
‘Devletin başına devlet gelecek’ sloganıyla karşılanan Bahçeli, yoğun ilgi gördü. Seçimlerin çok iyi değerlendirilmesi ve anlaşılmasını isteyen Bahçeli, 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyon hükümeti kurulması çalışması hakkında bilgi verip, hangi konulara neden ‘hayır’ dediklerini anlattı. Bahçeli, 7 Haziran sonrası AKP’nin koalisyon hükümeti kurma sürecinde gündeme getirdikleri dört şartın üzerinde durarak, “Serok Ahmet’in bu dört şartı kabul etmesi mümkün değil. Vesayet altındadır, Recep Tayyip Erdoğan’nın korkusu, elini ayağını titretmiştir. Öyleyse bizimle hükümet kurması teklif edememe cesaretsizliğinin yanında mümkün de gözükmüyor.” dedi.
Osmaniye’deki programının arından dün akşam saatlerinde Adana‘ya gelen MHP Lideri Bahçeli, bu sabah Adana Büyükşehir Belediyesi‘ni ziyaret etti.
‘ÇEŞME’ ŞARKISINI DİNLEDİ
1 Kasım seçimleri öncesi son seçim gezisi için Adana’ya gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Bina girişinde MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlütarafından karşılanan Bahçeli, bu sırada Büyükşehir Belediyesi Bandosu tarafından çalınan Ferdi Tayfur‘un ‘Çeşme‘ şarkısını dinledi. Bandonun karşısına geçen Bahçeli, her fırsatta çok severek dinlediğini ifade ettiği Adanalı Ferdi Tayfur’un şarkısının ardından bandoya teşekkür etti.
SÖZLÜ BRİFİNG
Bahçeli, daha sonra Başkan Sözlü’nün makamına geçti. Başkan Sözlü, Bahçeli’ye büyükşehir faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Adana Büyükşehir Belediyesi’ni büyük borç yüküyle devraldıklarını ve yasayla, hizmet alanının vilayet geneline yayıldığını kaydeden Başkan Hüseyin Sözlü, “Borç var fakat bizler, Zat-ı Ali’nizin bize ilettiği millete hizmet etme ve değer katma direktifleri doğrultusunda çalışarak, büyük yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Kesinlikle mazeret üretmiyoruz. Zorluklardan yılmıyoruz ve özkaynaklarımızı artırarak hizmet etmeye devam ediyoruz” dedi.
“Adana Büyükşehir Belediyesi olarak, Milliyetçi Hareket ilkelerine layık, model teşkil edecek şekilde belediyecilik hizmetlerimizi sürdürüyoruz ve göreve başladığımızın üzerinden henüz 1 buçuk yıl geçmesine rağmen, geçmişle kıyaslanmayacak oranda hizmet üretmeye ve yatırım yapmaya başladık” diye konuştu.
Başkan Sözlü daha sonra, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 1 buçuk yıllık icraatlarından oluşan görüntüleri Devlet Bahçeli ve konuklara izletti, verilen hizmetin ayrıntılarıyla ilgili bilgi aktardı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana Büyükşehir Belediyesi Şeref Defteri’ni de imzaladı.
Yaklaşık yarım saat süren ziyaretin ardından Bahçeli, yine Ferdi Tayfur‘un ‘Emmoğlu’ şarkısıyla uğurlandı. Bahçeli daha sonra Adana Tüyap Fuar Alanı’nda partilileriyle bir araya geldi.
NEDEN KOALİSYON KURULMADIĞINI ANLATTI
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Tüyap Adana Fuar ve Kongre Merkezi‘nde binlerce kişiye seslendi. ‘Devletin başına devlet gelecek’ sloganıyla karşılanan Bahçeli, yoğun ilgi gördü. Seçimlerin çok iyi değerlendirilmesi ve anlaşılmasını isteyen Bahçeli, 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyon hükümeti kurulması çalışması hakkında bilgi verip, hangi konulara neden ‘hayır’ dediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devletin tüm imkanlarının siyasi iktidar tarafından kullanıldığını hatırlatan Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunlar görüldü. 10 Ağustos 2014 tarihinden itibaren ortaya koymuş olduğu cumhurbaşkanlığı anlayışı tamamıyla anayasada bulunan görev ve yetkilerini aşarak tek adamlığa doğru Türkiye’yi bir felakete doğru sürüklemiştir.
