GECİKEN adalet yerini bulmuştur demek biraz erken; geciken adalet yerini bulma yoluna girmiştir demek daha doğrudur.
Türkiye burası…
Her şey bir anda tersine dönebilir ve döndürülebilir diye düşünmek lâzım. İlkesiz ya da bozuk ilkeli iktidarlar döneminde o gün alınan kararlar ertesi günü hiç değiştirilmedi mi!
Tedbiri elden bırakmamak gerekiyor; o nedenle adaletin henüz yerini bulduğunu söyleyemiyorum…
…………………………
Tahliye edilen askerler hele yeniden yargılanma olanağına bir kavuşsun o zaman adaletin yoluna girip girmediğini söyleyebiliriz.
Hem sadece Balyoz sanıklarının değil, onlara haksızlık yapanların, yargılamayı şirazesinden çıkaranların, kumpasçıların, montajcıların, sahte delil üretenlerin, peşin hükümlü savcıların ve yargıçların, cemaatçi polislerin ve bütün bunlara yardım ve yataklık yapan iktidar mensuplarının da yargılanmaları başladığında adalet yerini bulma yoluna girmiştir diyebiliriz!
…………………………
Tahliyeler hepimizi sevindirdi…
Çok şükür, kadın Albayımız Berna Dönmez de tahliye edildi.
Salıverilen muvazzaf askerler dışarıya üniformalarını giyerek çıktılar; Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup Silah arkadaşlarının yüzleri güldü.
Bir iki isim dışında Genelkurmay bünyesinde görevli personel kim bilir ne kadar sevindi…
Tahliye edilenlerden MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, bundan sonra adaletin nasıl tecelli etmesi gerektiğini de söyledi, “Bu yaşananları yok sayamayız” dedi…
Anlamlı bir uyarı…
Bu demektir ki TSK’ya tuzak kuran ve onun şerefli ve kahraman mensuplarını itibarsızlaştırmaya kalkanlar, cezasız bırakılmayacak. Düpedüz “Ellerimiz yakalarında” demiş oldu…
…………………………
Değerli okurlar; tahliye edilen 230 şerefli komutanımız içerideyken haklarında enva-ı çeşit yalanlar uyduran, karalamalarda bulunan, üzerlerine suç atan, kara çalmaya kalkan, ana avrat küfreden, hepsinin askerlik onuru ve insanlık namusuyla oynamaya kalkan şerefsiz AKP basını da yazdıkları yalanların, iftiraların hesabını yargı önünde verecektir…
Engin Alan, o şerefsiz kalemlere ve vatan hainliği postuna sarılan ciğeri beş para etmez kiralık ve satılık tiplerin başına gelecekleri de böylece ifade etmiş oldu.
Eee, ne yapalım; dünya, etme bulma dünyası!
…………………………
Tahliye olanların çıktıktan sonra yaptıkları konuşmaların başlıkları şöyleydi:
-Yaptıklarının bedelini ödeyecekler…
-Bu davayı planlayanlar da hesap verecek…
-Çete hesap vermekten kaçamayacak…
Bu başlıkların kapsamı geniş değerli okurlar; o kapsamda, her iş için kullanılan sıradan polisler dahil, elbet de savcılar ve yargıçlar da var, taaa başbakana kadar onlarca siyasetçi ve cemaatçi de…
Kezalik, TSK’ya kurulan kumpasa sessiz kalan en büyük komutan da…
Yargılansınlar ki dünyanın kaç bucak olduğunu biraz da onlar görsün!
* * *
IŞİD, Türkmen Köyleri’ne girdi.
Katliam yaparak hepsini ele geçirdi…
İlk girdiği köyde üçü kadın 23 Türkmen’i kurşuna dizdiler; bu melaneti de açıkladılar. Öteki köylerde kaç Türkmen öldürdüklerini sakladılar, söylemediler.
Kıtal devam ediyor…
Gelen haberler hiç iç açıcı değil. IŞİD mensupları gözlerini kırpmadan insanları yok ediyor…
Irak üçe bölünmüş vaziyette; Kürt bölgesi, Şii Arap bölgesi ve sünni IŞİD bölgesi…
Herkes birbirini boğazlıyor…
Irak merkez yönetimi perişan; iyice dağıtmış durumda. Vaktiyle “Çık” diyerek kovalamaya kalktığı ABD’ye şimdi “Gel, beni kurtar” demeye başladı. Irak’ı ve Ortadoğu bölgesini mezbahaya çeviren ABD değil mi…
Bugün orası tam bir bataklık, giren çıkamıyor, battıkça batıyor…
Bizim eblehler de hâlâ bölge bataklık mı, değil mi diye tartışıyor…
Hele biri var ki “Bataklık diyenin ağzına biber sürerim” havasında…
Oysa daha önceleri “Bizi Ortadoğu bataklığına çekmek istiyorlar” diye feryat eden o değil miydi?
Bir de şimdiki halini seyredin…
Bekir Coşkun arkadaşımızın dediği gibi ters takla sendromu yaşıyor…
Acırsınız!
…………………………
Tarihte katliam yaparak din devleti kurmayı becermiş gruplar yok…
IŞİD de olamayacak; canavarlar akıttıkları kanda boğulacaklar.
Bunları Yüce Allah’ın bağışlaması ne mümkün…
Cihad küffar üzerine yapılır; Müslüman Müslüman’a cihad edemez…
Cihadın bir şartı var ki onu diğerlerinden net biçimde ayırır; cihad fisebilillah yani Allah yolunda olma şartıdır; kısacası Kur’an namına ve İslâm uğrunda olma şartı. Kur’an namına ve İslam uğrunda olanları katletmek cihad değildir…
İşte bu anlayışın es geçilmesi İslam coğrafyasını bataklığa çeviriyor.