Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Tuzla azeri escort Alanya azeri escort Kayseri azeri escort Antalya azeri escort Diyarbakır azeri escort Anadolu yakası azeri escort Adana azeri escort Ataşehir azeri escort Şirinevler azeri escort Beylikdüzü azeri escort Halkalı azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Samsun azeri escort Avcılar azeri escort Pendik azeri escort Beylikdüzü azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Mersin azeri escort Avrupa yakası azeri escort Kocaeli azeri escort Bodrum azeri escort Bakırköy azeri escort Kadıköy azeri escort İzmir azeri escort bayan Beşiktaş azeri escort Eskişehir azeri escort Bursa azeri escort Şişli azeri escort Şişli escort bayan azeri escort İzmir Gaziantep azeri escort Ankara azeri escort Denizli azeri escort Samsun escort kızlar Malatya azeri escort İzmir azeri escorts Samsun azeri escort İzmir eskort bayanlar
İnsanlar neşelenmek isterler. Neşe insani bir özelliktir. Ancak neşede aşırılığa kaçansoytarılar, ahlaksızlar, günahkârlar vardır. Bu durumun karşısında ise sersemlemiş, asık surat takınmış, incelikten anlamayan insanlar yer almaktadır. Neşedeki azlık veya çokluk bu türden insanları tanımlamak için kullanılmaktadır. Günümüzde soytarılıktan, ahlaksızlıktan, günahkârlığından para kazanan insanlar olduğu gibi akılsızlığından, asık suratlılığından, nemrutluğundan, kabalığından geçinip gidenler de vardır. Her iki grup insan neşe sözcüğünün uçlarında yer almaktadır.
Ağırbaşlı soytarılar, güzel ve çirkini ayırt edecek yetkinlikten uzaktırlar.Arsızlıkları ile ahlaksızlıkları yüzlerinden okunur. Kendilerini küçük gören soytarılar, alçakgönüllü olmaya kalkınca büyüklenmeyi marifet sayarlar. Akıl yetkinliğindeki sapma nedeniyle safsata, kehanet, büyücülük, falcılık, sihirbazlık, kuru akılcılık gibi alanlara ilgi duyarlar. Hatta burçlarla uğraşır, tiplemeler yapar, kurnazlıkları ile aptallıklarını gizlemeye çalışırlar. Zevke olan düşkünlükleri nedeniyle iffetlerini yitirdiklerinden her şeye “evet” derler ve amaçlarına ulaşmak için ahlak kurallarını hiçe saymaktan çekinmezler.
Günümüz insanı tövbeyi unuttuğundan tövbesiz bir şekilde kendileri ile başlarının hoş olduğunu söyleyip dururlar. Tövbeyi unuttuklarından tövbe kapısının kıyamete kadar açık olduğunu da unutmuşlardır. Aslında unutkanlıkları ilimlerinin de felaket ve afette olduğunun göstergesidir. Kendi benliklerindeki akıl azaldığından dolayı erdemleri de cücelik elbisesini giymiştir. Cüce elbisesiyle erdem, yiğitlik taslama derdiyle meşguldür. Zevk düşkünlükleri aşırı şehvete yöneldiğinden zulmü sevimli gösterme derdine düşerler.
Ahlak alanında daima aşırı çokluk ve aşırı azlık yaşadıklarından dolayı ahlaki değerlerin ortasını bulmakta zorlanırlar. Hiçbir zaman orta yol onlara ruhani bir lezzet vermez. Ruhani lezzeti bilmediklerinden soytarılığı erdemmiş gibi tanıtmaya kalkarlar. Ağırbaşlı soytarılar isyanla ibadeti, zulümle adaleti, küfürle şükrü birbirine karıştırdıklarından ahlaki yetkinlikten uzaklaştıklarını bile bilemezler.
Ayırt edici soytarılar yaşamın her alanını sirk olarak görürler. Onlarda hikmet, şecaat ve iffet aramak boşunadır. Tövbeyi unuttuklarından günahkârlık deryasının yüzücüleri olduklarını söylemekten çekinmezler. Yersiz ve çok gülen veya suratsızlık onların temel yiyeceğidir. Medyada ağırbaşlı soytarıların ahlaksızlıklarını, günahkârlıklarını görenler onları aklama derdine de düşebilirler. Bunun için “Her kuş kendi cinsiyle uçar” diye bir sözümüz vardır. Ahlaki davranışlarında etik peşinde koştuklarından etiksiz erdemliler olarak yetkinliklerini iddia edebilirler.
Etiksiz erdemliler, ifrat ve tefritin ne olduğunu bilmedikleri gibi yaşamda güzel ve çirkini de marka olarak pazarlama derdindedirler. Eylemlerinde yiğitlik gösterip sabır ve dayanıklılığı göz ardı ettiklerini iffetsizlikleri sebebiyle göremezler. Sessiz bir adalet dağıtıcısı olan para, onların tek âşık olduğu bir eşyadır. Bu eşya ile cenneti bile pazarlamaya kalkışabilirler. Milletin ve kendi namuslarının korunması onlar için bir anlam ifade etmez. Ağırbaşlı bu soytarılar hamiyet denen duygudan da yoksundur. Onlar derin düşünmeyle kendi vesveselerini birbirine karıştırarak hava atmayı çok severler. Kendi benliklerinde tutarlılık olmadığı için ağırbaşlı soytarılar tutarlıymış gibi milleti kandırıp dururlar. Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle soytarılığa düşman olan soytarılardan Allah milletimizi korusun.