Adana ve Mersin başta olmak üzere öyle bir tokat vurmuşlardır ki seçimleri MHP kazanmıştır. 7 Haziran seçimlerine de korkuyla girmişlerdir. Bu seçimlerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlıyoruz. Nasıl bir haksız rekabetle seçim yapıldığını biliyoruz.
Sanki Türkiye’de tek parti var ve diğerleri gerek yoktur anlayışla millet iktidar ve cumhurbaşkanlığının imkânıyla seçime gidilmiştir. Ama aziz millet ikaz vermiştir. Sizler tek başınıza iktidar değilsiniz demiştir. AKP’nin tek başına iktidarında yüzde 9 oranında oy kaybedilmiştir.
AKP tek başına iktidara olma imkanını kaybetmiştir. Sonuçlar tek başına iktidarı sağlamamıştır. Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. AKP güven kaybetmiş, oy kaybına uğramış ve bir çöküşe geçmiştir. Ülke yönetimsiz kalamaz.
Tek başına iktidar bulunmuyorsa, TBMM’deki siyasi partileri iyi değerlendirmekte yarar vardır. 7 Haziran sonrasında MHP üzerinde çok büyük oyunlar oynanmış tuzaklar kurulmuştur” dedi.
PKK SİLAHTAN VAZGEÇMEZ
7 Haziran seçimlerinden sonra bir partinin tek başına iktidar olmasının imkânsız olduğunu ancak 2 veya 3 partinin güçlü koalisyon kurulabileceğini hatırlatan Bahçeli sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de 11 koalisyon yönetimi söz konusu olmuştur. Bazıları çok kısa ömürlüdür. Bu süreçte koalisyon kurulması için 7 Haziran’da üzerimize düşeni yaptık ama sizi hileyle kandırmaya çalışıyorlar. AKP öncelikle Türkiye’yi kutuplaşmaya, cepheleşmeye, bir şiddete çatışmaya sürüklemeyi amaç etmiştir.
Türkiye’de bir kamplaşma ve kutuplaşmayı etnik temelli bölünmeyi mezhepsel temelli ayrışmayı amaçlayan adımlar atılmıştır. Büyük bir gerilim stratejisi izlenmiştir. ‘Bir Kürt sorunu vardır’ bahanesiyle tarihi bir hataya bürünülmüştür. Bunu iyi takip etmek gerekir. 1978 yılı Diyarbakır Lice ilçesi Fis köyünde PKK’nın birinci olağan kongresi toplanır.
Bu kongrede Marksist Leninist temelli bağımsız bir Kürdistan kurulması kararı alınır. PKK’ya ne kadar hoş görünürseniz nasıl siyasallaştırırsanız normalleştirme adına sahip çıkarsanız çıkın, o kongredeki kararından PKK’yı saptıramazsınız. PKK’nın bu kararı 1984’de Şemdinli’de Eruh baskınıyla silahlı propaganda dönemine geçilmiştir. O günlerden bu güne kadar PKK silahtan vazgeçmiş değildir.
Amacını anlatmak için etnik temelli bölücü terör örgütü olarak faaliyetini sürdürmüştür. Kendini aydın zanneden gafiller PKK’nın tuzağına düşmüştür. Askeri yöntem yerine siyasi çözüm sevdasına kapılmışlardır. Bu tarihleri şahsiyetleri unutmayın. Açılım bir yıkım politikasının adıdır. Adana tabiriyle bizim valiler süs biberi gibi koltuklarda oturuyorlar.
Her yerlerde el bombaları var. Devletin varlığını ortadan kaldıran bir yola girmişlerdi. Suruç’ta patlatılan bombanın ardından çok sayıda vatandaşımız asker polislerimiz şehitlerimiz Türkiye’nin her tarafına dağılmıştır. Sadece 11 şehit Adana’da verilmiştir. Bu sorumluluğu taşıyan Cumhurbaşkanı sessiz. Onun vesayet altında tuttuğu Serok Ahmet sessiz.”
