İstanbul il başkanı hareketimize ve İstanbul’a hayırlı olsun. Partinin her kademesinde gerek seçim gerek atama yapıldıktan sonra artık sonuç ve karar tartışılmaz. Karara uymak, harekete sahip çıkmak, yeni görev alana destek olmak dava adamlılığı sorumluluğudur. İstanbul yıllarca bir türlü kongre veya atama yönetim tartışmalarını bitiremez. İlçe il ve bazen de genel merkez tartışmaları enerjiyi gereksiz ve yanlış harcamakla meşgulken, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçer, ülkücüler İstanbul’da hüzünlü seçim mağlubiyetlerine kahrolur. Bu kural yerel veya genel seçimlerdeki aday tespitlerinden sonraki süreçlerle aynıdır. Hep adayı olayları ve kendimizi tartışarak, kendi kendimize vatan kurtarmaya, kırgınlıklara küskünlüklere adeta zemin hazırlarız.
Genel başkan, il, ilçe belediye başkan adayı, milletvekili adaylığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclisi üyeliği, parti yöneticiliği belirlenirken görüş belirtmek, katkıda bulunmak farklı yaratılmanın, demokrasinin gereği görev ve sorumluluklar belli olduktan sonra, hareketin emrinde olmak, dava adamlılığı sorumluluğudur. Bu tartışmaları yaşayan birisi olarak, şunu ifade etmekte fayda vardır. Birçok kongreler yaşadık, ilçe başkanı, belediye başkanı adayı, milletvekili adayı olduk. İstanbul’da birçok tartışmayı birlikte yaşadık. Yeri geldi milletvekili temayül yoklamasında dördüncü çıktık, milletvekili aday listelerinde olmadık, ama hiç küsmedik, darılmadık, partinin seçim araçlarını yine biz verdik. Gece gündüz çalıştık asla nefis yapmadık. MHP baraj altında kaldı ilçe başkanı olarak atandık.
Üç hilal mahzun olmasın diye yine omuz verdik, didindik uğraştık. İstanbul’da sağır sultanın duyacağı harekete moral veren faaliyetler yaptık. Milletvekili adayı olduk, on beşinci, yirmi beşinci sıralarda olmamıza rağmen, ilk sıralardaki adaylar gibi çalıştık. Yeri geldi ilçemizden delege bile olamadık. 1999, 2004 ve 2014 belediye başkanlığı seçimlerinde belediye başkan adayı olarak en fazla oy aldığımız ilçe olduk. Bu seçimlerin tümünde gerçekten çok yalnızlık ve gariplik yaşadık. İstanbul’da anlı şanlı hiçbir ismi yanımızda göremedik telefon eden, bir bardak su, bir dilim ekmek veren, ziyaret eden çok nadir insan gördük. Çünkü bizler Allah rızasının neferde mi? rütbede mi? olduğunun takdirini yapacak seferle emir olunduk. Sefere inandık zaferi Allahın takdirine bıraktık.
Hüzünlü yalnızlığa, sahipsizliğe rağmen dava adamı sorumluluğu ile üzerimize düşeni her seçimde yaptık, yarın yine yapacağız. Çünkü üç hilal asla mahzun, olmasın, aşağıda olmasın diyenler ve bizden önce hakka yürüyenler bize hep moral motive kaynağı oluyordu. Tarih boyunca samimi neferlerle rütbeliler hep farklı olmuştur. Ama bize şah damarımızdan daha yakın olan, Allah her şeyi biliyor. Allah onun yolundan dava adamlarını ayırmasın.
MHP’nin ilçe başkanı, il başkanı kim olursa olsun idealist gönül adamı, dava adamı için şahıslar olaylar değil, fikirler konuşulur. Galip erdemin dediği gibi şahıslar değil dava bir yerlere getirilir. İstanbul’da hep konuşan, kongre ve yönetim tartışmasını bir türlü bitiremeyen, hayatı lak lak olanlara rağmen, dava adamlığı sorumluluğu ile egemen olursa hareketin önün açılacaktır. Seçimlerde parti için alın teri akıtan, çile çeken gariban ülkücüler, partiye yeni katılan samimi ülke sevdalıları, isimsiz neferler hep yalnızdır. Ülke sevdalısı kahraman neferlerin teselli ve moral motive kaynakları yüce idealleridir. Tebdili kıyafetle Gedik Ahmet paşayı, ehliyet liyakat, kabiliyet ve samimiyet keşfi ile bulan sultan fatihin gönül fethi ruhunu İstanbul’ getiremeyen hiç kimse başarılı olamaz. Fetih ruh ve mana ikliminde yeni gönül fetihleri için, sayın il başkanı Mehmet Bülent Karataş beye gazanız mübarek olsun diyor, başarılar diliyorum.
SABRİ ŞENEL