Ergun KAFTANCI
CUMHURİYETİN ürünü diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı‘nı ilga etmeyi düşündüklerini söylemişlerdi. Unuttular, şimdi o makamı hilafet makamı saymaya kalktılar…
Eğer öyle ise sevgili Peygamberimiz’in sünnetine herkesten önce, halifelik makamına yakıştırılan Mehmet Görmez‘in uyması lâzım…
Peygamberimiz’in bir devesi bile yoktu, halife hazretlerinin (!) başkanlık vehmiyle meşbu zatın âlicenaplığı sayesinde, son model zırhlı bir makam otomobili oldu…
“Efendim çağa uymak lâzım” diyorlar…
Doğrudur, uymak lâzım ama malı götürürken değil, her koşulda ve her zaman…
Halkın çağdaş yaşantısını bağışlamayan, zındıklık sayan, mahalle baskısı kurarak uygarca yaşamayı dinsizlikle eşdeğer ilan eden psikolojik tedaviye muhtaç olanların, artık ağızlarına fermuar çekmeleri gerekiyor.
Din üzerinden siyasal propaganda yaparak oy devşirmenin mümkün olmadığını görecekler.
6 buçuk milyon işsizin, 17 milyon yoksulun, destek almadan yaşayamayan milyonlarca yurttaşın olduğu ülkemizde israf, debdebe, şaşaa ve varlık içerisinde yaşayanların sonu, temenni etmiyorum ama herhalde iyi olmayacak.
Devasa bir kitleye nazire yaparcasına yaşayanların, inşallah amel defterleri temiz ve düzgün olur diyorum ama ne yalan söyleyim bunu da hiç sanmıyorum!
İsraf, yolsuzluk, rüşvet, partizanlık, hırs, mal mülk edinme yöntemleri, yalan ve talan, küfür ve hakaret, sonlarını hazırladı. Dönüşü olmayan yola girdiler, amel defterleri de karmakarışık…
Her türlü tehlikeyi, başkanlık sistemiyle geçiştireceklerini sanıyorlar…
O sitem de bunları, görünen akıbetlerinden kurtaramayacak!
* * *
BİR kısım vali, yalakalıktan ve soytarılıktan vazgeçmedi…
Muhalefet partileri miting için hangi meydanı istiyorsa hepsi anında AKP propagandası yapacak olanTayyip Bey‘e tahsis ediliyor.
Bunu yapanlar yeni Türkiye’nin valileridir; yani yeni Türkiye’nin hinoğlu hinleri…
………………………..
Ülkede ne hak bıraktılar, ne hukuk.
Baskıdan ve keyfi uygulamalardan başka bir şey de yok; valiler sayesinde ele geçirilen meydanlarda artık demokrasiden, hak ve hukuktan, geniş özgürlüklerden bahsedilmiyor; kolay ya, dinsel enstrümanlar kullanılıyor…
Ağızlarından sadece din iman, hadîs, ayet, tekbir, fatiha gibi dini değerler dökülüyor. Kısacası, siyasal propagandanın da kılık kıyafeti değiştirildi…
Sanki onları dinlemeye gelen yurttaşlar dinsiz; öyle telâkki ettikleri, özellikle siyasal argümanları kullanmalarından anlaşılıyor…
Ne diyelim, hepsinin ervahına yuh olsun!
………………………..
Hızlı biçimde yükselen ve “Yürü ya kulum” mesajına uyarak koşup AKP Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturan Siirtli Yasin Aktay, hemşehrilerine türkü söylerken içine Tayyip Bey’in de adını katıvermiş…
Gazeteci yazar Necati Doğru arkadaşımızın köşesinde okudum, Aktay kürtçe okuduğu türküye“Serok Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammed” diye bir tekerleme sokuşturmuş…
Yani Salavat-ı Şerif’i yozlaştırmaya kalkışmış…
Dini siyasete nasıl âlet ettiklerini görün…
Bu sapkınlıktır, Allah affetsin!
……………………..
DERKENAR: Bakanlığı bırakıp Belediye Başkanı olan Fatma Şahin‘in adını da iki minare arasına mahya olarak astıklarını hatırlatırım. İnsan bu olup bitene baktığında dini değerlerin, bazılarının nazarında bir anlam ifade etmediğini düşünüyor ve bu çirkin gelişmeleri yobazlık sayıyor…
* * *
BOZKURT işareti yaptığınız sırada önünüzden bir AKP büyüğü geçiyorsa ona hakaret etmiş sayılıyorsunuz, polisler gelip sizi derhal derdest edip götürüyor…
Makul şüphe kapsamındayız yani..
………………………
MHP Uşak Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi yürekli ve bilekli yurttaşımız asena Seher Kayıhanböyle bir muameleye maruz kaldı…
İfadesi alındı; sistem masumları yargılamaya açık ya, mahkemeye sevkedildi; Kayıhan tutuksuz yargılanacak…
Güldür güldür şov!
………………………..
Rastlamıyorum; önümden geçen bir AKP’li büyüğü (!) gördüğümde her zaman yaptığım Bozkurt işaretini ben de yapacağım. Bakalım güldür güldür şov daha da komik hal alacak mı!?
* * *
KADİM dost Katar Emiri, Beştepe’ye 53 Arap atı hediye etmiş. Şimdi anlaşılmış olmalı bahçeye neden yüz at kapasiteli bir at ahırının yapıldığı…
Erdoğan bu sayede at binmeyi öğrenecek; bir kere bindi ama düştü. Öğrenirse bir daha düşmeyecek. İnşallah aile efradında da at sevgisi vardır, herhalde onlar da at binmeyi öğrenir.
Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu dosta düşmana göstermek için, Beştepe’deki sarayla içindeki yaşantı inşallah yeterli olur, emekler de (!) boşa gitmez!