“NE ekersen onu biçersin…”
Bu lâfı çocukluğumdan beri duyarım, aksi olduğunu da hiç görmedim; yani fasulye ekenin enginar, buğday ekenin de arpa biçtiğine tanık olmadım…
Ancak siyasette bu söz pek geçerli değildir değerli okurlar…
Siyasette insan, ekmediğini de biçebilir…
Daha da ötesi var; egemen baskıcı siyasal anlayış insana ekmediğini dahi biçtirebilir…
Siyaset, Hüsmen ağanın tarlasından farklı bir alandır; orada her ektiğiniz tutmaz, dolayısıyla ekmediğiniz mahsulü de (!) ille size biçtirirler…
………………………… .
Cahil kalabalık Erdoğan‘ın “Yeni Türkiye ve İleri Demokrasi” projesi kapsamında önce “Açılım”, daha sonra da“Kardeşlik” adı altında başlattığı girişime destek vererek ülkenin altının üstüne getirilmesinde önemli rol oynadı…
Bu lâfı çocukluğumdan beri duyarım, aksi olduğunu da hiç görmedim; yani fasulye ekenin enginar, buğday ekenin de arpa biçtiğine tanık olmadım…
Ancak siyasette bu söz pek geçerli değildir değerli okurlar…
Siyasette insan, ekmediğini de biçebilir…
Daha da ötesi var; egemen baskıcı siyasal anlayış insana ekmediğini dahi biçtirebilir…
Siyaset, Hüsmen ağanın tarlasından farklı bir alandır; orada her ektiğiniz tutmaz, dolayısıyla ekmediğiniz mahsulü de (!) ille size biçtirirler…
…………………………
Cahil kalabalık Erdoğan‘ın “Yeni Türkiye ve İleri Demokrasi” projesi kapsamında önce “Açılım”, daha sonra da“Kardeşlik” adı altında başlattığı girişime destek vererek ülkenin altının üstüne getirilmesinde önemli rol oynadı…
Aynı kalabalık aynı projeye desteğini sürdürüyor…
Bu destek, siyasal iktidarla el ele verenler tarafından o denli artırıldı ki dünyanın “Terör örgütü” dediği ve 40 bine yakın insanın ölümüne neden olan PKK, engelleri aştı ve bir cinayet şebekesi olmasına rağmen meşruiyet kazandı…
Hem de Recep Tayyip Erdoğan sayesinde!!!
İman sahibi insanları “Pensilvanya” diyerek karalayan ve o grubu paralel devlet kurmakla suçlayan Erdoğan ve AKP’liler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti‘nin varlığına aldırmadan topraklarımızın üzerinde bayrak açan, coğrafi isimleri değiştiren, dağlara taşlara bölücü sloganlar yazan, bebek katilinin fotoğrafını her yere asan, şehitlik (!) kuran, bayrağımızı indiren, Kürtçe eğitim yapacak okul açan, vergi diye haraç toplayan, çıkarılan petrolle üretilen akaryakıttan pay isteyen, yolları keserek kimlik kontrolü yapan canilerin “Paralel devlet” haline geldiğini göremiyorlar mı!?
Ey cahil kalabalık ve onun oy verdiği eşhas, ne zaman aklınızı başınıza devşireceksiniz!?
Ne zaman akıllanacaksınız!?
Ne zaman yaptıklarınızın vatana ve millete kötülük olduğunu fark edeceksiniz!?
Ot geldiniz, ot mu gideceksiniz!?
…………………….. ..
PKK damgalı paralel devlet, sadece Güneydoğu ve Doğu illerimizde kendisini hissettirmiyor. Ülkenin neresine giderseniz gidiniz eylemleri yüzünden varlığını görüyor ve baskısını hissediyorsunuz…
Olanı biteni de ne yazık ki, devletin olması gereken fakat siyasal iktidarın olmayı yeğleyen prototip mülki erkânı seyrediyor…
En çok insan öldüren terörist bozuntusu Mahsum Korkmaz’ın sözde şehitliğe dikilen heykelinden ne haber? Valiliğin gücü, heykeli yıkmaya yetmedi; bakalım hükümetin gücü yetecek mi?
Vali’nin yaptığı sadece suç duyurusunda bulunmak oldu; ötesinden sanki sorumlu olan makam valilik değil.
Top benden gitsin de nerede patlarsa patlasın…
Kafa bu!
…………………….. ..
PKK’lılar damgalı eşek gibidir; terörist olduklarını saklayamazlar. Ancak devlet mekanizmasına sızmış olanlar melâneti sızıntı vermeden yapmanın inceliklerini öğrenmiştir. Bu devleti yıkıp yerine bir başka devleti ikame etmenin sessizce yapılması gereken işlerden olduğunu anlamışlardır…
Bunları ancak kalabalıkların eylem yaptığı sırada “tahrikçilik” yani provakatörlük görevini yaparken görebilirsiniz. Uzakta dururlar, tahrik edip kaçarlar. Paralel devlet denilen korsan gücün işi budur. Ertesi günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birimlerinden birindeki görevlerine devam ederler…
……………………….
Açılım ve ileri demokrasi güzel lâflardır ama getire getire ne getirdikleri de ortadadır…
Bu güzel lâflarla uyutulan ve bir yandan da dinsel terapiyle baskı altına alınan cahil kalabalık “Yeni Türkiye”kandırmacasıyla dipsiz bir kuyuya sürüklendiğini göremiyor…
Görseydi, bu iktidar çoktaaan başımızdan gönderilirdi…