
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya,”İçeriden ihanet, dışarıdan husumet kuşatması altına alınan Türkiye, geri dönüşü olmayan bir yolda hızla ilerliyor. Buna rağmen AKP zihniyeti, evlilik programlarıyla, yemek tarifleriyle uyuttuğu, ‘Diriliş’le avuttuğu millete, 24 saat Dianne Dengel’in ‘Mutluluk tablosu’nu gösteriyor.
Çatı akıyor, pencere camsız, karyolanın ayağı kırık, yorgan yamalı ama şemsiye altında tebessümle uyuyan ailenin 8 ferdi hayatlarından gayet mutlular. Dengel’in kahramanlarına mutluluklar diliyoruz; ama Türkiye mutlaka uykudan uyanmalı. Çünkü; bu uykunun sonu hayırlı görünmüyor.”dedi.
Karakaya’nın açıklaması şu şekilde:
Ülke ve millet olarak tarihin en karanlık, en buhranlı bir dönemini yaşıyoruz. İçeride ve dışarıda cereyan eden olaylar, dahilden ve hariçten gelen saldırılar Türkiye Cumhuriyeti’ni çepeçevre kuşatmış durumdadır. Hiç kuşku yok ki; ülkeyi 13 yıldır yöneten zihniyet, bu kuşatmanın asıl sorumlusudur.
Durumu kısaca özetlersek; Türkiye’yi bölmekle vazifelendirilmiş, bazı il ve ilçeleri işgal etmesine göz yumulan, halkı açlığa, susuzluğa mahkum eden taşeron terör örgütü ve bunların Meclis’te açıkça savunmasını üstlenen bir yapı mevcut.
Ayrıca; Devlete, millete ihaneti görmeyen ama iktidara yönelik sanal tepkileri dahi takip eden, güven kaybı zirveye çıkan bir Yargı; üretim yerine ithalata ve dış borca dayalı, cari açığı sürekli büyüyen ve finansmanında ciddi risklere maruz bir ekonomi; açlık sınırı altında inleyen milyonlarca insan; gerçekleri karartma, rüşveti yıkama, hukuksuzluğu örtme görevi yapan bir basın var.
Diğer taraftan; İran’da hakaret edilen, horlanan, Irak’ta boğazlanan, Suriye’de bombalanan, yurtlarından kovulan; yani Yahudi, Hristiyan ve sözde Müslüman gurupların hep birlikte yok etmek istediği Türkmenlerin yaşadığı bir dram da var.
Suriye gün geçtikçe büyük bir bataklığa dönüşüyor. İnsanlar toplu halde katlediliyor. Sınırımızı ihlal eden bir uçak düşürüldü. Rusya-İran-Çin işbirliğine karşı, başını ABD’nin çektiği ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu blok var.
Çok ilişkili çıkar çatışması her an dengeleri değiştirebiliyor. Bugün adı sadece Suriye olan bölge üzerinde yaşanan paylaşım savaşının her an seyri değişebilir. Küresel güçlerin ilgisinin sadece Suriye ile sınırlı olduğunu düşünmek çok saflık olur.
Diğer yandan, Yurt içinde terör örgütü adeta halkı bezdirme, sindirme adına huzuru, birliği, kardeşliği tehdit ediyor. Hemen her gün bu milletin evlatları şehit ediliyor ki; artık bunun günlük rutin bir hâl aldığını üzülerek müçahede ediyoruz.
Daha bugün Adana’da Denizli mahallesinde polis karakoluna saldırı yapıldı. Adana polisinin yiğitçe karşı koyması sonucu teröristler kaçarken bomba yüklü araç, etkisiz hale getirildi.
Suruç’ta, Ankara’da meydana gelen katliamlardan sonra Adana’da bomba yüklü aracın varlığı, üzerinde düşünülmesi gereken ciddi bir durumdur.
Buradan Adana polisine teşekkür ederken, Adana’daki bütün vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Peki; bütün bu kara tablonun asıl sorumlusu olan AKP zihniyetinin gündeminde ne var? Saray var, başkanlık hayali var, dolaptan çıkarılacak ihanet sürecine yeni makyaj var, Türk adının Meclis’teki yemin metninden çıkarılması var, devlet kadrolarının, ihalelerin eşe, dosta nasıl dağıtılacağı, havuzun nasıl doldurulacağı, hangi bakanın kime yakın olduğu dedikodusu var.
Kaçak Saray ‘la AKP arasında akort ayarı var. Muhalefete fitne için lejyoner yetiştirme kursu var. Paralel var, Barzani petrolü var. Var oğlu var! Ama nedense gündemde bir tek Türk milleti yok.
Irak’ta, Suriye’de Türkmenlere yapılan katliamlar yok. ‘Obama otelde nasıl mutlu edilir?’ mesaisi yapan AKP zihniyeti, Türkmenlerin acısını hissedemiyor. Sıradan yasak savma türünden bir açıklama ile neden yetiniliyor?
Adana’da durdurulan silah ve para dolu TIR’ların Türkmenlere gittiği yalanına milleti inandırmaya çalışanlar bugün Türkmen dramına neden sessizdirler?
1 Kasım seçimi Türkiye için iyi bir sonuç olmamıştır. Halkı ‘Beyaz Toros’la, 20 yıla yayılan kredi borçlarıyla, şiddetle, terörle, ‘sosyal yardımlar kesilir’ tehditleriyle korkutan, ‘İstikrar sürsün’ diyerek aldatan AKP zihniyeti sayesinde, Türkiye istikrar değil esaret sürecine girdi.
İçeriden ihanet, dışarıdan husumet kuşatması altına alınan Türkiye, geri dönüşü olmayan bir yolda hızla ilerliyor. Buna rağmen AKP zihniyeti, evlilik programlarıyla, yemek tarifleriyle uyuttuğu, ‘Diriliş’le avuttuğu millete, 24 saat Dianne Dengel’in ‘Mutluluk tablosu’nu gösteriyor.
Çatı akıyor, pencere camsız, karyolanın ayağı kırık, yorgan yamalı ama şemsiye altında tebessümle uyuyan ailenin 8 ferdi hayatlarından gayet mutlular.
Dengel’in kahramanlarına mutluluklar diliyoruz; ama Türkiye mutlaka uykudan uyanmalı. Çünkü; bu uykunun sonu hayırlı görünmüyor.