Bütçe görüşmeleri sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, “Başbakanlık bütçesinden cumhurbaşkanlığı sarayı yapılıyor” dedi.Bütçenin delik-deşik olduğunu vurgulayan Günal, “Kamu Gözetim Kurumu ne iş yapar” diye sordu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Kamu İhale Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun 2015 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Başbakanlık için ayrılan bütçeden Cumhurbaşkanlığı sarayı yapıldığını, yedek ödeneklerin de keyfi olarak kullanıldığını, bunun bütçe hakkının gasp edilmesi anlamına geldiğini söyledi.
İmar Planı usulsüzlüklerinin Sayıştay Raporundan kaçırıldığını, mahkemeden dönen imar planının aynı şekilde yeniden onaylandığını belirten Günal; aynı şekilde özelleştirme yolsuzluklarının da her seferinde mahkemeden döndüğünü, artık tesislerin geri alınması gerektiğini söyledi. Ayrıca torba kanunda korsan maddeyle kişiye özel ihale düzenlemesi yapıldığını söyleyen Günal, son olarak DSİ’ninhem denetim standartlarını koyan hem işin niteliğini belirleyen, hem de ihaleyi de veren birim olmasını eleştirdi ve “Kamu Gözetim Kurumu ne iş yapar” diye sordu.
BAŞBAKANLIK BÜTÇESİNDEN CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI YAPILIYOR
i60Günal’ın konuşmasının özeti şöyle: Sayıştay’ın denetim raporundaki eleştirilerinin neredeyse tamamına cevap vermişsiniz ama bulguların en önemlisi yani yedek ödenek ödenekle ilgili kısmı pas geçtiniz. Bari bir iki cümle etseydiniz de suçluluğunuzu kabul ettiğinizi gösterseydiniz.Neden en önemlisi yedek ödenek? Çünkü TBMM’nin bütçe hakkını, bütçe yedeğini savunması gereken Maliye Bakanlığı’dır.
Sayıştay eğer “35 milyarlık bir ödenek var ve eğer bunun ayrıntısı 1 milyarı bulmuyorsa, siz ekstradan 34 milyarlık bir tutarı harcıyorsanız, en azından kendi çıkardığınız düzenlemelere de uygun olarak bunun ayrıntısını bize verin.” Diyor.Bize de “Siz bunu isteyin Meclis olarak.” diyor. Biz Meclis’te Maliye Bakanı yetkilidir, o aktarır, döndürür diyeödenek veriyoruz ama bir taraftan da bizim bütçe hakkımız gasp edilmiş oluyor. “Ak saray, kaçak saray” diye işin siyasi boyutunu tartışmıyorum ama Başbakanlık binası olarak yapılan ve Başbakanlığa yatırım transfer ödeneği olarak verdiğimiz şey nasıl oluyor da bir anda Cumhurbaşkanlığına tahsis edilir? Biz o bütçeyi geçen sene Başbakanlığın bina ihtiyacı var diye verdik. Bu iş nereye gidiyor?
Yaptığımız bütçe ne oluyor? O zaman herkes kafasına göre alsın, Maliye Bakanlığının yaptığı binaya da Başbakanlık konarsa ertesi sene Maliye Bakanı nerede oturacak? “Verilen ödenek nereye gidiyor, ne oluyor? Aktarırken de bunlar yerinde kullanılacak mı?” diye bu tarz işler öncelikle bütçe açısından Maliye bakanlığı tarafından denetlenmeli.
Döner Sermaye Kanununun düzenlenmesi gerekiyor. Örneğin 4,2 milyarlıkSağlık Bakanlığının bütçesinin 1,3 milyarı, yani yüzde 30’u döner sermayeden. Tamam, lazım olabilir ama o zaman bizim bütçe hakkımız ne olacak?Bunun bir usulü, olması lazım. Bu döner sermayelerle ilgili genel düzenlemeyi kim çıkaracak? Bir yönetmelik, kanun düzenlemesi olması gerekiyor. Ondan dolayı yapamıyoruz diyeSayıştaya mazeretlerini vermişler. Hikayeden torba kanunlarla onun bunun rantının peşinde koşacağımıza önce uygulamalardaki eksikleri tamamlayın!
İMAR PLANI USULSÜZLÜKLERİ SAYIŞTAY RAPORUNA GİRMİYOR!
