OLAYI hatırlayacaksınız; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Kadir Kayan bir tarihte, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki kozmik odayı açtırdı, evrakı didik didik ettikten sonra önemli gördüklerini alıp gitti…
Böylece ilk kez, askeri sırlarımız sivilllerin eline geçmiş oldu.
Yargılama sürecinde bu bilgilerin mahkemede konu edilip edilmediğini anımsayamıyorum; edilmiş de olabilir, edilmemiş de…
Şunu söylemek istiyorum; Genelkurmay Başkanlığının kozmik odasında muhafaza edilen TSK’nın stratejik sırları bu suretle deşifre olmuş, dillere düşmüş, bilgi düzleminde kozmik önemi de kalmamıştır.
………………………… .
Bahse konu günlerde Erdoğan AKP’li, Fethullah Gülen de cemaatçi olarak pek sıkı fıkı idiler….
Cemaat taşeron görevi yapıyordu, Erdoğan da işveren görevi.
İşaret Erdoğan‘dan gelirdi, infaz ise cemaatten…
Silivri’de görülen bütün davaları gözünüzün önüne getirin; yargılamanın nasıl seyredeceği ve kimlerin içeri alınacağı günlerce önce yandaş gazetelerde ve televizyon kanallarında yayınlanırdı…
Erdoğan dahil, iktidar mensupları da hemen numara yapardı:
-Yahu bu bilgileri ve isimleri basına kim veriyor Allahaşkına!
Baktılar ki halk yemiyor, üzerine gitmediler ve ipin ucunu bıraktılar.
Davaya ilişkin olarak kim içeri alınacaksa sabahı iple çeker, bir yandaş gazeteden sabah durumunu öğrenirdi…
“Arandığını yandaş basından öğrenip teslim olan epey insan var” derler…
………………………..
Uzun hikâye…
Ama mutlaka anlatılması gereken tarihi değeri olan bir serüven…
Devletin nasıl çökertilme sürecine itildiğini on yıl önce görememiş olabiliriz; AKP’lilerin de göremediği Efkan Ala‘nın daha dün yaptığı “Devlete sızmışlar, her yere girmişler” itirafından da anlaşılıyor…
Ancak bugün kötü günlere sürüklendiğimizi mutlaka görmeliyiz ve bu gidişe dur demeliyiz…
Türkiye, birinin keyfi, saltanatı, hırsı ve öfkesi yüzünden çağın dışına düşemez. Ülkemizin ve milletimizin, bölünmesine, parçalanmasına, soyulmasına izin veremeyiz.
Türkiye, israftan, kinden ve yanlış politikalar yüzünden batıp giden hanedanın saltanat kayığı değildir.
Vatanımızı, cumhuriyetimizi, demokrasimizi, parlamenter sistemimizi, özgürlüklerimizi, hukukun üstünlüğünü, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi canımız pahasına korumak zorundayız.
Pazar günkü seçimin önemi buradan geliyor…
…………………………
Herkese hakaret etmeye alışmış olan Erdoğan için “İnşallah Ekmeleddin Bey’i de amiyane sözcüklerle hedef almaz ve ağzını bozmaz” diye düşünüyordum.
Bahse konu günlerde Erdoğan AKP’li, Fethullah Gülen de cemaatçi olarak pek sıkı fıkı idiler….
Cemaat taşeron görevi yapıyordu, Erdoğan da işveren görevi.
İşaret Erdoğan‘dan gelirdi, infaz ise cemaatten…
Silivri’de görülen bütün davaları gözünüzün önüne getirin; yargılamanın nasıl seyredeceği ve kimlerin içeri alınacağı günlerce önce yandaş gazetelerde ve televizyon kanallarında yayınlanırdı…
Erdoğan dahil, iktidar mensupları da hemen numara yapardı:
-Yahu bu bilgileri ve isimleri basına kim veriyor Allahaşkına!
Baktılar ki halk yemiyor, üzerine gitmediler ve ipin ucunu bıraktılar.
Davaya ilişkin olarak kim içeri alınacaksa sabahı iple çeker, bir yandaş gazeteden sabah durumunu öğrenirdi…
“Arandığını yandaş basından öğrenip teslim olan epey insan var” derler…
………………………..
