Ergun KAFTANCI
İNTERNETTE bir fotoğraf dolaştırılıyor, çok anlamlı…
Kolaj…
Sağ tarafa arkadaşın gençlik fotoğrafını koymuşlar, sol üst tarafa da Beştepe’deki kâşanenin fotoğrafını. Hemen onun altında lüks bir Mercedes’in fotoğrafı var. En altta ise deste deste dolar görüntüsü…
Bitmedi…
Arkadaşın fotoğrafının altına da şunu yazmışlar:
-Biz iki hurmayla karnını doyuran peygamberin ümmetiyiz.
Bu kolajı yapıp internete aktaran topluma önemli bir mesaj vermiş oluyor. Denilecektir ki meramını kolaja sığınmadan doğrudan ifade edebilirdi.
Edebilirdi tabii, demek ki kolayına bu gelmiş…
Kolaja sığınan kimse, insanların zihinlerini canlandırmaya çalışmış…
…………………………
İnternette sadece bu kolaj dolaşmıyor, başkaları da var…
Seçim yaklaşırken insanlar düşüncelerini meydana çıkarak söyleyemediği için sosyal medyaya sığınıyor.
Faceboook da onlardan biri…
Bu sosyal medya da ağzına kadar düşünme ve düşünceyi açıklama özgürlüğü elinden alınan insanların yakınmalarıyla dolu. Zira yurttaşların başka seçeneği yok!
…………………………
Yine bir başka kolaj; bunda fotoğraf yok, dört satır yazı var…
O satırları aynen naklediyorum:
-İngiliz Kraliyet Ailesi bütçesi 126 milyon TL.
TC Cumhurbaşkanlığı bütçesi 397 milyon TL.
-İngiltere’de kişi başına yurtiçi gelir 42 bin dolar.
Türkiye’de kişi başına yurtiçi gelir 9.732 dolar…
Bizdeki yurtiçi gelir, kağıt üzerinde bu kadar ama İngiltere’deki yurtiçi gelir kağıt üzerindeki rakam değil, insanların cebindeki rakam; fark bu…
Bu dört satıra baktıktan sonra bir yorum yapmaya herhalde gerek kalmıyor. Kıyaslama, yeterince mesaj vermektedir diye düşünüyorum…
…………………………
-Bazı insanlar varlığıyla değil, yokluğuyla mutlu edebilir bir ülkeyi…
Bu lâfı da facebook’a yollamışlar…
Anlatırlar…
Latin Amerika ülkelerinden birinin başındaki adam halka ve saldırganlığıyla da komşusu ülkelere illallah dedirtmiş…
Bir uçak yolculuğunda gazetecilere “Ülkemin insanlarını nasıl sevindirebilirim” diye soran bu saldırgan, nemrut, küfürbaz, gaddar başkana gazetecinin biri cesaretini toplayarak yanıt vermiş:
-Halkı sevindirmek istiyorsanız başkanım, atın kendinizi uçaktan. Sadece halkımızı değil, dünyayı da sevindirmiş olursunuz!
Bazı insanların varlığı değil yokluğu sevindirici olabiliyor demek ki…
…………………….
Yine facebook’ta gezdirilen bir kolaj dikkatimi çekti…
Kimlerin fotoğrafı yok ki…
Arkadaşın var, eşinin var, vekilinin var, ozalit tipin var, aktif siyasetin son durağına gelen amcamın var…
Hepsi hüngür hüngür…
Neredeyse gözyaşlarında boğulacaklar…
Kolajın altına şunu yazmışlar:
-8 haziran sabahı AKP…
Ağlamalarına aldanmayın, milletin anasını ağlattıklarını düşünün ve gittiler diye de zerre kadar üzülmeyin…
Sevinin; onlar gidecek, reha gelecek…
…………………………
Düşünür Nietzsche -Niş diye okunur- diyor ki:
-Bir ülkede edebiyattan ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.
Facebook da bu değerlendirme de dolaşıp duruyor…
Demek ki neymiş; ülkemiz üçüncü sınıf bir ülkeymiş…
………………………..
Yandaş, yalaka, yalama, gevşek ve tasmalı basından alıntılar da zaman zaman facebook’ta arz-ı endâm ediyor.
Birine değinelim…
Sabah sabah manşet atmışlar:
-Siyasete kişisel hırs yön veremez…
Bunu muhterem söylemiş, gazete de manşet yapmış…
Madem öyle bu ille de başkanlık hırsı ne!?
Türkiye’de siyasete maalesef kişisel hırs yön veriyor; o cümleyi de bizatihi sahibi tekzip ediyor!
………………………..
Şair Eşref‘in bir dörtlüğünü da Facebook’a taşımışlar.
Şöyle demiş Eşref:
-Bir soğan soyuluyor
Yaşarıyor gözler…
Bir devlet soyuluyor
Aldırmıyor öküzler!
………………………..
Seçime giderken, bu çok anlamlı ve zekâ işi kolajlarla deyişleri göz ardı etmemek lâzım. Şaka gibi de gözükse hepsi ciddi mesaj niteliğine sahip…