Başka bir sorun daha var. Bu imar planları, tadilatları, kıyı alanları, Sayıştayın yaptığı bu şeyler önemli. Belediyeye devretmişsiniz, vs. diye onlarca mazeret söyleyebilirsiniz, Sayıştay raporunun Rapor Değerlendirme Kurulu’nun kuşa çevirdiği halinde bile “sonuç olarak” diye başlayan kısmındabile bu kadar bulgu geliyorsa burada bir sorun var demektir.
Bedelsiz kullanımlara devir, taşeronlara devir, üçüncü şahıslara devir gibi tespitler var. Burada sizin göreviniz hazine olarak, Maliye olarak, malın sahibi olarak buradan usule uygun da yapılıyor olsa hak edilen geliri almanız lazım. 5 liraya belediyeye veriyorsunuz “Belediye kullansın, bu da kamu kurumudur.” diye. Adam 15 liralık yeri 5 liraya örnek olarak kullanıyor. Burada işin kullanımının ötesinde özellikle kıyı alanındaki yerlerde belli kişilere çıkar sağlama çok daha fazla. Sadece büfe meselesi değil, imar planlarıyla ilgili de birçok şey var,birçok yer dolduruluyor.
Mahkemeye gidiyor, mahkemeden dönüyor, yıkılıyor, yıkılamıyor, tıraşlanıyor, tıraşlanamıyor derken bir sürü şey geçiyor. Ama öyle bir şey oluyor ki mahkeme iptal ediyor ama sonra yine aynı imar planı geliyor. Aynı imar planı hiçbir şey olmamış gibi, içeriğinden dolayı bozulan şeyin şekil şartı düzeltilip onaylıyor, nasıl olacak? O arada hukuki bir boşluk oluyor, o arada malı götüren götürüyor. Danıştaydan görüş istiyorlar, oraya soruyorlar, buraya soruyorlar, bu devlette bir sürü yolu var. Dolayısıyla, bunlara dikkat etmek lazım.
KAMU GÖZETİMİ KURUMU NE İŞ YAPAR? DSİ HEM İŞVEREN HEM İŞİ DENETLEYEN OLABİLİR Mİ?
Denetim yetkisi standartları, bir taraftan standardını koyup bir taraftan da diğer işlemleri yapıp bu kurumlara altyapı hazırlamakKamu Gözetimi Kurumunun görevlerinden bir tanesi. Şimdi, bir kurum hem denetim standartlarını belirler hem işin niteliğini belirler hem ihalesini verir mi? Maliye Bakanımıza şöyle sorayım; Siz, A şirketinin, B şirketinin hangi yeminli mali müşavirlik firmasıyla çalışacağına, hangi bağımsız denetim şirketiyle çalışacağına karar verebilir misiniz? Veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, A yapı şirketinin hangi yapı denetim firmasıyla çalışacağına karar verebilir mi?
Ama Türkiye’de böyle garabet var, torbanın içerisine koyduğunuz başka bir haramı. DSİ her işi kendisi yapıyor, standartları da kendisi belirliyor. Özel şirketlerin, su yapıları denetim şirketlerinin de ihalesini DSİ kendisi yapıyor kimin işleri yapacağına dair. Böyle bir şey olur mu? Onun görevi sadece hazırlamak da değil, sizin ve EPDK’nın hazırlayacağı denetim standartlarıyla ilgili altyapıyı hazırlamak olması gerekmez mi?
Hem işveren hem işi denetleyen hem standartlarını koyan aynı kurum olabilir mi? Parasını da özel şirketler veriyor, DSİ vermiyor, devlet vermiyor. Benim parasını verip kendimi denetlettireceğim bir şeyin ihalesini kamu kurumu olarak siz nasıl yaparsınız?
Yeni geçti kanun, DSİ’de şu anda yönetmelik çıkmış. Yönetmelik aykırı diyeiptal edildi, torba kanunda DSİ’yle ilgili çıkan hüküm var, ona istinaden de işlemlere devam ediyorlar. Yani, ihaleyi açacak, 10 tane firma belirleyecek, diyelim ki herkes gidip o 10 firmadan hizmet almak zorunda alacak. Olması gereken ne? Su yapıları denetim şirketlerinin standartlarını belirlemek, ona uymayan şirketleri kapatmak, uygun olan herhangi bir şirkete de benim, sizin, onun, bunun denetim yaptırması, değil mi?