Savaş şartlarını özetleyen Genel Başkan Öz, bu süreçte daha 1915’ten çok önce Ermeni çetelerin çeşitli yerlerde örgütlendiğini ve emperyal güçlerden destek aldığını belirtti. Öz, Osmanlı’nın en zor zamanlarından birinde de Ermenilerin isyan ettiğini, pek çok saldırı ve katliamlara giriştiğini belirtti ve Türk milletinin buna karşılık nefsi müdafaa olarak sevk ve iskanı yani tehciri seçtiğini söyledi.
TÜRK OCAKLARI’NDAN ADANA’DA ERMENİ MESELESİ SEMPOZYUMU
Türk Ocakları Genel Merkezi ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin İşbirliğiyle Adana’da “Tarihi, Siyasi ve Hukuki Yönleriyle Ermeni Meselesi” sempozyumu düzenlendi. Sempozyuma Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün yanı sıra alanında uzman akademisyenler katıldı.
Seyhan Otel’de düzenlenen programa halkın katılımı da yoğundu. Program öncesinde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün getirdiği Ermeni Meselesi sergisi açıldı.
Programın açış konuşmasını Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz yaptı. Genel Başkan Öz, konuşmasına 1915 yılının tarihimizdeki önemine değinerek başladı.
1915’in Birinci Cihan Harbi’nin , Çanakkale Savaşları’nın yüzüncü yılı olduğunu aynı zamanda da sözde soykırım iddialarının da odaklandığı tarih olduğunu ifade eden Genel Başkan Öz, o dönemde emperyal güçlerin Anadolu’da ve Ortadoğu’da oynadığı oyunların benzerlerinin bugün yine oynandığını söyledi.
“İTTİHAT VE TERAKKİ SONUNA KADAR OSMANLI’NIN DAĞILMAMASI İÇİN ÇALIŞTI”
Osmanlı’nın son dönemlerindeki yaşananları anlatan Genel Başkan Öz, Ermeniler üzerinde büyük oyunlar oynandığını ifade etti.
Günümüzde milletimizin bu olayların çarpıtılması yoluyla yanlış yönlendirildiğini, özür dileme hatta sözde soykırımı tanıma gibi kabul edilemez işlerle meselenin çözüleceğine inandırılmaya çalışıldığını ifade eden Genel Başkan Öz, bu noktada İttihat ve Terakki’nin de haksız eleştirildiğini ifade etti.
Bazı odakların “İttihat ve Terakki Türkçülük yaptı o yüzden Osmanlı dağıldı” propagandası yaptığını söyleyen Genel Başkan Öz, bunun doğru olmadığını İttihat ve Terakki’nin sonuna kadar bütün unsurlarıyla Osmanlı’nın dağılmaması için çaba sarf ettiğini belirtti.
“TÜRK MİLLETİ TEHCİRLE NEFSİ MÜDAFAA YAPTI”
Savaş şartlarını özetleyen Genel Başkan Öz, bu süreçte daha 1915’ten çok önce Ermeni çetelerin çeşitli yerlerde örgütlendiğini ve emperyal güçlerden destek aldığını belirtti. Öz, Osmanlı’nın en zor zamanlarından birinde de Ermenilerin isyan ettiğini, pek çok saldırı ve katliamlara giriştiğini belirtti ve Türk milletinin buna karşılık nefsi müdafaa olarak sevk ve iskanı yani tehciri seçtiğini söyledi.
“ÖLDÜRÜLEN TÜRKLER İÇİN KİM ÖZÜR DİLEYECEK?”
Genel Başkan Öz Ermeni meselesi hakkında çalışan pek çok uzman olduğunu bunların arasında özellikle Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve Prof. Dr. Yusuf Sarınay’ın büyük hizmetler yaptıklarını ve önemli arşiv belgelerinin yayınlandığını belirtti.
Bu belgelerde öldürülen 500 binden fazla Türk’ün olduğunu ve bunlarla alakalı hiç kimsenin özür dilemediğini ancak geçen yıl Ermenilere bir taziye mesajının yayınlandığını hatırlattı. “Türk milletinin büyük bir millettir ve yaşadığı acıları ortaya dökmeyi sevmez” diyen Genel Başkan Öz, buna karşın haklı olduğumuz davayı en iyi bir şekilde anlatmamız gerektiğini ifade etti.
“HİÇ KİMSE TÜRK MİLLETİNE SOYKIRIMCI DİYE HAKARET EDEMEZ”
Ülkemizde maalesef birilerinin sürekli çalışmalar yaptığını ve sözde soykırımı milletimize tanıtmaya çalıştığını belirten Genel Başkan Öz, bunun Türkiye’de yapılmasının özellikle Türk milletine hakaret olacağını ifade etti.
“Türk milletinin tarihinde soykırım gibi bir utanç asla yoktur” diyen Genel başkan Öz, hiç kimsenin Türk milletini böyle bir töhmet altına atamayacağını buna karşı milletimizin gereken önlemleri alması gerektiğini belirtti.
Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz’ün konuşmasının ardından kürsüye Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü geldi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de Adana’nın da Ermeni mezalimini bizzat yaşadığını, babaannesinin babasının, Ermeniler tarafından öldürülürken eşinin de Kars’ta, Ermenilerin zulmünden kaçan aileden olduğunu belirtti.
“İHANET EDENLERE VERECEĞİMİZ BİR CEVAP OLACAKTIR”
Türkiye’nin doğusundan güneyine iki ailenin de Ermeni mezalimini iliklerine kadar yaşadığını savunan Sözlü, şunları kaydetti:
“Ama birileri de çıkıyor, özür diliyor. Benim adıma niye özür diliyorsunuz ki? ‘Ergene hanım boşamak kolay’ diye bir laf var. Bir şey görmemiş, bir şey çekmemişsiniz.
Yaşadığınız rahat, konforlu mahfillerde bizim adımıza ahkam kesiyorsunuz. Dünden bugüne bir çok üniversite ev sahipliği yaptı.
Bilgi Üniversitesi bizatihi. Sabancı Üniversitesi’nden de televizyonlardaki oturumlarda gördünüz. İkisinin adı da Türkçe. Ya adınızı değiştirin ya da milletin genel haklarını korumak üzere bir duruş ortaya koyun. İhanet ederseniz elbette bizim de vereceğimiz bir cevap olacaktır.”
Sözlü, 1915’te Ermenileri kullanan zihniyetin, bugün de siyasi Kürt hareketinde yar aldıklarını söyleyenleri kullandığını öne sürerek, “Siyasi Kürt hareketi, onların misyonuna soyunmaktadır. Onlar, dünden bu zamana kardeşçe yaşadıkları topraklarda huzuru bozmamak üzere bir tercih yapmak ya da duruşlarını yeniden gözden geçirmek zorundadırlar” dedi.
“TEHCİRİ TASVİP ETMİYORUM” DİYENLER OSMANLI’YI SATMIŞTIR”
Ülkemizde Osmanlı, Osmanlıca gibi meseleler kullanılarak Cumhuriyet düşmanlığı yapıldığını ifade eden Sözlü, bunun Ermeni meselesinde de gün yüzüne farklı bir şekilde çıktığını ifade etti.
Bugün Osmanlı üzerinden Cumhuriyete saldıranların yarın Osmanlı’yı da sırf Türk olduğu için satacağını belirtti. Başbakan Davutoğlu’nun Dış işleri bakanı olduğu dönemde Ermenistan’da “Tehciri tasvip etmiyorum” dediğini söyleyen Sözlü, bunu söyleyen kişinin Osmanlı’yı sattığını Osmanlı’nın nefsi müdafaasını sattığını ifade etti.
Ermeni meselesi hakkında bu gibi kamuoyu yaratan çalışmaların yapılmaya devam etmesi gerektiğini belirten Sözlü, Türk Ocakları’na bu çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Sözlü’ye konuşmasından sonra Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz tarafından Hüseyin Sözlü adına çekilmiş bir tuğranın olduğu bir tablo ve Türk Yurdu Dergisi’nin son sayılarından oluşan bir seti hediye etti.
Ardından Açış Konferansını vermek üzere kürsüye MHP Grup başkanvekili ve Türk Tarih Kurumu eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu geldi.
“ÖNCE TÜRK’E TÜRK’ÜN PROPAGANDASINI YAPMAK ZORUNDAYIZ”
MHP Grup Başkanvekili ve Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “asılsız Ermeni iddialarına” ilişkin, “Önce Türk’ün Türk’e propagandasını yapmak zorundayız çünkü kendi kamuoyumuz Ermeni meselesini bilmiyorsa siyaseten çözmek zaten mümkün olmayacaktır” dedi.
Halaçoğlu, geçen ay İtalya Parlamentosu, geçen hafta da Avrupa Parlamentosu’na gittiğini, parlamenterlerle görüştüğünü, Türkiye’nin bu konunun anlatımında “yaya kaldığını” söyledi.
Halaçoğlu, 2 yıl önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında bu konuda neler yapılacağına dair düzenlenen toplantıda, Van isyanı ve Musadağ Ermenileri olmak üzere batının bildiği iki konuda ABD’de Holywood’da film çekilmesi için gerekli 60 milyon doların verilmediğini, broşür hazırlatılıp dünya parlamentolarına dağıtılması ve “asılsız Ermeni iddialarını” kabul etmiş parlamento mensuplarının ülkede ağırlanıp, Ermeni olaylarının yaşandığı bölgelere gezi düzenlenmesi fikrinin kabul edilmediğini öne sürdü.
