MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye karşı Tunceli’ye gidemeyeceği yönünde tahrik edici çağrıda bulunduğunu ifade etti.
Davutoğlu’nun bölgeyi ziyaret etmeyi üstünlük olarak görmesinin ilginç olduğunu dile getiren Yeniçeri, “AKP’li yöneticilerin kendileri için çizdiği sınırla muhalefet için çizdiği sınırın farklı olduğunu bu sözler açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.
Türkiye’de iki il arasındaki yolun 26 gün süreyle terör örgütü tarafından kesildiğini, çadırlarda yargılama yaptığını, teröristlerin 5 ayrı yerde özerklik ilan ettiğini anlatan Yeniçeri, şunları söyledi:
“Davutoğlu bütün bu olan biteni seyrediyor, görevini yapmıyor. Davutoğlu, bunları cevaplaması gerekirken ‘bölgeye falan parti gidemiyor’ diye suçlama yapacak duruma geçiyor. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin ülkeyi getirdiği yer kaostur. ‘Burada muhalefet niye yok’ diye utanmazca açıklamada bulunuyorlar. Bölgede önce devleti bütün kurum ve kurullarıyla işleteceksiniz, sonra bu sözleri söylemeyi hak edeceksiniz. Ülkenin belli bölgelerini girilemez, devlet otoritesi işlemez hale getiren sizsiniz.”
Yeniçeri, Türkiye’nin hiçbir kentine ya da bölgesine özel anlam yüklenemeyeceğini vurgulayarak, “Diğer illere yapılan ziyaretler ne anlama geliyorsa Tunceli’ye yapılan ziyaretler de aynı anlama gelecektir. Devlet Bahçeli Tunceli’ye, Davutoğlu’nun yaptığı gibi arkasına devleti alarak, asker ve polis kontrolü altında gitmemiştir, milletle gitmiştir” diye konuştu.
Dört eski bakan hakkındaki Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine yayın yasağı getirilmesini de eleştiren Yeniçeri, AK Parti iktidarında yasakların adeta kural haline geldiğini öne sürdü.
Açıklık, halkın bilgi edinme hakkı ve basın özgürlüğü gibi kavramların demokrasinin olmazsa olmaz değerleri olduğunu dile getiren Yeniçeri, şöyle devam etti:
“Bunu bir biçimde halk duymasın, üstünü örtelim, önce uyutalım, sonra unutalım’ şeklinde algı devreye sokulmuştur. Bakın AKP iktidarı hangi konuları konuşmaktan bizi mahrum etmiş. Dört bakanla ilgili yolsuzluk ifadelerini yazmak yasak, Reza Zarrap’ın dosyasıyla ilgili haber yapmak yasak, 17-25 Aralık tapelerini yazmak yasak, Bingöl’de şehit edilen iki polis, Hakkari’de şehit edilen 3 askerle ilgili haber yapmak yasak, Suriye’nin düşürdüğü F-4 uçağıyla ilgili yayın yasak, 52 kişinin öldüğü Reyhanlı bombasını yazmak yasak, MİT TIR’larının durdurulması olayıyla ilgili yayın yasak, IŞİD konsolosluğumuzu basmasını yazmak yasak, Erdoğan’ın ofisinde çıkan böcekleri yazmak yasak. Ne serbest? Erdoğan’ın ‘kadının fıtratı başka, erkeğin fıtratı başka’, ‘madencilerin fıtratında ölüm var’ sözlerini, Amerika’yı Kolomb keşfetmedi, Tayyip Erdoğan keşfetti, buna benzer söylemleri konuşmak çok serbest.
AKP’nin onca yolsuzluk iddiaları karşısında değiştirdiği yargıç, oluşturduğu mahkemelerden takipsizlik kararı alması kendilerini temize çıkarmaya yetmedi, bu defa da soruşturma komisyonun çalışmaları için yasak kararı aldırdı. Bu aşamadan sonra bu komisyonun adı aklama, paklama, saklama komisyonudur. İktidar yolsuzlukları kabul ettiğini ortaya koymuş, yolsuzluk AKP’nin kimliği haline gelmiştir.”