MHP lideri Devlet Bahçeli, twitter’dan yaptığı açıklamada, Bingöl’de şehit olan polislere rahmet diledi.
Bahçeli, son günlerde Türkiye’de yaşanan olaylara ilişkin düşüncelerini paylaştığı açıklamada, yaşananların tesadüf olarak görülmemesi gerektiğini söylererek; ‘Türkiye korkunç olaylara, akıllara durgunluk veren, gören ve duyan herkesi karamsarlığa iten çalkantılara sahne oluyor.
Vatan, bir ucundan diğer ucuna kadar mel’un ve müptezel emellerin hücum ve hışmına uğruyor. Damarlarında tarihin nabzı atmış, çağlara Türk-İslam mührünü vurmuş büyük bir ecdadın ahfadı şiddet aracılığıyla teslim alınmak isteniyor. Şehirlerimiz yanıyor, bayrağımız yakılıyor, milli servetimiz yağmalanıyor,
insanlarımız arasına düşmanlık tohumları saçılıyor. Bugünlerde yaşadıklarımız hazin bir tesadüf olarak görülmemeli. Çözüm ve barış diyenler teröre ve şiddete hizmet edenlerden başkası değil. Şehitlerimiz arka arkaya geliyor, bayrak parçalanıyor, Atatürk büstleri hedef alınıyor, hain yüzler ise korkusuzca Türkiye’ye meydan okuyor. 26 Eylül günü, polis memurlarımız Fatih Sağır’ı, Mustafa Aslan’ı, Eyüp Emre Kan’ı teröre kurban vermiştik.
Dün de, Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve yanındaki emniyet görevlilerine PKK tarafından şerefsizce suikast düzenlendi. Emniyet Müdürümüz yaralanırken, yardımcısı Atıf Şahin ve koruma polisi Hüseyin Hatipoğlu teessürle ifade ediyorum ki şehit oldular. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, ailelerine ve aziz milletime başsağlığı temenni ediyorum’ diye konuştu.
‘SUSADIĞIMIZ AYDINLIĞA, HASRET KALDIĞIMIZ HUZURA KAVUŞMAMIZI KİMSE ENGELLEYEMEYECEKTİR’
MHP lideri Bahçeli, üç gün içinde ülke genelinde 37 kişi çıkan olaylarda hayatını kaybettiğini söyleyerek şunları kaydetti; ‘Vahşet diz boyu, katiller acımasız, hükümet gaflet ve dalalet içinde. Yüzü kara, gönlü kir, vicdanı taş gibi katı suçlularla özgürlük, çözüm, barış ve demokrasi konuşanlar millete hesap vereceklerdir. İzlediğimiz acıklı sahnenin perdesi inecektir. Susadığımız aydınlığa, hasret kaldığımız huzura kavuşmamızı kimse engelleyemeyecektir.
Sabır, Sırat Köprüsü’ne benzer. Geçmesi zordur, ama sonu hayır, selamet ve güzelliktir. Metanet ermişlerin yüreklerindeki mescit gibidir. Azim ve irade milletin gönlünde yanan bağımsızlık ateşinin kıvılcımıdır. Milli ve müstakim bir duruş, dürüst ve şuurlu bir mizaç, seziş cehdiyle çerçevelenmiş karakter, kararlı bir dil ümitsizliği kefenleyecektir.
Çağını ve çevresini aşan dev bir tecessüsün mirasçısıyız. Temiz bir vicdanın, halis bir imanın sahipleriyiz. Bunun için korkuya yer yoktur. Hain projeler ve gayri milli politikalarla paslanmış, büyük oranda yabancı tasallutu altında bulunan güruha geleceğimizi rehin bırakamayız. Türkiye’yi çerden çöpten temizlemek, milli birlik ve dirlik ruhunu tekrar canlandırmak manevi bir sorumluluk, tarihi ve insani bir görevdir.
Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif’in şu dizeleri sanki bugünler için söylenmiş dev bir çağrı, kutlu bir davettir: Ki dinlemezseniz elbette mahvolur millet. Sizin felâketiniz: tarumar olan vahdet. Eğer yürekleriniz aynı hisle çarparsa, eğer o his gibi tek bir de gayeniz varsa, düşer düşer yine kalkarsınız, emin olunuz. Demek ki birliği te’min edince kurtuluruz, o halde vahdete hail (engel) ne varsa çiğneyiniz! Bu ayrılık da neden? Bir değil mi her şeyiniz? Birlik çeşmesinden içenler rahmete, tefrika zehrinden beslenenler azaba düşecektir. Mutlaka, tarihin doğru tarafında duranlar kazanacaktır.’