Ergun KAFTANCI
YUH yani, bu kadar da olmaz…
Sultanlar (!) sarayları paylaşıyor, şehzadeler ise sarayların para basan müştemilâtlarını…
İstanbul’u görmüş herkes bilir; Yıldız Parkı’ında üç köşk vardır. Biri Çadır Köşkü adıyla anılır, diğeri Malta Köşkü. Üçüncüsü ise bir şâledir, yani av köşkü…
Padişahlık döneminde Beşiktaş, Ortaköy, Boğaz’ın sırtları ve Ayazağa filan gibi semtlerde beton yığınları yoktu, doğa da henüz tasalluta uğramamıştı…
Bölge av alanıydı, yani avlak…
Şâle Köşkü de avlanmaya çıkan padişahın yorgunluk gidermesi için yapılmıştı.
Bugün Yıldız Parkı‘nın içinde fazladan bin kişilik bir de restoran bulunuyor. Müdavimleri para babası kalburüstü eşhas…
O işletme şimdi, yerden yere vurduğu AKP kervanına hangi yüzle katıldığını anlayamadığımız demokrat (!)Süleyman Soylu‘nun amca oğlunun eline geçti. İhaleyle filan değil, “Hâmil-i kart yakınımdır” yoluyla…
İşletme para basıyor.
Meclis’e bağlı…
Buna rağmen durumu Meclis Başkanı Cemil Çiçek bile yeni öğreniyor…
Dolmabahçe Sarayı’nda da bir kafeterya varmış, adı Kule. Gidip görmedim ama öğrendim, işletmesini Kadir Topbaş‘ın kuzenleri kapmış. Kadir Bey, Tayyip Bey’in halefi, yani suyun başına getirilen “Kardeşimiz”.
Küçüksu Kasrı‘nı iyi bilirim; gençliğimizde Küçüksu rağbet gören bir mesireydi, sıkça giderdik. O kasrı hayranlıkla seyrettiğimiz olmuştur…
Bugün orada da, insanların damağına ve midesine hitap eden bir tesis var, işletenler de Albayrak soyadını taşıyor. Kim olduklarını uzun boylu anlatacak değilim. Şu kadarını söyleyim onlar da AKP’li…
Değerli okurlar, acı ama gerçek; Caddebostan‘dan başlayıp taa Tuzla‘ya kadar uzanan doldurma sahil yolunun iki yanındaki yeşil alana belediye tarafından yaptırılan kafeterya, büfe, lokanta ve hatta tuvaletlerin işletme hakkını alanların neredeyse tamamı AKP yandaşı…
Halkın ve devletin neyi varsa hepsine el koymuşlar, paylaşıyorlar…
Çıkar söz konusu olunca ortada ne Allah korkusu kalıyor, ne Müslümanlık. Yasalardan da korkmuyorlar ve el ele tutuşarak nemalanıyorlar…
Bence, korkusuzca rantiyeden nemalananlar hasta, tedavi edilmeliler; zira mideleri doysa gözleri doymuyor…
………………………
Geç de kalsa Çiçek olaya el koymuş, bu tesislerin durumunu saptamak üzere bir tahkikat komisyonu oluşturulmasını istemiş, Sayıştay‘ı da göreve çağırmış…
Bunlar iyi gelişme…
Tahkikatın siyasal iktidar tarafından kesinkes engelleneceği kanısındayım.
Sayıştay’ın, Yargıtay’ın ve diğer yargı kurumlarının hükümlerini kulak ya da göz ardı eden bir iktidar, ülkenin kaymak tabakasının AKP’lilerle yandaşları tarafından yenilip yutulmasına engel olur mu hiç!
………………………
Meclis Komisyonu’nda Beştepe’deki kâşanenin – Cumhurbaşka Sarayı diyorlar- yuttuğu paraya ilişkin görüşmeyi oturuma katılmayarak engelleyen zihniyet, yürüttüğü rant politikasından vazgeçer mi sanıyorsunuz…
İktidar, biri kadın iki AKP’li vekilin danışmanları, özel kalemleri ve şoförleri üzerinden uyguladıkları hırsızlık metoduna “Gık” ını çıkarmaz ve böylece sütü bozuk öteki vekilleri de çalıp çırpmaya özendirirse hangi tahkikatten bahsedebilirsiniz ki…
………………………
Ülkeyi paylaştılar…
Herhalde rant haritası da yapmışlardır…
Neyi nereden kim kaldıracak, ne kadar parayı, arsayı, yeşil alanı, işletmeyi, tesisi indire gandi yapacak kesinkes saptanmıştır…
Vekiller rant peşinde demek de herhalde suç sayılmayacaktır!