Ergun KAFTANCI
BİRİLERİ ya hırsızlıktan vazgeçmeli, ya müslümanlıktan…
Zira ikisi bir arada, asla ve kat’a olmaz…
Keza birileri yalan söylemekten, ağzını bozmaktan, insanları tehdit etmekten, baskı altına almaktan kaçınmalı.
Evet; ya bunları yapmaktan vazgeçmeli, ya müslümanlıktan…
Birileri ya yolsuzluk yapmaktan vazgeçmeli ya müslümanlıktan…
Bitmediiii; ya rüşvet yemekten vazgeçmeli ya müslümanlıktan…
Devamı da var; ya mal edinme hırsından ve yetim hakkı yemekten vazgeçmeli ya müslümanlıktan…
İslam’da cebir, şiddet, küfür, baskı, işkence, bireyin hakkını yemek, gırtlağına sarılmak, hukukunu boğazlamak ve masumu suçlu ilan etmek gibi insanlık onurunu zedeleyen işler yoktur…
Birileri bunları ya üstlenmekten vazgeçmeli ya müslümanlıktan…
Bizi yönetmeye kalkmış olanlar ya İslâm’sız iman, imansız İslâm olmaz diyerek tam bir müslim olmalı, ya da müslümanlıktan tamamen vazgeçmeli!
Mü’min, “Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstün olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır” gerçeğini (Âl-i İmran, 3/19) kavramalı ve İslam’ı gerektiği gibi yaşamalıdır…
Tekrarlıyorum; birileri ya bu gerçeğe bağlı yaşamalı, ya da müslümanlıktan vazgeçmelidir…
Dünyada en makbul hal, iman üzre olmaktır; öyle olalım ve müslümana yakışır biçimde yaşayıp ahretimizi hazırlayalım…
Umarım bizi yönetenler dediklerimizi dikkate alacaktır!
* * *
KREDİ ve Yurtlar Kurumu’na ait öğrenci yurtlarında tam 314 bin öğrenci kalıyor. O nedenle yurtlar tıkış tıkış, insanlar üst üste, alt alta…
Ayda 120 lira ödeyen öğrenciler barınma sorununu bu yolla çözüyordu…
Bundan sonra ne olur bilinmez; bir kısım öğrenci yurtlardan çıkmak zorunda kalabilir. Çünkü aylık ödeme yüzde 75 zamlanarak 220 liraya yükseltildi.
Herhalde beş altı arkadaş bir araya gelerek ucuz evlere çıkıp barınma sorununu çözecek; ev sahipleri inşallah gençlere yardımcı olur ve evlerini açar diyorum…
196 üniversite kurarken aklımız neredeydi diye düşünüyorum; neden yurt sayısını yüksek tutmadık.
Yurt işletmeciliği bir hizmettir; bu hizmete zam yapmak da yanlıştır. Bu gibi konuları devletin sübvanse etmesi lazım. Kâşaneler yapıp, pahalı uçaklar, otomobiller, mobilyalar alacağımıza o paraları sübvansiyon amaçlı kullansaydık iyi olmaz mıydı?
Lüksten vazgeçmiyoruz, Allah’tan beyleri deniz tutuyor da lüks yat almayı düşünmüyorlar. Denize de girmediklerine göre, efendilerin tuzlu su macerası yok!
Şaka bir yana sokakta kalan gençler olabilir. Bunlar son zammı protesto edebilir. O gün ülkede huzursuzluk yaşanabilir. Çünkü polis tarafından potansiyel suçlu sayılan çocukların derdest edilmesi olasılığı var; buyrun
yeni bir kargaşaya!
* * *
HUBER Köşkü halen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Bey‘in kullanımında…
Villası yapılıp bittiğinde oraya taşınacak…
Gül çifti o güne kadar köşkün keyfini çıkaracak
Sonra?
Tayyip Bey köşkü belki birilerine tahsis eder veya kendi kullanmaya başlar. Malûm, muhterem debdebeden ve lükse düşkünlükten vazgeçmiyor…
Saraylar, bildiğiniz gibi TBMM Başkanlığı’na bağlı; Başkan Cemil Çiçek onlarla ilgili ne yapmayı düşünüyor öğrenebilsek…
Bir de yeni haber vereyim; Beştepe kâşanesine çelik kasalı odalar yapılıyormuş. Bu kasalarda ne korunacak acaba!?
…………………………
Adı yolsuzluk ve rüşvet olayına karışan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler‘in oğlu Barış Güler‘in Ankara’daki evine kira olarak ayda 40 bin ödediği açıklandı. Türk lirası değil, dolar; bir insanın bu kadar yüksek kira ödemesi için ayda en az 250 bin dolar kazanması lâzım…
Barış oğlumuz Reza Zarrab‘ın danışmanı, yani akıl hocası; muteşem bir zekâya sahip olmalı ki bu kadar ya da buna yakın maaşı havada kapıyor…
Bravo derim ben Barış’a, yeminle söylüyorum, işini biliyor…