MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, basına yönelik operasyon sonrasında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tutuklanmasına tepki göstererek “Gerçek terör örgütü ile görüşenler, bunu masum görenler, bir dizi ve senaryodan terör örgütü çıkartıyor. Bu durumda her şeyden çıkartabilirsiniz. Meteoroloji haberlerinden bile çıkartabilirsiniz.” diye konuştu.
Basına yönelik 14 Aralık operasyonu sonrasında bir senaryodan yola çıkılarak bir tutuklamanın söz konusu olduğunu kaydeden MHP Grup Başkanvekili Vural, “Siyasetçiler önce hüküm verecek, yargı ondan sonra yargılayacak. Dünyanın neresinde görülmüş öyle bir şey?” diye sordu. Aynı günde gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın adli kontrolle serbest bırakılırken Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tutuklanmasına tepki gösteren Oktay Vural, Meclis’te yaptığı değerlendirmede “Adama sorarlar; Neden birisini tutukluyorsun, diğer için adli kontrol kararı veriyorsun? Böyle bir mantık olabilir mi? Bu kişi (Hidayet Karaca) kendi isteğiyle geldi. Burada bir haksızlık var. Vicdanlara sığmayan yargı olmaz.” diye konuştu.
“MAKUL ŞÜPHE ARACILIĞIYLA İNSANLARIN DÜŞÜNCELERİ SORUŞTURULUYOR”
Sürecin siyasi amaçlı yargının hareket etmesi olduğunu vurgulayan Oktay Vural, “Elinize geçirdiğiniz çoğunlukla, hukuka darbe vurarak, ‘makul şüphe’ aracılığıyla insanların düşüncelerini soruşturmak. Böyle bir şey olmaz.” ifadelerine yer verdi. Beş yıl önce işlenmiş bir suç varsa bunun beş yıl boyunca gündeme getirilmemiş olmasının da suç olduğunu kaydeden Vural, bir diziden ‘terör örgütü’ çıkamayacağının altını çizdi. Vural, “Gerçek terör örgütü ile görüşenler, bunu masum görenler, bir dizi ve senaryodan terör örgütü çıkartıyor. Bu durumda her şeyden çıkartabilirsiniz. Meteoroloji haberlerinden bile çıkartabilirsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
“HÜR DÜŞÜNCEYİ BASKI ALTINA ALAN BİR ANLAYIŞ”
Diziden ‘terör örgütü’ çıkartılmasına tepki gösteren Oktay Vural, bunun sanat ve düşünceye bir darbe olduğunu ifade ederek, “Kültür ve sanatın dayandığı hür düşünceyi baskı altına alan, insan fıtratını reddeden bir anlayış var. Önceden hüküm veriyor, mahkum ediyor ondan sonra yargı çalışıyor. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyenlerin insanı yaşatacak hayat damarlarından koparttığını kaydetti.