Ergun KAFTANCI
BADEM bıyıklıların saltanatı bakalım ne zaman sona erecek…
Sadece bilim adamlarının oy kullandığı rektörlük seçiminde, en çok oyu alan çağdaş profesöre darbeyi önce YÖKvurdu, ardından Erdoğan…
“Darbenin getirdiği kurum” diyerek karşı çıktıkları YÖK’ü, ilim dünyasına da badem bıyıklıların egemen olması için kullanmayı sürdürüyorlar…
Tayyip Bey, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne sandıktan birinci çıkan Prof. Dr. Raşit Tükel‘i atayacağına, tuttu ikinci çıkan Mahmut Ak’ı oturttu…
Oturttu da ne oldu diyeceksiniz…
Olan oldu; bir imam hatipli daha gençliğin geleceğine ipotek koymakla görevlendirildi.
Bundan sonra İstanbul Üniversitesi‘nde okuyan ve çağdaşlığı sahiplenen gençler, ders çalışmaya koşut olarak bir de badem bıyıklının sultasını yıkma gayreti gösterecek.
Yorucu…
……………………… ….
Tayyip Bey, etki- tepki ihtimalini dikkate alsaydı herhalde bu atamayı yapmazdı…
………………………… .
Birkaç üniversitenin daha rektörleri saptandı.
İstisnasız hepsi, siyasal görüş ve tercihlerine bakılarak o makamlara taşındı. Bilim dünyasında da“Yandaşlaştırma” aralıksız sürdürülüyor…
Dikkat etmiş olmalısınız, ülkeyi bütünüyle ele geçirme planını geniş alana yaymakla meşguller…
Koyacakları son nokta, Türk tipi başkanlık…
………………………… ..
Yandaş, candaş, yoldaş ve yalaka olmayan milyonların yurttaşlık hakları imam hatip egemenliğiyle ipotek altına alınmak üzere…
Bunu da, Beştepe’deki imam hatip mezunu sağlamaya çalışıyor…
………………………… ..
Cevat Rıfat Atilhan (*) sağ olsaydı bunların masonik bir yapıyı sahiplendiğini söyler, her makama imam hatip ağrlıklı AKP anlayışına sahip olanların atandığına dikkat çekerdi.
Hatta, uzmanlık dalı olan masonluktan örnekler vererek Beştepe’de yoğunlaşan egemen iradeyle masonluğun aynı kapıya açıldığını anlatırdı.
* * *
ISRAR ediyor:
-O çocuğun ekmek almaya giderken vurulduğunun belgesi var mı?
Muhalefete bağırıyor…
Var, Berkin’in elinden kaldırımın kenarına düşen ve yardıma koşan ilk kişi tarafından yerden kaldırılan ekmek…
Muhalefeti, Berkin Elvan‘ın ve ailesinin üzerinden siyaset yapmakla karalamaya kalkan Tayyip Bey, konuyu bu sallapati iddiayla gündeme taşıyarak Elvan ailesi üzerinden siyaset yapmış olmuyor mu?
Anayasamızın ve siyasal geleneğin cumhurun başına siyaset yapma izni vermediğini bile bile, merhum Berkin’in üzerinden AKP’nin oylarını tırmandırma gayreti, kim ne derse desin düpedüz siyaset yapmaktır ve üstelik de abesle iştigaldir…
Boş işlerle uğraşmayı meslek edinenlere bu tavır da hayırlı olsun…
* * *
ÇIKARDIKLARI İç Güvenlik Yasası’nın polisi ne halde getirdiğini gördük.
Adalet Sarayı’na -Saray lafını kullanmadan yapamıyorlar– aranmadan girmek isteyen avukatlara emniyet güçleri şiddet uyguladı…
Polise tanınan yeni hak ve görevler, iktidarın yasakçı ve baskıcı yöntemlerle ülkeyi yönetmeye çalıştığının göstergesidir.
Ne hukuk, ne yasalar, ne adalet, ne insanlık, ne yurttaşlık hakları…
Ne de toplumun can ve mal güvenliği kaldı…
Hepsi polisin insafına bırakıldı…
………………………..