Uzun hikâye…
Ama mutlaka anlatılması gereken tarihi değeri olan bir serüven…
Devletin nasıl çökertilme sürecine itildiğini on yıl önce görememiş olabiliriz; AKP’lilerin de göremediği Efkan Ala‘nın daha dün yaptığı “Devlete sızmışlar, her yere girmişler” itirafından da anlaşılıyor…
Ancak bugün kötü günlere sürüklendiğimizi mutlaka görmeliyiz ve bu gidişe dur demeliyiz…
Türkiye, birinin keyfi, saltanatı, hırsı ve öfkesi yüzünden çağın dışına düşemez. Ülkemizin ve milletimizin, bölünmesine, parçalanmasına, soyulmasına izin veremeyiz.
Türkiye, israftan, kinden ve yanlış politikalar yüzünden batıp giden hanedanın saltanat kayığı değildir.
Vatanımızı, cumhuriyetimizi, demokrasimizi, parlamenter sistemimizi, özgürlüklerimizi, hukukun üstünlüğünü, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi canımız pahasına korumak zorundayız.
Pazar günkü seçimin önemi buradan geliyor…
…………………………
Herkese hakaret etmeye alışmış olan Erdoğan için “İnşallah Ekmeleddin Bey’i de amiyane sözcüklerle hedef almaz ve ağzını bozmaz” diye düşünüyordum.
Hatta, Ekmeleddin Bey’e hitap etmeden önce ne olur ne olmaz diyerek ağzını antiseptik bir suyla çalkalayıp konuşacağını bile hayal ediyordum…
Duma duma dum…
Yanılmışım…
Öyle olmadı; dünyanın en çelebi insanlarından biri olan Ekmel Bey hakkında da ileri geri konuştu, söylenmedik laf bırakmadı…
Çarşamba günü SÖZCÜ gazetesi iki adayı kıyaslamış…
18 noktada yapılan araştırmaya baktım. Devlet adamlığı dahil, birinde bile Erdoğan öne çıkamıyor.
Erdoğan kendini aday gösterdi, Ekmel Beyi ise 10 parti…
Erdoğan sadece Türkçe biliyor, Ekmel Bey 5 dili konuşup yazıyor.
Erdoğan bir yüksek tahsil şüphelisi, Ekmel Bey profesör, Harvard’da kürsüsü var
Erdoğan’ın hakkında yolsuzluk iddiaları var, Ekmel Bey’de böyle iddialar yok…
Erdoğan’ın çocukları şaibeli, Ekmel Beyin çocukları tertemiz…
Erdoğan’ın mal varlığı dudak uçuklatıyor, Ekmel Bey’in ki sade
Erdoğan Kur’an okur, Ekmel Bey hafızdır ve Kur’anı ezbere okur…
………………………
Diyeceğim o ki, 10 Ağustos’u bu kıyaslamadaki bilgiler ışığında iyi değerlendirelim ve sonucu 2. tura bırakmayalım….
İnsanlığı, vatanseverliği, devlet umuru görmüş olması ve sağlam ahlâkı, Ekmeleddin İhsanoğlu‘nu Çankaya’ya taşıyacaktır inşâllah!!.
Duma duma dum…
Yanılmışım…
Öyle olmadı; dünyanın en çelebi insanlarından biri olan Ekmel Bey hakkında da ileri geri konuştu, söylenmedik laf bırakmadı…
Çarşamba günü SÖZCÜ gazetesi iki adayı kıyaslamış…
18 noktada yapılan araştırmaya baktım. Devlet adamlığı dahil, birinde bile Erdoğan öne çıkamıyor.
Erdoğan kendini aday gösterdi, Ekmel Beyi ise 10 parti…
Erdoğan sadece Türkçe biliyor, Ekmel Bey 5 dili konuşup yazıyor.
Erdoğan bir yüksek tahsil şüphelisi, Ekmel Bey profesör, Harvard’da kürsüsü var
Erdoğan’ın hakkında yolsuzluk iddiaları var, Ekmel Bey’de böyle iddialar yok…
Erdoğan’ın çocukları şaibeli, Ekmel Beyin çocukları tertemiz…
Erdoğan’ın mal varlığı dudak uçuklatıyor, Ekmel Bey’in ki sade
Erdoğan Kur’an okur, Ekmel Bey hafızdır ve Kur’anı ezbere okur…
………………………
Diyeceğim o ki, 10 Ağustos’u bu kıyaslamadaki bilgiler ışığında iyi değerlendirelim ve sonucu 2. tura bırakmayalım….
İnsanlığı, vatanseverliği, devlet umuru görmüş olması ve sağlam ahlâkı, Ekmeleddin İhsanoğlu‘nu Çankaya’ya taşıyacaktır inşâllah!!.