecektir; işte o zaman AKP gemisi yalpalayacak ve artık siyaset denizinde yol alamaz hale gelecektir…
Bu olasılık geçen gün Recep Tayyip Erdoğan‘a lisan-ı münasiple hatırlatıldı, “Siz Çankaya’ya çıkarsanız parti dağılır mı” diye soranlara Başbakan gülümseyerek yanıt verdi; evet, sadece gülümsedi…
Bu ne anlama geliyor diye merak ettiler…
Çok kimse Erdoğan’ın tebessümüyle “Benden sonrası tufan” dediğini ileri sürdü…
……………………….
Cumhurbaşkanlığı konusunda oynanan oyunu tarih herhalde yazacaktır.
Oyunun ne olduğuna dair yaptığımız gözlemleri günü geldiğinde açıklarız…
Yalnız şu kadarını söyleyelim; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kızgın değil ama muğber olduğu ve siyasetten çekileceği kesin…
* * *
EKONOMİ, günden güne berbat hale geliyor. Pahalılık halkı bunaltmış vaziyette, enflasyon yüzde 10… Bu rakam, kuraklık sürer ve artı yanlış ekonomik değerler düzeltilmezse yıl sonuna kadar daha da yükselir…
Cari açık kapanacağına daha da büyüyor; Merkez Bankası, Başbakan tarafından kademeli bir faiz indirimine zorlanıyor. Bugün yarın bu da ilan edilebilir…
İhracat, dış ticaret açığını kapatmaya yetmiyor. İthalat bütün hızıyla sürerken sanayide de imalat düşüşü saptanıyor…
Ekonomik mekanizmayı yalnız, inşaat ve otomotivle çalıştırıyorlar…
Bu sektörler de eski hızıyla katma değer üretir olmaktan çıktı; dolayısıyla kurtarıcı olarak görülmüyorlar…
Yakında değişik sektörlerde, özellikle tekstil, sağlık ürünleri ve turizmde tıkanmalar yaşanabilir, el değiştirmeler de görülebilir…
Ekonomideki gelişmeleri iyi ve çok dikkatlı gözlemlemek lâzım…