AKP’NİN KOALİSYON KURMA DÜŞÜNCESİ YOKTU
7 Haziran seçimleri sonrasında üç partiden 2’sinin emmoğlu olduğunu kaydeden Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Birisi AKP birisi PKK partisidir. Birisi de ona seyirci kalmış, özgürlükler bahanesiyle durup dururken Dersim bahanesiyle toplumsal dokuyu kaşımaya, çözüm sürecinde yarışa girmişlerdir. Bunlar TBMM’de çözüm bloku olarak temsil edilir hale gelmiştir. Madem tek başına bir iktidar mümkün olmuyor o halde koalisyon üç parti arasında değişik denklemlerle koalisyon kurulabilirdi. Böyle bir koalisyonu yapacakları yerde MHP’yi koalisyonda yer almadığımızı söylediler.
Siz siyasi yıkımda berabersiniz niye MHP’yi düşünüyorsunuz. MHP koalisyon kurmuyor diye alçakça saldıran sözde ülkücüler AKP’ye destek veriyor. CHP’nin bir yetkisi yokken AKP karşıtı blok oluşturmaktan söz etti. Başbakanlık lafını Sayın Kılıçdaroğlu’na kim fısıldamışsa ihanet eder. Bu ne saygısızlık. MHP bit için dam yakamaz. Memleketi bölmeye çalışan hainlerin içinde yer aldığı blokta bizi nasıl görürler? Bu süreçte milli görevini yapacak ana muhalefet görevine talip olduk.
Böyle bir durum karşısında toplumsal talep yoğunlaştıkça kaçak saraydaki zat Serok Ahmet’i davet eder. 9 Temmuz günü koalisyon hükümeti kurmak için görevlendirir. O vesayet altında bir kişi olarak harekete geçer, CHP ve MHP ile görüşme süreci başlatır. CHP ile görüşmeleri 32 gün sürmüştür. Sonra bizden randevu istediler. Bizimle koalisyon kurmak gibi düşünceleri yoktu. HDP’ye oy vermiş memleket evladının iradesine saygı duyar ama HPD’ye flu bakarız.
PKK ile beraber olduğu sürece onu tanımayız ama oy verene saygı duyarız. Şimdi neye hayır dediğimizi anladınız mı? Neye hayır dediğimizi anladıysanız iradenizle yarın oy verin. Çözüm buzdolabına alınmışsa biz de fişini çekip çözümü ortadan kaldıracağız. Toprak ve milli bütünlüğümüzü ortadan kaldıran uygulamalara asla izin verilmeyecektir.
17-25 Aralık’ın üzerine gidilmesini, ucu ister Bilal’e ister Recep Tayyip Erdoğan’a dokunsun üstüne gidilmesini istedik. Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarına çekilmesini, Çankaya’ya gidilmesini o ucubeler Cumhuriyet ve Demokrasi Müzesi olacaktır. Bu şartlarda Serok Ahmet bizimle koalisyona evet veya hayır diyemedi. Dışarı çıkıp ‘MHP hayır diyor’ diye açıklama yaptı. Her alanda saldırı başlattılar.
Türkiye’nin bölünmesine karşıyız. Biz bunun için seve seve hayırcı oluruz. Ülkenin bölünmesine evet diyemeyiz. AKP’li hemşehrilerim sizin tercihinize saygı duyuyorum ama tercihinizi gözden geçirmenizde yarar var. Recep Tayyip Erdoğan’dan vazgeçemiyoruz diyerek memleketi felakete sürüklemeye hakkınız yok. AKP’ye oy vermiş kardeşlerim AKP’nin bu gidişatını gözden geçirin.”