Polisleri karalamıyorum; onlar emir kulu…
Onları yerli yersiz halkın üzerine salanlara lâfım; yasaklamaya, şiddete ve baskıya sığınmak hiçbir iktidarı ayakta tutmadı. Bunun, dünyada pek çok örneği var; yasağı, şiddeti ve baskıyı benimseyenler yıkılıp gitti. Son örneği önünde sonunda AKP ve Tayyip Bey olacak…
* * *
SEÇİME 31 parti katılacak…
Tabii yarıştan son dakikada çekilen olmazsa…
Meğer ne kadar da çok parti varmış…
Çoğunun ilkesi bilinmiyor; dostlar alışverişte görsün diye kurulmuşlar…
53 milyon seçmenimiz var; yurtdışında oy kullanacak yurttaş sayısı ise 3 milyona yakın, 2 milyon 800 bin küsur… Demek ki 56 milyona yakın seçmen sandık başına gidecek. Tabii seçmek gibi bir yurttaşlık görevinden kaçanlar olmazsa. Bu defa katılımın yüksek olması muhtemel… Zira 7 Haziran 2015 pazar günü Türk Milleti için önemli bir tarih; var olup olmamamız bu seçime bağlı…
……………………….
Seçim pusulasında 31 parti yerini aldı. Sıralamanın başında ne idüğü belirsiz Hür Dava Partisi var; 31’inci sırada ise Bağımsız Türkiye Partisi…
MHP 18’inci sırada…
Komşusu HDP; CHP ise 22’nci sırada, onun da yanında AKP var…
Tesadüfe bakın; milliyetçi partinin yanında bölücü kürtçü parti…
Keza CHP gibi çağdaş partinin yanında da tutucu AKP…
Yüksek Seçim Kurulu sırayı saptasaydı altında hinlik arardım…
Partilerin temsilcileri kur’aya katıldı; o nedenle bu yan yanalığa tesadüf diyorum…
Vardır bir hikmeti!
* * *
İKTİDAR partisinin örgütü, giderek izleyen ve dinleyen yurttaş sayısı azaldığı için, cumhurun başı nereye gitse kalabalıkla karşılaşsın diye adam toplama sürecini başlattı…
Şehit savcının evine taziyeye giden Tayyip Bey çıktığında nutuk atsın diye, AKP Başakşehir örgütü kapı kapı gezerek adam topladı…
Anlaşılan, iktidarın bindirilmiş kıt’aları da kalmadı…
………………………… .
Bu ve benzeri demarşlar hep AKP’nin oylarını arttırmak ve 400 milletvekilini sağlayıp anayasayı değiştirmek için…
Çünkü bu anayasa Erdoğan‘a göre darbe anayasası…
O halde değişmeli…
Yerine “AKP anayasası” gelmeli…
Kafasındaki kurgu bu!
………………………… .
400 vekili bulamayınca anayasayı değiştiremeyecek. O zaman ne yapacağını da söylüyor:
-Referanduma gideceğiz…
Buyursun gitsin bakalım…
Gitsin de boyunun ölçüsünü alsın…
…………………………
Bu anayasadan neden şikâyet ediyor onu da anlamak mümkün değil.
Anayasanın hükümlerine uymayan ve ettiği yeminin gereğini yerine getirmeyen Tayyip Bey’in yeni bir anayasaya ihtiyacı mı var…
Zaten istediğini yapıyor, söylüyor, mekânı ve zamanı seçiyor, gündemle çelik çomak oynar gibi oynuyor…
Peki sıkıntısı ne…
Hayalindeki Türk tipi başkanlığı da çoktan üstlendi…
Daha ne istiyor kuzum!?
* * *
AMERİKA‘da görev yapan gazeteci arkadaşım Vahap Yazaroğlu not düşmüş; önce İngilizcesini yazayım, demiş ki:
-The eyes are useless, when the mind is blind.
İngilizce bilenler tercüme etsin; ben “Açık gözlerin kör akla faydası olmaz” diye çevirdim, zaten Vahap da öyle çevirmiş…
Kör akıl yerine akılsız da diyebiliriz, aklını peynir ekmekle yemiş de…
Ya da doğuştan akılsız…
Hepsi yakışır!
* * *
HAZRETİ Mevlânâ’dan güzel bir uyarıdır bu:
–Körler caddesinde ayna satma, sağırlar caddesinde gazel atma…
Anlayana
—————————— ————–
(*) Cevat Rıfat Bey 1892’de İstanbul’da dünyaya geldi. 4 Şubat 1967’de vefat etti. Türkçü bir kalemdi, dinine bağlıydı. Yayınları ve kitaplarıyla Türkiye’deki masonluğu çökerten isimdi. Atilhan asker kökenliyi, yazar Bülent Oran’ın da babasıydı.
(*) Cevat Rıfat Bey 1892’de İstanbul’da dünyaya geldi. 4 Şubat 1967’de vefat etti. Türkçü bir kalemdi, dinine bağlıydı. Yayınları ve kitaplarıyla Türkiye’deki masonluğu çökerten isimdi. Atilhan asker kökenliyi, yazar Bülent Oran’ın da babasıydı.