“MECLİSTE ‘SOYKIRIM VAR’ DİYEN BİR PARTİ VAR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunda, TBMM’de, ‘soykırım var’ diyen bir partinin mensuplarıyla yan yana oturduklarını belirten Halaçoğlu, şöyle konuştu:
“Geçen gün HDP’den bir zat çıktı, ‘Türkiye soykırım yapmıştır’ dedi. Bunu, itiraz edip çevirttik, kaldırttık. Biz karşı çıkmasak hiçbirisi karşı çıkmıyor. TBMM’de ben karşı çıkmasaydım hiç kimsenin gıkı çıkmayacaktı. Şimdi düşünün, kendi parlamentomuzda bile konu tam olarak bilinmeyen bir mesele olarak duruyor. Haliyle bilinmediği için de herhangi bir faaliyet gösteremiyoruz.”
Türk kamuoyunun da o tarihlerde neler olduğunu bilmediğini savunan Halaçoğlu, “Öncelikle kendi kamuoyumuzu kesinlikle bilinçlendirmeliyiz. Birileri ‘Türk’ün Türk’e propagandasını yapıyorsunuz’ gibi bir takım safsatalar ileri sürüyor. Önce Türk’ün Türk’e propagandasını yapmak zorundayız çünkü kendi kamuoyumuz Ermeni meselesini bilmiyorsa siyaseten çözmek zaten mümkün olmayacaktır. Çünkü kamuoyu desteği almadan bir şeyi siyaseten çözmeniz mümkün değil” diye konuştu.
“BİZİM ELİMİZ SAĞLAM ALNIMIZ AKTIR”
Halaçoğlu, batılılara, tehcirin hangi sebeplerden yapıldığının iyi açıklanması, Ermenilerin, söylendiği gibi ölmediğini ve bunun da ABD, İngiltere belgeleriyle teyit edilerek anlatılması gerektiğini belirtti.
Türkiye’yi bu konuda suçlayanlardan aynı konuda medet umulmasının doğru olmadığına dikkati çeken Halaçoğlu, şunları söyledi:
“Bizim elimiz sağlamdır, alnımız aktır. Herhangi bir şekilde tarihimizde utanacağımız hiçbir şey yoktur.
O yüzden zaten biz, ‘Buyurun, tarihçiler komisyonu’ dediğimizde o anlı, şanlı devletler vazgeçiyor.
Ermenistan’a başvurduk, kabul etmediler. Bu defa BM’ye başvuralım, tüm devletleri davet edelim.
Ermeni meselesinde Türkiye’yi istedikleri kadar cendere içine sokmaya çalışsınlar. Avrupa Parlamentosuna söyledik,
‘Siz, soykırım kararı alırsınız biz, belgenizi geri iade ederiz. Siz, soykırım kararı alırsınız kenara atarız. Hiç bir hukuki değeri de olmaz’. Dolayısıyla biz kendimizden eminiz. Bizim atalarımız eğer ırkçı olsalardı bugün Balkanların hepsi Türkçe konuşuyor, hepsi Müslüman olurdu.
Daha doğrusu, eğer bizim ecdadımız ırkçı olsaydı dünya Türk olurdu.”
Halaçoğlu, bu söylemlere karşı tüm milletin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, bu durumun, ülkenin içindekiler tarafından yok edilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Halaçoğlu’nun ardından sempozyumun oturumlarına geçildi. İlk oturumun başkanlığını Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz yaptı. Oturumda Yrd. Doç. Dr. Ramazan Erhan GÜLLÜ Ermeni Sorununun Ortaya Çıkış Sürecinde İstanbul Ermeni Patrikhanesi konusunu, Prof.Dr. Yusuf Sarınay Ermeni Tehcirinin Sebepleri konusunu, Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur Ermenilerin Tehcirden Dönüşleri konusunu, Prof. Dr. Mustafa Çolak Alman Parlamentosu’nun Türkler ile Ermenileri Barıştırma Çabaları ve Arka Planı konusunu anlattı.
İkinci oturumun başkanlığını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Oturumda Doç. Dr. Nejla Günay Halep Vilayeti’nde 1909 Yılı Olayları konusunu, Doç. Dr. Recep Karacakaya 1909 Adana Olaylarının Basındaki Yansımaları konusunu, Prof. Dr. Kemal Çiçek 1909 Adana Olaylarını Yeniden Değerlendirme konusunu, Yrd. Doç. Dr. Süleyman HatipoğluMilli Mücadele Döneminde Çukurova’da Ermeni Terörü konusunu anlattı.
Üçüncü ve son oturumda, oturum başkanlığını Türk Ocakları Hars Heyeti Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sarınay yaptı. Oturumda Prof. Dr. Mehmet Şahingöz Kafkasya’da Rus ve Ermeni Mezalimi konusunu, Prof. Dr. Hikmet Öksüz Diasporanın Ermeni Kimliğini Ayakta Tutma Aracı: Propaganda konusunu, Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Uluslararası İlişkiler Açısından Ermeni Meselesi konusunu, Dr. Bahadır Bumin Özarslan Uluslararası Hukuk Açısından 1915 Tehciri konusunu anlattı.
Oturumların ardından program sona erdi.