“HAYIRDA DA ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN ‘HAYIR VARDIR’ DİYOR”
Görüşmeler sonrasında dışarıya çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir saat sonra bir açıklama yaparak, ‘MHP her şeye hayır’ dediğini aktaran MHP Genel Başkanı, “Ondan sonra 77 araştırmacı, yazar müsveddesi, AKP beslemesi, 6 bine yakın Aktrol medya ve sosyal medyaya saldırır ve ‘MHP hayırcıdır’ der. Evet MHP biraz evvel söylediğimiz konulara ‘hayır’ diyor. Hayırda da ülkemiz ve milletimiz için ‘hayır vardır’ diyor. Türkiye’nin bölünmesine siz ‘evet’ diyor musunuz? Çözüm sürecinde Türkiye’nin geleceğini karartmaya ‘evet’ diyorsanız MHP bunlara ‘hayır’ diyor. Onun için biz seve seve hayırcı oluruz. Ama ihanete evet diyemeyiz.” şeklinde konuştu.
AKP’nin çözüm sürecinde yapmış olduğu görüşmeler zincirinin son halkasının Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştiğini hatırlatan Devlet Bahçeli, burada HDP heyetiyle 10 maddelik Dolmabahçe Mutabakatı’nın imzalandığına işaret etti. AK Parti seçmenine seslenen Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: “Recep Tayyip Erdoğan’ı kurtarmak için, MHP’nin şartlarıyla bir hükümet kurulmasından korkarak, Recep Tayyip Erdoğan’ı korumak istiyorsanız; milletimizi kargaşaya, kaosa sürüklemeye hakkınız yok. Siyasette vazgeçilmez insan olamaz. Recep Tayyip Erdoğan’dan ‘vazgeçemiyoruz’ diyerek, memleketi bölmeye, yıkmaya, kardeş kavgasına sürüklemeye hakkınız yok.
Böyle bir gerilim AKP’nin alayını bitirir. Onun için bugün, bu akşam vakti AKP’ye oy vermiş kardeşlerim Adana’dan hem sizlere, hem Türkiye’ye sesleniyorum: AKP’nin bu gidişatını bir gözden geçirin. Recep Tayyip Erdoğan’nın ‘fili durum yarattım, şimdi bunun hukuki zırhını istiyorum’ diyerek, 14 Ağustos, Rize’deki konuşması ile parlamenter sistemi değiştirip, Başkanlık sistemine geçmek, oradan diktatörlüğe heveslenmek, sizin kurtuluşunuz olamaz.
Bu sonunuzdur, felaketinizdir. Şimdi buradan tüm Adanalılara sesleniyorum: Böyle bir gidişat, eğer televizyonlardaki ve sosyal medyadaki Aktroller aracılığıyla, 5 tane araştırma kurumunun sözlerine katılarak, ‘Ya AKP tek başına iktidar olmalı, yoksa koalisyonlar Türkiye’yi felakete götürür, tablo değişmezse 3’üncü bir seçim kapıda olur’ diye milletin iradesini baskı altına almak, seçim tehdidinde bulunmak, doğru bir siyasi hareket ve düşünce değildir.”
“HAVUZ MEDYASI İLE HESAPLAŞACAĞIZ”
Havuz medyası ile bir gün hesaplaşacaklarını ifade eden MHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlarla da yüzleşeceğiz. Çünkü onlar maksat farklı bilgi, haber kaynaklarına sahip olmayan; yani şurayı şereflendiren aziz Adanalılar için, oylarını iktidarın gözüyle görmesini sağlamak varlıklarını devam ettiriyorlar. Görevleri de zaten bu. Şimdi havuz medyası ile Türkiye’yi görmeye çalışacak mısınız? Yoksa kendi gözünüzle mi hareket edeceksiniz? Biriken ve üst üste yığılan sorunların ise iktidarın yanlışlarından değil, iç ve dış düşmanların kumpaslarında kaynaklandığı, başlıca iktidar tarafından devamlı gündemde tutulmaktadır.
Bilimsel ve yaşanan değerler çerçevesinde Türkiye’yi zorlar, tek başına AKP iktidarı için her yola başvurur iseniz, bunun sonu felakettir. Adalet ve Kalkınma Partisi özellikle Recep Tayyip Erdoğan, ‘tekrar böyle bir güce eriştim’ güç çılgını olur, her türlü deliliğe başvurabilecek bir yola saparsa, Türkiye’de zaten felaketin fişeği işaretlenmiş demektir. Bu yol tehlikelidir, bu yol Türkiye için bir kabustur. AKP iktidardaki çürümüşlüğünü devam ettirmeli ve tek başına iktidar olmamalıdır. Ama koalisyonlar itibariyle televizyonlarda bazı şeyler değişmez, 7 Haziran’ın bir benzeri olur der ise o zaman bu millet iradesi belki de 1 Kasım’da bir çözüm yolu bulur.”
