Ergun KAFTANCI
ADAM kimdir, ne yer, ne içer…
Eşi doğuracak diye bir milyon üçyüz bine otomobil, bir milyona daire, beşyüz bine tekne alanı merak etmez misiniz…
Muazzam bir hediye, tutarı da 3 milyona yakın…
Eski paraya çevirirseniz trilyon…
Peki, kim bu muhterem; ne yer, ne içer, işi gücü ne…
Bir çırpıda trink diye bu parayı ödeyen, kim bilir ne kadar çok vergi vermiştir diye düşündüm.
Bu hediyelerin vergisi bile asgari ücretli yurttaşın yıllık gelirinden fazla…
……………………….
Kimsenin malında, servetinde gözümüz yok; olanın gözü çıksın inşâllah. Niyetimiz, zengini teşhir edip toplumu birbirine düşürmek de değil; gelir dengesizliğini göstermek, refahın tabana yayılmadığını söylemek…
AKP iktidarının lâfla yücelttiği ekonominin, izlenen politikalarla ne kadar yanlış, çarpık ve zümreler oluşturacak şekil aldığını anlatmak istedik…
İstedik ki Türkiye’de ekonomik dengenin sağlanmasına, uyarılar yaparak katkıda bulunalım…
Herhalde bulunduk diye düşünüyorum…
Hepsi bu!
* * *
BÖLÜCÜ terör örgütü militanları yakalanmıyor…
Yakalanmadıkları için de yargılanmıyorlar…
Yoksa onlara her yol serbest mi!?
………………………..
AKP iktidarı, Oslo-İmralı-Kandil üçgeninde gezinip müzakere adı altında oturduğu pazarlık masalarından galip çıkmak için, önüne konulan yol haritasına uymak zorunda…
Aksi halde, ballı badem gibi sunulan “Çözüm süreci” balonu fosss diye patlayacak…
İş elbet de olacağına varacak…
Yakındır…
Balon söner, AKP gider!
……………………….
Dikkat etmiş olmalısınız…
Masum insanları karalayıp yakalarına yapışmayı gelenek haline getirdiler. Oysa bölücü eylem yapanlara bir şey yok, onlar serbest hareket edebiliyor.
Polisin, “Teröristi görmezden gel” talimat aldığı yazıldı çizildi, bugüne kadar da yalanlanmadı.
Polis sanığı yakalamazsa savcı ve yargıç ne yapsın?
Eylemcilere bu koşullarda elbet de adli ve hukuki müdahale söz konusu olmaz. Olmadığı için, onlar da ülkede böyle cirit atar…
……………………….
Cemaat saplantısı, iktidarı heyulâ haline getirdi. Etliye sütlüye karışmamış bürokratlar suçlanmaktan korkar oldu; polisler, savcılar ve yargıçlar dahil, devlet hizmetindeki insanlar rahat değil.
Beri yanda yurttaşlar “Halka hizmet yerine iktidara hizmet eden görevliler ne zaman yakamıza yapışacak” endişesiyle yaşıyor…
Zerre kadar ilgisi olmayan herkesin her an “Seni gidi cemaatçi seni” denilerek yakasına yapışılabilir. Toplumu tedirgin eden cemaatin de, AKP’nin de, onlara kulluk eden densizlerin ve şerefsizlerin de Allah müstahaklarını versin!
………………………
Ülkeyi, el ele, kol ola, baş başa vererek berbat etmeleri ve ahaliyi birbirinden uzaklaştırmaları yetmedi mi!?
Kaplumbağa gibi olduk; evlerimiz kabuğumuz haline geldi, dışarı çıkmaya korkuyoruz; ne mal güvenliğimiz kaldı, ne can güvenliğimiz!
Bölücülerin üzerine gitmeyen siyasal anlayış, masum insanların üzerine gitmeyi gelenek haline getirdi. İnsanları, kapılarını çalıp götürmekten ayrı bir zevk alıyorlar. Bu, diktaya gidişin bir diğer işaretidir.
Kural evrensel; bir ülkede devlet, polis devleti haline gelirse oradan diktanın ayak sesleri yükselir…
………………………..
Kadere bakın…
Halkın, “İnlerine gireceğiz inlerine” diyen siyasal anlayış, o inlerde cemaatla birlikte bulunduğunu, ortaklık yaptığını ve “Ne istediler de vermedik” dediğini unuttu herhalde…
Kandırmacayı sürdürüyorlar…
Utanmıyorlar, “Yerseniz” diyorlar…
Yanıt tek kelimelik:
–Ye-me-yiz!
Bunu bilsinler, varsa şayet akıllarını başlarına toplasınlar…
* * *
İMRALI‘daki caniye “Sayın”, yandaşlarının şehit ettiği Mehmetçikler’e “Kelle” diyen muhterem, muhalefeti teröristlere “Terörist” dememekle suçlayınca pek komik duruma düştü…
Pekiii, teröristi paralel devlet haline getiren kim?
Önce bunun yanıtını vermeli!
…………………………
AKP’ye yandaş olmayan herkes, eli kanlı bölücülere “Terörist” demekle kalmıyor, yolsuzluk ve hırsızlık yapanlara da “Hırsız” diyor…
Bu kadar da değil; üstelik rüşvet yiyenleri de teşhirden geri kalmıyor…
Daha ne olsun…
…………………………
Siz hiç, AKP Genel Merkezi’nden ve Beştepe’den hırsıza hırsız denildiğini duydunuz mu; rüşvet yiyenler hiç kınandı mı; sıfırlanan milyonlar için “Bu paralar da ne, hesabı sorulmalıdır”diyen bir ses yükseldi mi…
Kâşaneye toplanan insanlara nutuk atmakla gerçekler gizlenebilseydi herkes muhterem gibi, halkın huzurunda alenen demagoji yapar, polemikten medet umardı…
………………………..
Bu tavıra, “Cin olmadan adam çarpmak” deniyor!
Gide gide gün geliyor, çarpan da çarpılıyor.