MEMLEKETTE rezalet ve kepazelik diz boyu olduğu için konu da bitmiyor, haber de…
Rezalet Arapça bir sözcük, alçaklık demek. Utanç veren anlamına da geliyor ve maskaralık anlamında da kullanılabiliyor…
Kepazelik ise kepaze kökünden türeyen bir sözcük, Farsça’dan dilimize girmiş, niteliksiz, değersiz anlamında…
Aşağı yukarı aynı anlama gelen bu iki sözcüğü son yıllarda çokça kullanır olduk. Bana sorarsanız bunun nedeni, toplumun çivisinin çıkmış olması.
Onu da ekleyim, elbet de çivi kendiğinden çıkmıyor, hasta ruhlar tarafından çıkarılıyor!
Kısa geçiyorum; memleketin temel taşlarını açılım, yeni Türkiye ve yeni demokrasi diyerek yerlerinden oynattılar. Meydanı boş bulan da, yasa masa tanımaz oldu ve başına buyruk hareket etti…
Geldik bugüne….
……………………..
Güneydoğu’da kürtçe tedrisat yapılmasını isteyen bölücüler, özel okul açtı. Şerefsizler yetinmedi, devlet okullarına saldırdılar, derslikleri yaktılar, birkaçını da işgale kalkıştılar…
Güvenlik güçleri açılan okulu mühürledi…
Bölücüler mührü söktü, devlet yeniden mühürledi, onu da söktüler…
Güçsüzlüğümüze bakınız, mühürleri sökenler hakkında hiçbir işlem yapılmadı…
Bir yurttaş kazara mühür fekketse yakasına yapışılır; kural oldu, Güneydoğu’da aynı işi yapan alkışlanır…
………………………
Cizre’deki olayı görenler başka yerleşim yerlerindeki okullara da el koymaya kalkıştı.
Ortalıkta devlet yok, devlet görevlileri de yok ya… Herhalde iktidar valilere “Aman ha çözüm sürecini bozmayın” yönünde talimat vermiş olmalı ki kimse olana bitene karışmadı…
Şimdilik mühürlemekle göz boyuyorlar…
………………………..
Rezaleti görüyor musunuz!?
Ne usta, ne yamakları, ne şakşakçıları konuya eğiliyor. Sadece söyledikleri “Çözüm süreci önemli” mealinde lâflar, yani lâf-ı güzaf!
21. Yüzyıl Türkiyesi’nde yaşanan bu ve benzeri olayların, “Yeni Türkiye” sloganı tutsun diye müsamahayla karşılanması, iktidarın en büyük yanlışlarından biridir.
İçeride ve dışarıda insanlar konuşuyormuş…
Elbet de konuşurlar…
İktidar, terör konusunda kendisinden beklenen mücadeleyi yapmadığı için lisan-ı münasiple uyarılamaz mı?
Uyarıyoruz diye kızıyorlar, mosmor kesiliyorlar.
Şunu hâlâ anlayamadılar gitti; terörle kol kola girerek ona son vermek mümkün değildir…
Bir kere daha yineleyelim; terörü sonlandırmaya götürecek bir yol haritası da dünya yüzünde henüz yoktur. Böyle bir harita oluşturacak kadar aptal devlet de şimdiye kadar çıkmamıştır.
Teröristle devlet aynı çuvala girerse sonucu tahmin zor olmaz…
…………………………
Tayyip Bey, Türkiye’yi teröristlere kol kanat gerdiği iddiasıyla eleştiren yabancı kaynaklara kızgınlığını ağır bir ifadeyle gösterdi ve bu yönde yayın yapanları alçak, edepsiz ve âdi ilan etti…
Bu çıkışı “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” olarak değerlendiriyor ve yazar arkadaşların konuyu ele alırken dikkatli olmalarını öneriyorum.
Haberiniz olsun, alçaklığın, edepsizliğin ve âdiliğin kapsamı da, çizgileri de değişti…
* * *
TAYYİP Bey ISİD çetesine mensup yaralıların Türkiye’de tedavi edildiği haberini de yalanladı. İşin garip tarafı, böyle bir yalanlamayı neden Cumhurbaşkanı yapıyor da Başbakan yapmıyor…
İşte önemli bir soru…
Yalanlamaya yanıt Mersin’de bir hastanede görevli hemşire yurttaşımızdan geldi:
-Biz onları burada tedavi ediyoruz, onlar iyileşir iyileşmez kafa kesmeye gidiyor…
Bu açıklamadan sonra Tayyip Bey‘in yüzü renkten renge girmiş olmalı…
İnkâr, gerçeği değiştirir mi…
Son kararnameyle Hatay’a atanan Kocaeli Valisi Ercan Topaca, Dilovası ilçesinden minibüslere doluşan dinci tiplerin ISİD’e katılmak üzere hareket ettiğini söylememiş miydi.
Hem de “Seyahat özgürlüğü var, biz nereye diyerek engelleyemezdik ki” cümlesini kullanarak ikrar etmişti. İşte o vali şimdi ISİD’e açılan kapımız Hatay’da görev yapacak.
Hatay, özgürlükçü vali yüzüden yol geçen hanına dönebilir…
* * *
ALLAH‘ın bildiğini kuldan neden saklayım. Sanatçı Volkan Konak‘ı gözüm hiç tutmuyordu.
Son tavrına tanık olunca yanıldığımı anladım; âkil insan sıfatına tav olup Tayyipçi kesilen nice sanatçıdan çok erkek, mert, sözüne güvenilir çıktı.
Trabzonspor kongre üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı…
Olayın nedeni belli…
Yalakalar, Akyazı stadına Recep Tayyip Erdoğan adının verilmesi için baskı kurunca Volkan karşı çıktı ve Tayyip Bey ile camiasının, yani AKP’nin Trabzonspor’un emeğinin üzerine bastığını söyleyerek ayrılma kararı verdi…
Trabzonspor Başkanı sessiz kaldı; zırt pırt konuşan adam bu istifa üzerine dilini yutmuş papağana döndü anlaşılan…
Yalakalık de gelişti, yeni şekil aldı değerli okurlar; Tayyip Bey’in gözüne girmek için adını her yere veriyorlar…
Sadece onun adını değil, AKP’li büyüklerin (!) de adları sebil gibi…
Üniversite, okul, hastane, cami, yol, semt, sokak isimleri, hepsi onlardan…
Bir de köhne Osmanlı’dan…
Bu bencillik 21. Yüzyıl Türkiyesi’ne hiç yakışmıyor…
Memleketi marifetmiş gibi ilkellikle Arap ülkelerine, Afrika ülkelerine, Hindistan’a, Pakistan’a, Bengladeş’e benzettiler; dünya da bizi bu ülkelerle birlikte anıyor artık!!