MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında bazı uluslararası kuruluşların özgürlüklere ilişkin yayınladığı raporlarda Türkiye’nin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, “Osmanlı Türkçesi ya da eski Türkçe dediğimiz birikimin mutlaka bizim gençliğimiz tarafından irdelenmesi, algılanması, anlaşılması lazım. Osmanlıca’yı öğrenmeleri dünkü babalarının vasiyetlerini, yaptıklarını, ortaya koydukları tecrübeleri kavramaları anlamına gelecektir” dedi.
Yeniçeri, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında bazı uluslararası kuruluşların özgürlüklere ilişkin yayınladığı raporlarda Türkiye’nin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Freedom House’un 2014 yılı basın özgürlüğü raporuna göre, Türkiye’nin kısmen özgür ülkeler kategorisinden, özgür olmayan ülkeler kategorisine düştüğünü, internet özgürlüğü raporunda ise Rusya’dan sonra en fazla puan kaybeden ülke durumunda olduğunu ifade eden Yeniçeri, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yolsuzluk algı endeksinde de Çin’den sonra ikinci konumunda bulunduğunu ileri sürdü.
Yeniçeri, “Türkiye özgürlükler konusunda dibe vururken AKP iktidarı hala özgürlükleri daha da kısacak yasal değişikliklere gidiyor. Son çıkarılan HSYK yasası ve onun ardından komisyona gelen İç Güvenlik Yasa tasarısıyla özgürlükler giderek kısalmaktadır” dedi.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yeniçeri, Milli Eğitim Şurası’nda gündeme gelen zorunlu Osmanlıca dersine ilişkin soru üzerine, kendisinin de yaklaşık 1,5 yıl önce buna ilişkin bir kanun teklifi verdiğini hatırlattı.
“Milli Eğitim Şurası böyle bir karar alınmışsa, bizim teklifimizden 1,5 yıl sonra, doğru bir iş yapmıştır” diyen Yeniçeri, bu konunun AK Parti politikalarına bakarak değerlendirmemek gerektiğini söyledi.
Yeniçeri, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir insanın Türkiye’de entelektüel olabilmesi için mutlaka Osmanlı arşivlerine, birikimlerine vukuf olması lazım belli ölçüde. Herkes ezbere konuşuyor. Dolayısıyla da Osmanlı Türkçesi ya da eski Türkçe dediğimiz bu birikimin mutlaka bizim gençliğimiz tarafından irdelenmesi, algılanması, anlaşılması lazım. İngiliz kültürünü okuyorsunuz ama milyonlarca kendi kitabınızı, kaynağınızı okuyamıyorsunuz. Arşivlere girip inceleme şansınız olmuyor. Kimlerden öğreniyorsunuz? Çevirmenlerden. O çevirmenlerin doğru çevirdiğini nereden biliyorsunuz? Bizi kültürümüzle, tarihimizle buluşturacak bizi dünle buluşturacak her türlü tavrı bizim şimdiden geliştirmemiz gerekiyor. Hiçbir zararı yok. İnsanların Osmanlıca’yı öğrenmeleri dünkü babalarının vasiyetlerini, yaptıklarını, ortaya koydukları tecrübeleri kavramaları anlamına gelecektir.”
Yeniçeri, bu uygulamanın eski Türkçe’ye geçiş anlamına geleceği görüşünün ise tamamen spekülasyon olduğunu belirtti.
HDP’lilerin zorunlu Osmanlıca dersine olumsuz yaklaştıklarının hatırlatılması üzerine de Yeniçeri, “HDPlilerin aklı kesmez” ifadesini kullandı.
Bazı sanatçıların Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ilişkin açıklamalarının da sorulduğu Yeniçeri, sanatçıların ideolojilere endekslenmemesi gerektiğine işaret etti. Yeniçeri, “Muhalefet oraya sarf edilen paraları soruyor. Siz saray yaparken Ermenek’teki köylünün ayağındaki lastiğin yırtık olmaması lazım” dedi.
Yeniçeri bir başka soruyu yanıtlarken de iktidarın ülkenin doğusunda kontrolü kaybettiğini ileri sürerek, “Hükümet seçim için Türk vatanının ve milletinin birliğine ve bütünlüğüne kast eden davranışlara göz yumuyor. Orada kamu güvenliğini sağlayınız. Sağlatamıyorsanız, PKK terör örgütüne imkan sağladığınız, onların halk üzerinde etkinliğini artırdığınız, bölgenin bir kısmında egemenlik hakkını terör örgütüne devrettiğiniz gerekçesiyle topunuzun hakkın işlem yapılacaktır. Ey Davutoğlu, ey Efkan Ala, ey Tayyip Erdoğan. Sarayı marayı bırak. Bugünün Saraylısı haline gelmenin manası yok, bölgeye bak” diye konuştu.