Nevin Taşlıçay: “Bu destanı yazarken cephede şehit düşen 300.000 asker ve kanını feda eden yüzbinlerce gazinin yanında kahraman Türk Kadını da yer yer cephede kurşun sıkarak, yer yer hastanelerde savaşın açtığı yaraları kapatarak, çoğu zaman da evinde, köyünde, cepheye gönderdiği erkeğinin yükünü üstlenerek büyük fedakârlıklarda bulunmuştur. Bu nedenle gözün gördüğü, tarihin yazdığı, cephedeki Çanakkale’nin yanında, bir de, isimsiz bir destan olarak Kadınların Çanakkale’si yatmaktadır.”
“Çanakkale Zaferi, can çekişen bir imparatorluk içinde Türk Milleti’nin ebedi cesaret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, sömürgeci devletlere göstermiştir.” diyen MHP Kadın Kolları Koordinatörü Nevin Taşlıçay, “Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı” münasebetiyle yazılı bir Basın Açıklaması yaptı.
Taşlıçay’In açıklaması şu şekilde:
Türk Milleti, tarihinde, varlığını müdafaa etmek için pek çok mücadele içerisine girmiş, maruz kaldığı her saldırının karşısında dimdik durmuş, üzerinden planlanan kötü oyunları savuşturmuştur.
Bundan tam 100 yıl önce elde edilen Çanakkale Zaferi, milli hafızamızda yer etmiş en mühim mücadelelerimizden biri ve dirilişimizin örneğidir.
100 yıl önce bugün, Anadolu topraklarında yaşamış herkes; işgal ordularına karşı tek yürek, tek millet bilinciyle, birlik içinde, vatan toprağını savunmaya koşmuştur.
Batı’nın sömürgecileri, işgal etmeye geldiği Anadolu yurdunda karşısında etten bir duvar bulmuş, henüz adım dahi atmadan kağıt üstünde paylaşmaya kalktıkları topraklardan tek bir cevap almışlardır: ‘Çanakkale Geçilmez!’
Türk Milleti, iki asır süren hazin bir gerilemeye Çanakkale’de son vermiştir. Milletimizin anayurdunu koruma konusundaki azmi, vatan ve ulus sevgisi tarihte olduğu gibi mevcudiyetini göstererek, işgalcilerin teknolojik ve askeri üstünlükleri karşısında sapasağlam durmuş ve bu toprakların kaderini kökten değiştirmiştir.
18 Mart günü, Türk ulusu genci ve yaşlısı ile tek bir uğurda canlarını vatan toprağına siper etmeye koşmuştur. Bu destanı yazarken cephede şehit düşen 300.000 asker ve kanını feda eden yüzbinlerce gazinin yanında kahraman Türk Kadını da yer yer cephede kurşun sıkarak, yer yer hastanelerde savaşın açtığı yaraları kapatarak, çoğu zaman da evinde, köyünde, cepheye gönderdiği erkeğinin yükünü üstlenerek büyük fedakârlıklarda bulunmuştur.Bu nedenle gözün gördüğü, tarihin yazdığı, cephedeki Çanakkale’nin yanında, bir de, isimsiz bir destan olarak Kadınların Çanakkale’si yatmaktadır.
Çanakkale Muharebesi’ne sadece bir savaş olarak bakmak imkânsızdır. Çanakkale Zaferi, can çekişen bir imparatorluk içinde Türk Milleti’nin ebedi cesaret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, sömürgeci devletlere göstermiştir. Çanakkale, ortaya konan yiğitlik, fedakârlık, disiplin ve ‘ulus’ bilinci ile de Milli Mücadele dönemine rehberlik etmiştir. Burada ortaya çıkan milli birlik ve bağımsızlık ruhu geriye Türk’ün varlığını özgürce haykırdığı bir Türkiye Cumhuriyeti bırakmıştır. Bu diriliş ruhu uygar Türkiye’nin kuruluşuna ve yükselişine imkan vermiş ve ülkemizi 21. yüzyıla bölünmez bir bütünlük içinde taşımıştır.
1915 Çanakkale’de, cephede kazandığımız zafer, bugün de Anadolu’nun yüksek medeniyet yolundaki mücadelesine ışık tutmaktadır. O gün cepheye koşan askerin cesareti bugünün gençlerine, o gün Türk Kadını’nın gösterdiği özveri bugünün kadınlarına, o gün düşmanı korkutan birlik şuurumuz bugünün politikacılarına örnek olmalıdır.
Çanakkale bir yönüyle de, milli kurtuluşumuzun timsali Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum!” sözleriyle vücut bulan, Anadolu insanının koşul tanımaz cesareti ve kararlılığını tüm dünyaya ispat ettiği gündür.
‘O gün’ tüm dünya Türk Milleti’nin anayurdu konusundaki hassasiyetini, ‘bıçak kemiğe dayandığında’ gösterebileceği cesareti ve birlik olma inancını öğrenmiştir.
Yine tüm dünya bilmelidir ki bayrağını dikip yurt bellediği her toprak parçasında adalet, hoşgörü ve barışı tesis eden Türk Milleti’nin karakterinde hürriyet vardır. Türk Milleti, vatanının bölünmez bütünlüğü ve özgürlüğü söz konusu olduğunda en zorlu savaşlara atılmakta bir kez olsun tereddüt etmeyecek ve ne pahasına olursa olsun vatan-millet ülküsünü sonsuza dek koruyacaktır.
Unutulmamalıdır ki;
‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.’ Bize şehitlerimizin emaneti olan bu kutsal topraklar ve bu toprakların parçası olan aziz Türk Milleti ilelebet bir bütün halinde kalacaktır.
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 100. Yıl dönümünde başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aziz vatanımızın savunması için canları pahasına mücadele etmiş Kadın, Erkek tüm kahramanlarımıza Türk Milleti adına şükranlarımızı sunuyor, şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum.
Ruhları şad olsun.