“PATLAMA SOKAKTA OLUR İSE TUNUS’TAKİ GİBİ ALLAH SONUMUZU HAYIR GETİRE”
1 Kasım’da mecliste benzer bir tablo çıkması halinde “5. bir parti oluşabilir” dediğini belirten Devlet Bahçeli, hükümete şu sözlerle yüklendi: “Aman yarabbi; AKP’de bir telaş başladı. ‘Nereden söylüyor, nereden biliyor, nasıl olacak? 5. parti AKP’den olmaz; ama başka partilerden olabilir… Özellikle CHP’de ve MHP’de olabilir’ diye iftiralara başladılar. MHP’de böyle bir anlayış memleketin bugünkü şartlarında mümkün değildir. MHP kendi tuzağını kendisi kurarsa, vatana en büyük yanlışı, millete en büyük yıkımı yapmış olur. Onun için 5. yapılanmayı, MHP’den değil, şu baskıcı rejimin kendi, yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya doğru bölünmesiyle oluşacağını iyi dikkat etmek lazımdır. Onun için her yerde söylüyorum. Toplumda bir sesiz öfke var.
10 Mart’tan bu yana seçim faaliyetleri yürütülüyor. Toplum yılgın, seçime karşı soğuk. Siyasi partiler yorgun. Böyle bir durum karşısında toplum, kendi kendine her gün televizyonlarda 7, 24 ya Recep Erdoğan’ı, ya Serok Ahmet’i dinleye dinleye kendi sesini de duyamamamın öfkesiyle içten içe yanıyor. Bu sesiz öfke bir yerde patlayacaktır. Bu patlama Allah vere demokrasi içinde olmalı. 1 Kasım’daki sandıkta olmalı. Yani 1 Kasım’da sandıkta sandık patlar ise AKP’ye ‘Abbas yolcu’ diyebilirsiniz. Demokrasi içerisinde bir iktidar değişikliğini millet iradesiyle ortaya koyar, Türkiye’yi bir krizden, kaostan, çatışmadan kurtarabilirsiniz. Ama bu başarılmaz, bu çılgınlıklar; Recep Tayyip Erdoğan’nın ‘bana tekrar oy vereceksiniz’ hilesiyle, baskısıyla devam ederse; o zaman patlama sokakta olur ise Tunus’taki gibi Allah sonumuzu hayır getire. O daha büyük bir kardeş kavgasıdır. O daha büyük bir yangındır. Türk milleti ve milliyetçiler olarak Türkiye’yi yakamayız, yıkamayız; ama sandığa gidip millet iradesini MHP’ye yöneltebiliriz.”
“AİLE BOYU SANDIĞI GİDECEKSİNİZ”
1 Kasım günü vatandaşların sandık başına gitmesini isteyen Bahçeli, “Hal böyle olunca 1 Kasım günü alayınız hazır olacaksınız. Hanımefendi kahvaltıyı hazırlayacak. Çoluk çocuk kahvaltısını yapacak. Seçim kartlarınızı kontrol edeceksiniz. Hadi ailecek, gideceğiz, diyeceksiniz. Komşular, çalışanlar ve akrabalar olarak, gideceksiniz. MHP’nin iradesini orada göstereceksiniz. Bakın bakalım MHP’den kim oy çalacak, kim oylar yığınıyla onun ya tek başına iktidarını yada koalisyon şartlarında şu dört maddeyi kabul eden HDP dışında kim varsa, elimizi taşın altına değil; gövdemizi taşın altına kor, ülkeyi yönetimsiz bırakamayız.”
MHP Lideri Bahçeli ve eşlik eden heyet toplantıdan sonra vedalaşarak Mersin’e geçti.