DEĞERLİ okurlar, farzedin ki siz milletvekilisiniz ve 2002 seçiminden bu yana parlamenter görevi ifa ediyorsunuz. Ancak iktidar partisine mensup olduğunuz için de üç dönem uygulamasına tâbisiniz, o nedenle 2015 seçiminde yani gelecek yıl aday olamayacaksınız…
Hemen telâşlanmayın canım…
Vekil olamayacaksınız ama geçmiş hizmetlerinizi (!) dikkate alarak sizi bir kamu kuruluşunun yönetimine oturtacaklar. Olmadı, yandaş özel sermayeye iteleneceksiniz. Kısacası karada, havada, denizde terkedilmiş olmanız mümkün değil!
Dolce vita‘ya devam!
………………………
Şimdiii…
Kâğıt kalem alın ve vekilliğe başladığınızdan bugün kadar aldığınız maaşları toplayın..
Eğer, Bağkur, SSK ya da Emekli Sandığı emeklisi iseniz vekile her ay ödenen 7 bin TL civarındaki emekli maaşını da alacaksınız; o parayı da çıkan rakama ekleyin…
Yekûn kaç!?
Demek ki 12 yılda elinize geçen para bu…
Bu paranın tamamını harcamamış olabilir misiniz?
Hiç sanmıyorum; yasama görevi yapan insanın, ödeme yapmasını gerektiren yığınla konu var; mesela biri seçmen. Seçmen, bin kilometre öteden gelmiştir; mecbursunuz, vekil sıfatıyla onu yedirir, yatırır, sonra da eline parayı tutuşturup gönderirsiniz…
Masrafa bakın…
Zaruri harcamalarının başında ise kira gelir; oturduğunuz evin kirası, elektrik, su, doğalgaz ödemeleri…
Günde üç öğün taam…
Elinize geçen para ay sonuna kalmaz biter…
Diyelim ki siz, tasarrufu seven birisiniz; her ay elinize geçen -Bugün 20 bin TL- emekli vekil
maaşının büyük kısmını biriktirdiniz, bankaya yatırdınız, ya da taşınır taşınmaz bazı şeyler aldınız.
2002’den bu yana edindiğiniz servet ne kadar olabilir?
Söylemeyin; hangi koşulda olursa olsun bir vekilin serveti ne kadardır tahmin etmemiz zor değil…
…………………………
Pekiii…
Şimdi soruyorum; yasama görevinden sağladığınız o paralarla Kısıklı’da villa aldınız mı?
Aldıysanız kaç villa aldınız?
Ege’de, Ankara ve İstanbul’da kaç eviniz var?
Çocuklarınıza gemi aldınız mı?
Ailenizden herhangi biri, bir şirketin yüzde 70 ortağı oldu mu?
Bankada paranız var mı?
Ne kadarı TL, ne kadarı dolar ya da avro?
Yurt dışında paranız var mı?
Eşiniz bir kuruluşa ortak mı?
Parlamenterlikten sağladığınız ve harcamadığınız paraları evinizde mi istifliyorsunuz?
Mahdum bey, dış yardım alan bir kurumun yöneticisi mi?
…………………………
O zaman insanın aklına şu soru takılıyor:
–Bir parlamenter velev ki başbakanlık makamına kadar gelmiş olsun, muazzam bir serveti nasıl edinmiş olabilir!?
Yanıt veremiyorum…
Hatta şunu da soruyorum:
-Gelmiş geçmiş başbakanlar ve parti genel başkanları neden servet edinemedi…
Neden Harun geldiler, Karun olmadılar?
Bu sorunun yanıtını herkes kolyaca verebilir!
* * *
KONUŞURKEN Recep Tayyip Bey’i ne diye anacağız; cumhurbaşkanı adayı mı diyeceğiz, başbakan mı?
Erdoğan demek, herhalde yetecek…
Propaganda kampanyası için hazırlanan Erdoğan logosu “Malibu” içkisinin logosuyla tıpa tıp aynı…
İkizi…
Sadece, orijinal logonun altında Erdoğan yazısı yok…
Kim hazırladıysa logoyu Malibu‘dan kalk gidelim yapmış; oysa piyasada, milli içkimiz ayranı üreten yığınla firma var. İzin alınarak birinin logosu kopya edilebilirdi. Öyle bir logo Erdoğan’a çok yakışırdı.
Alkollü içki logosu olmadı, şık düşmedi!
…………………………
Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında yaptığı vazo ve saksı benzetmesi, ülkenin başına geldiğinde argoyu ve amiyane deyişleri kullanmaya devam edeceğinin sinyalini veriyor.
İhsanoğlu bir İstanbul efendisidir; devleti de, milleti de ancak o temsil edebilir. Devlet adamı, İstanbul’un bir semtini, cehalet tarlasında yetişen cühelayı, hırsızları, rüşvetçileri, ihalecileri muhatap alarak temsil görevi yapamaz.
Halk terbiyesizliklerden, argodan, küfürden, kavgadan dövüşten bıktı yahu, bunu nasıl görmezden geliyorlar!?
Tablo önümüzde….
Yolsuzluk geçerli siyaset oldu…
Hırsızlık, yalan, dolan, talan siyasetin istimi oldu…
Siyasal hak gasbı, kanunsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik vesaire, iktidarın karakteri oldu…
Hepsinin lokomotifi de AKP oldu!
Şimdi buyrun Tayyip Bey‘i seçin!