MHP Manisa Milletvekili ve Soma Maden Faciasını Araştırma Komisyonu üyesi Erkan Akçay, komisyon raporuna ilişkin MHP’nin yazdığı muhalefet şerhiyle ilgili Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Soma’daki facianın Türkiye ve dünya kamuoyunda derin bir infial uyandırdığını, Türkiye’deki maden faaliyetlerinin ciddi olarak sorgulanmasını gerektirdiğini kaydetti.
MHP Manisa Milletvekili ve Soma Maden Faciasını Araştırma Komisyonu üyesi Erkan Akçay, “Soma’daki maden faciası önlenebilir bir vakadır. Dolayısıyla olayın vuku bulması sonrasında kullanılan ‘fıtrat’ ifadesi insan fıtratına aykırıdır” dedi.
Akçay, komisyon raporuna ilişkin MHP’nin yazdığı muhalefet şerhiyle ilgili Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Soma’daki facianın Türkiye ve dünya kamuoyunda derin bir infial uyandırdığını, Türkiye’deki maden faaliyetlerinin ciddi olarak sorgulanmasını gerektirdiğini kaydetti.
Komisyon raporunun “iktidar partisinin sorunları ve sorumlularını halının altına saklama gayretinin bir yansıması” olduğunu savunan Akçay, hukuki ve idari yönden sorumlu ararken komisyon raporunun bir teknik bilgi yığını olarak ortaya çıktığını söyledi.
Komisyon raporunun “suya sabuna dokunmadan hükümeti maden facialarının sorumluluğundan kurtarmak istediğini” öne süren Akçay, şunları ifade etti:
“Dönemin Başbakanı, ‘sen bu ülkenin Başbakanı’na yuh çekersen tokadı yersin’ derken komisyon raporu hayatını kaybeden maden işçilerinin ailesine adeta tokat atmıştır. Başbakanlık müşaviri olan bir kişi Soma’da vatandaşımızı tekmelerken, komisyon raporu, bu tekme tokatlardan, devlet ricalinin beyanlarından etkilenmiştir.
Soma’daki maden faciası önlenebilir bir vakadır. Dolayısıyla olayın vuku bulması sonrasında kullanılan ‘fıtrat’ ifadesi insan fıtratına aykırıdır. Bu denli büyük faciaların yaşanması günümüzün üretim standartlarında mümkün değildir. Dolayısıyla Soma maden faciasının ve diğer maden kazalarının sorumlusunun kim olduğu komisyon raporunda gizlenmek istense de sorumlular bütün açıklığıyla ortadadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, MİGEM, TKİ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı facianın idari ve hukuki sorumlularıdır. Bu kurumlar kanunlarda kendilerine verilen görevleri yerine getirmiş olsaydı facia önlenebilirdi.
Komisyon raporunda yetki var ama sorumlu yoktur; olay var ama fail yoktur; ihmal var ama ihmalkâr yoktur. İktidar hem suçludur hem güçlüdür.”