Babür Hüseyin ÖZBEK
Güzel havalarda, süt liman sularda herkes denizi sever. Hele ucundan bacağından biraz da tuzlu su ile haşır – neşir olmuşsa o kişiler konuşur, atar tutarlar. Aslına bakarsanız kıyılarda dolaşmıştır, sığlıklardan derinlere – açık denizlere hiç mi hiç gitmemiş, gidememiştir. Ben denizciyim diyor, ama Cebelitarık’tan Akdeniz dışına hiç çıkmamış, okyanuslara pruvadan bodoslama tekne ile vurmamış. Çevremdeki denizciler, bunların bitmek tükenmek bilmeyen yalancı, uydurma, tatlı su maceralarını dinlemekten sıkıldıklarından yakınıyorlar. 28 Aralık 2014 öğleye doğru yabancı haber kanalları Adriyatik Denizi’nde iki kazadan bahsederken, bu olayları Türkiye akşama doğru ancak haber alıp, konu hakkında bilgilenebildi. Biz kara toplumuyuz, bize göre deniz ve denizcilik öncelikler arasında yer almıyor.
PATRAS’DAN ANCONA’YA
Yunanistan’ı denizden İtalya’ya feribotlarla bağlayan Patras Limanı’ndan Türkiye saati ile 01 00’da kalkan İtalyan bandıralı, İtalyan kaptanın yönettiği Norman Atlantic feribotunda başlangıç ne kadar da iyi idi, ancak 24 saatlik seyrin 8’inci saatinde yangın çıktı. Adriyatik’te de bir yoğunluk var, deniz kazalarına hep hazır olmalı.
Feribotta 422 yolcu, 56 mürettebat toplam 478 kişi ile 200 kadar araç var. Yolculukta rota İtalya’nın Adriyatik’deki Ancona Limanı. Daha seyrin başları. Arnavutluk – Yunanistan sınırı karşılarındaki ünlü Korfu Adası’nın 45 deniz mili (83 km.) kuzey batısında (Othani Adacığı Burnu) yakınlarında seyir halinde çıkan yangın hızla gemiye yayılıyor… Hava şartları kötü, rüzgarında etkisi ile sürüklenirken feribotta önce panik ve ardından korku hakim oluyor.
“Norman Atlantic” feribotu 5 yıl önce İngiltere’de inşa edilmiş, 850 yolcu kapasiteli, 186 metre uzunluğunda, 26 905 ton ağırlığında, genç ve denize elverişli bir tekne.
Kaza mahalli İtalya’dan çok Yunanistan’a daha yakın. Zira burası Atlantik veya Hint Okyanusu değil, bölgeye İtalyan ve Yunan yardım gemileri ve helikopterlerin müdahalesi gecikmiyor. Ancak istenilen çabukluk ve güven yok; yarınlar için bir itimat telkini de yaşanmıyor.
Güvenilir kaynak İtalyan Corriere del la Sera gazetesi aynı gün internet sitesinde; “Norman Atlantic feribotu ile seyahat eden hatırı sayılır sayıda yolcunun 2 yıl içinde, güvenlik tedbirlerinin yetersizliği ile ilgili şikayet baş vurularını yetkililer neden dikkate almadılar?…” diye bir iddia ile giriş yaptı. Vahim bir suçlama.
Daha 9 gün önce 19 Aralık 2014’te yapılan kontrollerde gemide eksiklerin olduğu, bu eksiklerin sonucunun da bilinmediği, “Denize elverişlilik belgesi” tamamlanmadan seyre çıktığı gibi berbat bir suçlamada tartışılan konular arasında…
Sonuçta hem teknik, hem de personel hataları içeren, ucuz atlatılmış bir deniz faciası yaşandı.
RAVENNA LİMANI AĞZINDAKİ YOĞUN SİS
Aynı gün gene İtalya’da Ravenna Limanı girişinin 2 deniz mili açığında Beliza bandıralı Lady Aziza isimli kargo gemisi ile Türk kargo gemisi Gökbel çarpıştı. Türk Süvari Kamil Murat Kantoğlu’nun yönetimindeki 11 mürettebatlı Türk gemisi çok kısa sürede sulara gömüldü, battı. Kayıplar ve ölüler verdi.
Bu şehre iki defa denizden, bir kerede Venedik’e havayolu ile gelip, oradan da kara yolu ile limanda tahliyesi bitmiş kalkışa hazır gemiye katıldım. Eski tarihi bir şehirdir. Ancak liman giriş – çıkışını sevemedim, sevmedim, ürkütücü ve zor bulurum. Liman girişinde şehrin kale duvarları sizi ta uzaklardan karşılar. Sokaklarında geçmişten izler taşır.
Ravenna bir zamanlar Roma İmparatorluğuna başkentlik yapmış, Hun İmparatoru Atilla bu şehre 14 yaşında (M.S.409) gelmiş 5 veya 8 yıl kalmış, eğitim görmüş, Latince öğrenmiştir.
***
Her iki kazada da yoğun personel ve teknik hatalar zinciri var. Eksiklerine rağmen denize elverişlilik belgesi nasıl verildi, söylenip yazılanlar ne kadar doğru? Personel acil durumlarda ne yapacağını bilmiyor. Güvertede yetkili kaptan yolcuları sakinleştirecek, paniği önleyecek tedbirleri almaktan uzaktı. Yolcular: “Filikalar indirilemedi, kurtarma ameliyesi eğer açık denizlerde, okyanuslarda olsa idik yardım edecek gemiler gelene kadar çok yanma, boğulma ve ölümler olurdu.” diyorlar. Teşhis ve tespitler doğru.
Batan Türk kargo gemisi Gökbel’e gelince; liman girişinde 2 deniz mili açıklarda seyrediyor, diğer gemide aynı yerde; biri limandan çıkıyor, diğeri giriş yapıyor; iyi de sise rağmen bu çağda radar denen mükemmel bir seyir cihazı var. Neyi nasıl müdafaa ederseniz edin, az veya çok güvertede de personel hatası var ve hatta görevi ihmal söz konusu.
Ravenna, Avrupa Birliği’nin 40 büyük limanından biri. Ancak bu bölgede deniz trafiği yetersiz. Gemiler limanı terk edip kılavuz kaptan gemiden ayrıldıktan sonra hak getire, kimse ne yapacağını bilmiyor ve çarpışma vukuu buluyor. Hem de hemen liman ağzında.
Denizde kaza olur, görünmez kazalar da olur; ama “bu kör kör parmağım gözüne” gibi bir şey.
Ravenna’yı severim, ama liman giriş – çıkışını değil…
Bir de gerçek var; biz denizcilerin Türkçede kullandığı kelime ve terimlerin çoğu İtalyanca’dan gelmedir.
Seyirde olanlara dileğim: “Bahtınız açık, denizleriniz sakin, pruvanız neta olsun.”