
Milliyetçi Hareket Partisi Mersin il başkanı Sebahattin Kılıç “17-25 ARALIK RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE HAFTASI” Nedeniyle yazılı basın açıklaması yayınladı.
Kılıç Mesajında;
Ülkemiz, birkaç yıl öncesine kadar iktidarı paylaşanların, birbirlerini hırsızlık, yolsuzluk ve darbecilikle suçladığı olağanüstü bir dönemden geçmektedir. İktidardaki bu ayrışmanın ardından,rüşvet ve yolsuzluk iddialarının ortaya saçıldığı bu iktidar kavgası, yıllardır Türkiye’nin mahkûm edildiği hak ve hukuk tanımayan zihniyeti ortaya çıkarması bakımından önemli bir başlangıçtır.
Yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını ifşa eden eski ortağına son günlerde paralel yapı operasyonları ile ceza kesen AKP hükümeti, böylelikle 12 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’ye yaşattığı haksızlık ve hukuksuzluklara bir yenisini daha eklemiştir. Bir zamanlar Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına birlikte imza attığı ortağını, paralel yapı diye suçlayan hükümet, bugün yeni ortakları İmralı canisi ve PKK ile bir olup, milli devlete operasyon yapmaktadır.
Türkiye’de hukuk öylesine keyfi ve fütursuzca uygulanmaktadır ki, insanların her sabah kim kime operasyon yaptı diye uyandığı bir ülke haline gelinmiştir. Türkiye, iktidar partisi AKP’nin ellerinde hukukun üstünlüğü’nün hâkim olduğu bir ülke olmaktan çıkmış, tiran’lara özel, üstünlerin hukuku yürürlüğe sokulmuştur. Cemaat için birkaç gün önce, özel olarak çıkarıldığı anlaşılan yargı paketinin içerisine yerleştirilen, makul şüphe garabeti sayesinde hukuki dayanaktan ziyade siyasi endişelerle operasyonlar düzenlenmektedir.
AKP hükümetinin hukukun siyasallaştırıldığı yeni sistem sayesinde paralel yapı operasyonu ne ilk ne de son olacaktır. Türkiye, siyasi amaç taşıyan benzer pek çok operasyona alıştırılmıştır. Türk milletinin, AKP ‘nin yarattığı travmalar neticesi, şartlı refleksi kırılmıştır. Devletin bütün kurumlarına ve “Türk” adına karşı savaş açarak tasfiye görevi yürüten AKP hükümetinin en iyi becerdiği iş hukuku katletmektir.
Kuvvetli ve somut delil yerine, makul şüpheyi yeterli gören yasayı bir silah olarak kullanan ve ilk uygulamasını dünkü ortakları cemaat üzerinde yapan AKP iktidarı, aslında bütün Türkiye’ye gözdağı vermektedir. İktidarın kurduğu rant düzeninin dışında kalanlar kadar, Türkiye’nin milli ve üniter yapısının değiştirilmesine direnenler de tehdit olarak algılanmaktadır.
AKP iktidarının medya ve emniyetteki paralel yapı operasyonu, bir yıl önce ortaya atılan 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarına karşı intikam amacıyla yapılmıştır. Ancak paralel yapı operasyonu, Türkiye’nin bir yıl boyunca konuştuğu 17-25 Aralık yolsuzluklarını unutturmak bir yana hafızalarda tazelenmesini sağlamıştır. Hükümet yolsuzluk ve rüşvet iddialarının yıl dönümünde gündemi saptırmak isterken, milletimize, ayakkabı kutularındaki milyon dolarları, yatak odalarındaki para sayma makinelerini ve sıfırlama konuşmalarını yeniden hatırlatmıştır.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yolsuzluk ve rüşvet dosyaları, hükümete yapılmış darbe iddiasıyla, üzeri örtülemeyecek ölçüde büyüktür. Türkiye, tarihi boyunca pek çok darbe görmüştür ancak, AKP’nin 17-25 Aralık’ta ortaya saçılan kirli ilişkilerine karşı başlatılmasına dahi müsaade etmediği soruşturmaların, darbe tanımını tam olarak karşıladığı söylenemez.
17-25 Aralık’ın bir rövanşı niteliğindeki paralel operasyonu ise daha çok hırsızın polise baskın gelmesi olarak tanımlanabilir. Hukuksuzluğun baskın olduğu darbe rejimlerinin acısını ve çilesini çekmiş Milliyetçi Ülkücü Hareket, tiran rejimine dönüşmek üzere olan otoriterleşmenin bütün Türkiye’yi ve devlet nizamını tehdit eder boyuta ulaşmasından endişe duymaktadır.
Türkiye’de hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve bölücülüğün esiri olan AKP hükümeti’nin kendisine ve ülkeye yapabileceği en büyük iyilik, hesap verebilir bir pozisyona gelmesi ve isnat edilen bütün suçlamalar için yüce Türk adaleti karşısına çıkmasıdır. Aksi takdirde er ya da geç bütün suçlular adaletle yüzleşecek, tıpkı bugün hükümetin cemaatten intikam alırken söylediği gibi, kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır.